Türkiye’nin önde gelen kargo şirketlerinden bazıları, lojistik sektöründe devrim niteliğinde bir adım atarak otonom drone’larla teslimat hizmetine başladı.
İlk olarak deneme uçuşlarını başarıyla tamamlayan şirket, artık belirli bölgelerde drone’larla hızlı ve çevre dostu teslimatlar gerçekleştirdi. Bu yenilik, hem müşteri memnuniyetini artırmayı hem de karbon ayak izini azaltmayı hedefledi.
Kargo şirketlerinin otonom drone projesi, lojistik sektöründe teknolojinin nasıl dönüştürücü bir rol oynayabileceğini gözler önüne serdi.
Şirketin drone filosu, yapay zeka destekli navigasyon sistemleriyle donatılmış ve şehir içi teslimatlarda trafik sorununu bypass ederek paketleri dakikalar içinde müşterilere ulaştırdı.
İlk etapta İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde pilot uygulamalar başlatan kargo şiketleri, 2026 sonuna kadar bu hizmeti ülke geneline yaymayı planladı.
UZMAN GÖRÜŞLERİ: KÜRESEL BİR TRENDİN YEREL YANSIMASI
Uluslararası lojistik ve teknoloji uzmanları, kargoların bu hamlesini küresel drone teslimat trendinin Türkiye’deki yansıması olarak değerlendirdi.
MIT Teknoloji Enstitüsü’nde otonom sistemler üzerine çalışan Prof. Dr. Daniela Rus, “Drone teslimatları, lojistik sektöründe verimliliği artırırken çevresel etkileri de azaltıyor. Türkiye gibi yoğun nüfuslu şehirlerin olduğu ülkelerde bu teknoloji, trafik sıkışıklığını hafifletmek için büyük bir potansiyel taşıyor” dedi.
Rus, otonom drone’ların yapay zeka ile birleştiğinde, güvenli ve hızlı teslimat için ideal bir çözüm sunduğunu vurguladı.
Benzer şekilde, lojistik teknolojileri üzerine araştırmalar yapan Londra merkezli Dr. John Smith, “Yurtiçi Kargo’nun drone teslimatına geçişi, Türkiye’nin küresel lojistik yarışında yerini sağlamlaştırması açısından önemli bir adım. Ancak, hava sahası düzenlemeleri ve güvenlik protokolleri bu teknolojinin yaygınlaşması için kritik öneme sahip” yorumunda bulundu. Smith, drone teslimatlarının yalnızca hız değil, aynı zamanda enerji verimliliği açısından da geleneksel yöntemlere üstünlük sağladığını ekledi.
BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR: DRONE TEKNOLOJİSİNİN GELECEĞİ
Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, otonom drone’ların lojistik sektöründeki potansiyelini açıkça ortaya koydu. IEEE Spectrum’da yayımlanan bir makalede, otonom drone’ların yapay zeka tabanlı navigasyon sistemleriyle engellerden kaçınma ve gerçek zamanlı rota optimizasyonu yapabildiği belirtildi. Bu sistemler, özellikle kentsel alanlarda güvenli teslimat için kritik öneme sahip.
Ayrıca, yayımlanan bir pazar araştırması raporuna göre, kısa mesafeli (30 dakikadan az) drone teslimat pazarının 2030’a kadar 18,1 milyar dolarlık bir hacme ulaşması beklendi. Bu büyüme, yapay zeka, sensör teknolojileri ve batarya kapasitesindeki gelişmelerle desteklendi.
Araştırmalar, drone’ların enerji tüketiminin kamyonlara kıyasla %80’e kadar daha düşük olabileceğini gösteriyor, bu da çevresel sürdürülebilirlik açısından büyük bir avantaj sağladı.
GÖKYÜZÜ, LOJİSTİĞİN YENİ SINIRI
Kargo şirketlerinin otonom drone teslimat hamlesi, Türkiye’yi küresel lojistik teknolojileri sahnesinde ön plana taşıdı.
Uzmanlar, bu teknolojinin yaygınlaşmasıyla birlikte hem ekonomik hem de çevresel faydaların artacağını öngördü.
Şirketin önümüzdeki yıllarda drone ağını genişletmesi, Türkiye’nin lojistik altyapısını modernize etme yolunda önemli bir adım olarak değerlendirildi.