Rakamlar masalı anlatıyor, gerçek başka. TCMB verilerine göre Konut Fiyat Endeksi Temmuz 2025’te % 0,90 artarak 187,70 oldu. Yıllık reel artış % 32,80. Ama enflasyondan arındırılmış reel artış eksi % 0,50. Kısacası fiyatlar kâğıt üzerinde yükseliyor, vatandaşın alım gücü ise düşüyor.

Satışlar Artıyor, Halk Ev Sahibi Olmuyor

Haziran 2025’te konut satışları % 35,80 arttı, ipotekli satışlarda % 112’lik sıçrama yaşandı. Bu tablo, “piyasa canlı” diye sunuluyor. Oysa artışın önemli kısmı yatırımcı ve spekülatör kaynaklı.
Gerçek ihtiyaç sahibi, hâlâ krediye muhtaç ve sistem dışına itiliyor.

Yabancı Sermaye Masalı

Yabancılara satış Haziran’da % 8,70 artmış görünüyor. Ama yılın ilk yarısında yabancı alımları % 10,60 geriledi. Körfez sermayesinin “canlandırıcı etkisi” sezonluk bir masaldan ibaret.

Kirada Sosyal Felaket

Ocak 2025 için yasal kira zam oranı % 58,51. Dar gelirli aileler maaşlarının yarısından fazlasını kiraya veriyor. Orta sınıf bile eziliyor. Bir ülkede barınma hakkı bu kadar hoyratça piyasaya bırakılamaz.

Çözümün Adı: Kamu Politikası

Kira Artışları Gelire Endekslenmeli. TÜFE bazlı % 58 zam, sosyal felakettir.

Kredi Sistemi Adil Olmalı. İlk ev için düşük, ikinci evden itibaren yüksek faiz uygulanmalı.

Kentsel Dönüşüm Hak Temelli Olmalı. Devlet garantör olmalı, rant değil barınma esas alınmalı.

Boş Konut Vergisi Şart. On binlerce ev boş tutulurken halk kira ödeyemiyor. Bu adaletsizliktir.

Son Söz: Barınma Hakkı Lüks Değil

Sonbahar sakinlik mevsimidir ama gayrimenkulde fırtına büyüyor. Balon patlamaya hazır.
Türkiye’nin geleceği büyüme oranlarından önce, vatandaşın başını sokacağı evdedir.
Barınma hakkı lüks değil; devletin asli görevidir. Ev artık yatırım değil, temel yaşam hakkıdır. Bu hakkı koruyamayan hiçbir hükümet, ekonomide başarıdan söz edemez.