NATO’ya giren Peşmerge

NATO’ya giren Peşmerge
NATO’ya giren Peşmerge

Bize sürpriz (!) olan bu gelişmenin Ankara için öyle olmadığını öğrendim. Konferans ile ilgili planlamanın yapılış safhasında NA

Bize sürpriz (!) olan bu gelişmenin Ankara için öyle olmadığını öğrendim. Konferans ile ilgili planlamanın yapılış safhasında NATO’nun siyasi kanadından Ankara’ya bilgi verilmiş, hükümetten buna itiraz olmamış!...

 


Çin’e verilen füze ihalesi yüzünden Ankara’ya çöken ağır Amerikan havası ve ardındaki gelişmelerin peşinde koşarken sabah gündeme düşen haberle alarma geçtik. Haber, Çin’e verilen yüksek irtifada hava savunma sistemleri ihalesi ile ilgili kararın ne kadar doğru olduğunu bir kez daha doğrular nitelikteydi;
“Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Peşmerge Bakanlığı, ilk defa NATO tarafından düzenlenen uluslararası bir konferansa davet edildi.”
Yaptığım 3-5 telefon görüşmesinden sonra bize sürpriz(!) olan bu gelişmenin Ankara için öyle olmadığını öğrendim. Kaynaklar, konferans ile ilgili planlamanın yapılış safhasında NATO’nun siyasi kanadından Ankara’ya bilgi verildiğini ve Hükümetten de buna herhangi bir itirazın Brüksel’e iletilmediğini kaydetti.
Hafta sonu Diyarbakır’da gerçekleşecek Mesud Barzani-Tayyip Erdoğan düeti arifesinde yaşanan bu gelişme, terörist Abdullah Öcalan’ın  “müzakere süreci” nde Hükümete 4 ay daha opsiyon tanıması ve iktidarın bebek katili ile “akil adamlara”, gazetecilere görüşme imkanı sağlayacağı sinyalleri..
Kafamı kurcalayan soru işaretlerine biraz yanıt bulabilir miyim diye son İmralı görüşmesine giden heyette bulunan HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile görüştüm.  “Öcalan’ın, Barzani-Erdoğan buluşmasından haberi var mıydı” diye sordum,  “hayır yoktu” dedi. Teröristbaşının hükümete
verdiği 4 aylık opsiyonun detaylarını öğrenmek istediğimi belirtince de,  “Pazartesi günü geniş bir açıklama yapacağını”  kaydetti. Barzani-Erdoğan görüşmesi için değerlendirmeyi de aynı güne bıraktı. Önder, gazeteci ve “akil adamlar”ın Öcalan ile görüştürüleceğine dair hükümetten  “henüz” somut bir işaret almadıklarını da sözlerine ekledi.
Tekrar döndüm kendi rutin(!) gündemime.
Yandaş medyada her gün yer alan; “ABD’li şirketler Patriot için tekliflerini yenileme kararı aldı. Türkiye’nin şartlarına uygun yeni teklif sunacaklar” haberlerine..
Akbabalar gibi çöktüler Ankara’nın üstüne. Savunma Sanayi Müsteşarlığı çevrelerinden edindiğim bilgilere göre zaten ihalenin Amerika’ya verilmesine teşne olan hükümete Türk görünümlü iş adamlarının da sıkça gidip geldiğini öğrendim. Füze ihalesinin Çin’e verilmesinde en büyük etken olan Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki son nabzı tutmaya çalıştım. TSK’dan yükselen ortak görüşü şöyle özetleyebilirim;
“Çin füzesi Türkiye açısından büyük bir açılım. Savunma sanayii açısından da. Amerikalı şirketler bu aşamadan sonra bedavaya bile vermeye kalkabilirler. Türkiye, Çin’den bu teknolojiyi tam olarak alıp uygulayamasın diye. ABD’nin ‘vereceğiz vereceğiz’ dese de, bunların tam olarak bize bu teknolojiyi verebileceklerine inanmak güç. İleriki aşamalarda mutlaka belli pürüzler, çıkarıp buna engel olacaklar. Türkiye’nin NATO entegrasyonu; bunların hepsi hikâye. Türkiye bu teknolojiyi aldığı anda Çin’den çok daha ileriye götürebilecek insan kapasitesine haiz. Bu insan kaynağına sahibiz. Ve bundan çok çekiniyorlar ama onlar diyorlar ki; ‘Çin’in önüne geçip bunu engelleyebilirsek ileriki aşamalarda belli pürüzler çıkartarak Türkiye’nin Arap ülkelerine ve diğer ülkelere satılmasını engelleriz.’ Çünkü Çin, buna olur veriyor. Üretilmesine müteakip satışına da. Bu konularda belli pürüzler yaratarak Türkiye’nin bu konuda ileri gitmesini engellemek istiyorlar. ANKA insansız hava aracında çok büyük problemler yaşandı. Bu proje çok muhteşem bir proje oldu. Üçüncü ülkeyiz şu anda üretim aşamasına geçmiş ülke kapsamında İsrail ve ABD’den sonra. Ve bu adamlar diyorlar ki, ‘Türkler bir şey yapmaya başladıktan sonra çok daha iyisini yapıyorlar.’ Şu anda Heron’lardan çok çok daha ileri teknoloji ile ve çok daha imkan kabiliyetleri fazla şekilde üretime geçiliyor. Bütün korkuları da bu. Bu gerçekleştikten sonra da Türk dünyası zaten hazır. Amerikalıların bütün korkusu Orta Doğu’yu ve Orta Asya’yı Batı’nın ve ABD’nin ve özellikle İsrail’in kaybetme korkusu. Türkiye’nin bu açılımı bu şekilde sürdürmesi lazım Doğu’ya doğru.”
Ankara’ya çöreklenen malum Amerikan lobisi işi iyice azıttı. Recep Erdoğan’ın beli kırılmış, zaten kımıldayacak hali yok. İbrahim Tatlıses-Şivan Perver düetinde sizlere yine tatlı ninniler söylenecek.
NATO’ya giren peşmerge haberini ben bu gözle izliyorum.
Ne dersiniz?..

 

Ahmet Takan