Gelişmekte olan ülkeler cazibesini yitiriyor

Gelişmekte olan ülkeler cazibesini yitiriyor
İngiliz Financial Times gazetesi başta Türkiye ve Meksika olmak üzere 10 yıl boyunca yatırımcıların en çok para kazandığı gelişmekte olan piyasaların küreselleşme tehdidi ve finansal değişim nedeniyle artık cazip olmadığını açıkladı.

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya'nın yasaya aykırı şekilde görevden alınması ve 3 gün sonrasında Meksika Maliye Bakanı'nın istifa etmesiyle, yabancı yatırımcılar gelişmekte olan ülkelere yatırım yapmayı bir kez daha sorgulamaya başladı. İngiliz ekonomi gazetesi Financial Times'ta yayınlanan bir makaleye göre, politik belirsizlikler ve küresel tehditler nedeniyle gelişmekte olan ülkelerde yatırım yapmak son yıllarda daha da riskli hale geldi.

Sözcü'de yer alan habere göre gelişmiş ülke ekonomilerindeki piyasaların bu piyasalardan daha hızlı büyüdüğü belirtilen makalede, “Çin ve Hindistan dışında gelişmekte olan ülke ekonomilerinin gelişmiş ekonomilere yaklaştığına dair çok az sinyal var” denildi.

90'LARDA YATIRIM CAZİPTİ

1990'larda küreselleşmeye paralel olarak sınır ötesi ticaretin artmasıyla birlikte, gelişmekte olan ülkeler gelişmiş ekonomilerle yakınlaşmaya başladı. Gelişmekte olan piyasalar birçok yatırımcı için portföylerinin ana parçası haline geldi çünkü daha çok getiri ve daha hızlı büyüme şansı sunuyordu. Yüz milyonlarca insan yoksulluktan tüketim toplumuna doğru kayarken, yerli ve yabancı şirketler için bu gelişme yeni fırsatlar sunuyordu. Fabrikalara, yollara, limanlara ve altyapıya yapılan yatırımlar, bu ivmenin süreceğini vadediyordu.

Ancak bu yakınsamanın artık garantisi yok. Yüksek emtia fiyatları geçmişte kaldı. Ticaret tekliyor ve küresel tedarik zincirleri bozuluyor. Birçok gelişmekte olan ülke, artık gelişmiş dünyayı yakalamaktan uzak daha yavaş büyüyor. Küreselleşme riskleri tersine dönerken, birçok yatırımcı gelecekte varlık sınıfını neyin yönlendireceğini ve bu çeşitlendirilmiş portföyde gelişmekte olan ülkelerin rolünün ne olacağını sorguluyor.

ÜÇ BÜYÜK TEHDİT

Gazeteye göre, gelişmekte olan piyasaları olumsuz etkileyen üç büyük değişiklikten ilkini küreselleşme tehdidi oluşturuyor. İkincisi, Çin'deki büyüme oranındaki yavaşlama. Üçüncüsü ise 10 yıllık kolay para kazanma döneminin ardından gelen küresel finansal koşullarda yaşanan değişim. Riskler eşit olarak paylaşılmıyor. Nitekim gelişmekte olan piyasalar geri vites yaparken, birçok yatırımcı gelişmekte olan piyasalar hakkında konuşmanın mantığını sorgulamaya başladı. Örneğin, geçen yıl dolar beklenmedik bir şekilde güçlenirken, birçok yatırımcıyı Türkiye ve Arjantin gibi savunması zayıf olan ülkelerden parasını çekmeye zorladı.

"REFORM ÇABALARINI SÜRDÜRMELERİ GEREKİR"

HSBC Gelişmekte Olan Ülkeler Araştırma Birimi Başkanı Murat Ülgen, gelişmekte olan birçok ülkenin, finansal olmayan kurumsal borcu ve düşük enflasyon nedeniyle gelişmiş piyasalara daha çok benzemeye başladığını belirtti.

EŞİT AVANTAJLAR LAZIM

Ülgen, “Ancak enflasyonu düşürmek ve parasal istikrarı sağlamaktan kazanılan kazanımların çoğuna ulaşıldı, bu yüzden bu borçlar artık büyümeyi sürüklüyor” diyor.

Ülgen, uzun vadede, gelişmekte olan birçok piyasanın, gelişmiş ekonomilerde olduğu gibi yatırımcılara yönelik avantajları yeniden kazanmak için demografik trendler, kentleşme ve teknoloji gibi faktörlerden yararlanabilmesi gerektiğini söylüyor. Ancak bunu yapabilmek için, çoğunun refah yıllarında bir tarafa koyduğu reform çabalarını sürdürmeleri gerektiğine dikkat çekiyor.