Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Evren Devrim ZELYUT

Evren Devrim ZELYUT

Gazası mübarek olsun…

Gazası mübarek olsun…

Pazartesi günü dolar ve borsa açısından oldukça hayati bir gün olacak. Pazartesi dolar uçacak, borsa çakılacak demiyoruz. Ama pazartesi, piyasalar çok kuvvetli bir işaret alacak. Ve bu işaret okyanus ötesinden gelecek…

Bu işaretin detaylandırmasına girmeden önce gelen son veriler üzerinden bir durum değerlendirmesi yapalım. Böylece gelecek işaretin ne kadar önemli olacağını, dolar ve borsada ne gibi sonuçlar doğuracağını anlayabiliriz.

1-“Orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku, Haziran ayında 206 milyar dolarken, Temmuzda 210,0 milyar dolara çıkmıştır.

Borçlu bazında değerlendirildiğinde, toplam stok içinde kamu sektörünün %19,9, Merkez Bankası’nın %22,1, özel sektörün ise %58,0 oranında paya sahip olduğu gözlenmektedir.”

Kısa vadeli borcumuz ne yazık ki artıyor…

2- TCMB Analitik Bilançoda ayın 14’ü itibarıyla

Dış Varlıklar: 3.290.084.747 TL

Toplam Döviz Yükümlülüğü: 3.053.839.274 TL

(Döviz Rezervi = Dış Varlıklar – Toplam Borçlar)

Rezerv rakamı: 236.245 TL = 8,7 milyar dolar.

Peki ödünç alınan dolar miktarı olan swaplar ne kadar?

8 Eylül itibarıyla swap toplamı: 74 milyar dolar.

Net Rezerv= Rezerv - Borç (swap) 7-74 = -67 milyar dolar.

Ne yazık ki Merkez Bankası rezerv duruşu açısından kuvvetli bir görünüm sergilemekten uzak. Buna ek olarak kısa vadeli borcun artıyor olması kur üzerindeki risklerin biriktiğini gösteriyor.

Yaz bereketi dediğimiz, tarım + turizmde ürün/gelir artışları sezonunun geride kalması ile sonbaharda gıda ve kurda fiyatın yukarı çıkması beklenebilir.

3- Bütçe Temmuz ayında 48,6 milyar TL fazla vermişti. Vergiler ve zamların tesiri ile Ağustos ayında ise 51,3 milyar TL fazla vererek, Ocak-Ağustos döneminde bütçe açığının 383,4 milyar TL’ye gerilediğini gördük.

Lakin deprem harcamaları ile bu rakamın artarak mevcut zamlara devam edileceği, bunun da ülkedeki enflasyon seviyesini yukarıya doğru taşıyacağını, bu durumun insanların hayat kalitesini kötüleştirmeye devam etmesiyle birlikte TL’den kaçışı artırarak dolara ek talebin oluşacağını değerlendiriyoruz.

Bütçe açığı için yapılan zamlar enflasyon yarattığı kadar Merkez Bankası tarafından KKM ödemeleri ve Hazineye destek amaçlı basılan para miktarı da enflasyonun önemli kaynaklarındandır.

Haziran ayında 9,7 trilyon TL olan M3 para arzı (vadeli + vadesiz mevduatlar + dolaşımdaki para + çıkarılan menkul kıymetler) 8 Eylülde 12,3 trilyona çıkmıştır.

Bu tabloya göre enflasyonun yıl sonu 70 rakamını geçerek Liradaki değer kaybının artacağı bariz görülmektedir.

Enflasyonu etkileyecek bir gelişme de petrol fiyatları. Geçen hafta Suudilerin üretim kesintileri nedeniyle 93 doların üstüne çıkan fiyatlar Türkiye için enerji maliyetleri yolu ile enflasyonu yukarı çekecek.

Petrolün 100 dolara yaklaşması enflasyonda 80 rakamını potaya sokar ve bu durum kurda yıl sonu hedefini 35’e çekebilir.

Bu anlattıklarımızın enflasyon yaratmaması için kısa vadede dış sermaye girişi haricinde elimizde bir çözüm yok. Sermaye temin edilirse kuru savunmak mümkün olacak bu nedenle yeni hafta oldukça kritik.

Zira Sayın Şimşek, Amerika’da Pazartesi Citibank, Salı Goldman’da yatırımcılarla bir araya gelecek. Bu iki toplantıdan çıkacak haberler dolar ve borsa için oldukça önemli bir dönüm noktası olacak.

Umarız hayırlı haberler alırız yoksa dolar ve bağlı olarak enflasyonda kışa doğru yeni rekorlar karşımıza çıkabilir.

Yazarın Diğer Yazıları