6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ilde büyük yıkıma neden olan,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Hatay’ın Narlıca ilçesinde dört binden fazla cenaze toplu mezarlığa gömüldü.
Pek çok ilden gelen adli tıp uzmanları ve savcılar eşliğinde DNA, parmak izi ve fotoğrafları alınan cenazelerin defnedileceği yerler kayıt altına alındı.
Birgün’den Havva Gümüşkaya’nın izlenim haberi şu şekilde:
Narlıca’daki toplu mezarda işlemlerin nasıl yapıldığını görmek için bölgeye gidiyoruz. Ülkenin birçok noktasından gelen kriminal ekipler ve adli tıp uzmanları, savcılar eşliğinde işlemleri gerçekleştiriyor. Diyanet’in bulunduğu çadırda torbalar içerisinde kefen bezi görüyorum. Çekim yapmak için izin istediğimiz savcı, görüntü almadan gezebileceğimizi söylüyor. Çok geniş bir alanı kapsayan mezarlığa yaklaşık 4 bin kişi gömülmüş. Yakını bulunan cenazeler, ailesinin isteğine göre başka yere taşınıyor.
Kapalı bir konteynerde adli tıp uzmanları, kimliği belirsiz cenazeleri kayda alıyor. Konuştuğumuz uzman, gelen kimliği belirsiz cenazelerden DNA örneği alınarak kayda geçirildiğini belirtiyor. Mezarlığın bir bölümü kimliği belirlenemeyenlere ayrılmış durumda. Üst bölümü ise kimliği bilinen ancak yakını çıkmayanların gömüldüğü alan… adli tıp uzmanı ile konuşurken bir cenaze aracından siyah torba içerinde cenaze getiriyor. Yapılan işlemlerin ardından defin gerçekleştiriliyor. Adli tıp uzmanı günde 10 cenaze getirildiğini söylüyor.
ÖRNEKLER KENTLERE GÖNDERİLİYOR
Kayıp yakınları için kurulan çadırda da yakınlarını arayan yurttaşların DNA örnekleri alınıyor. Burada görevli adli tıp uzmanı alınan örneklerin Antep ve Adana’ya gönderildiğini belirtiyor.
Mezarlık bölümünde ise kucağında battaniyeye sarılmış çocuklu bir kadın ve erkek dikkatimi çekiyor. Küçük çardak görünümlü alanda Diyanet görevlileriyle görüşen çiftin yanına gidiyoruz. Diyanet görevlileri teyemmüm yapmak için orada olduklarını söylüyor. Yarım Türkçe ile konuşan kadının Suriyeli olduğunu öğreniyorum. Betül Haşişo isimli kadın, enkazdan çıkmayan anne babasını aradığını söylüyor. Antakya’nın Odabaşı Mahallesi’nde yaşadığını söyleyen kadın, anne ve babasının bodrum katta oturduklarını anlatıyor.
7 sene önce Türkiye’ye geldiğini öğrendiğimiz Haşişo, burada Hataylı Yusuf Demirel ile evlenmiş. Kendisini Arapça ifade edebilen Betül ile eşi aracılığıyla konuşuyoruz. 27 yaşındaki Haşişo, “Annem, babam ile 5 akrabam için geldim. Pazar günü buraya DNA örneği vermiştim. Bugün uyan birilerinin olduğu söylendi. Geldim ama annem babamı değil başka akrabalarımı buldum. Şimdi onların yerini öğrenmek için bekliyorum” diyor.
“YERİNİ ÖĞRENMEK İSTİYORUZ”
“Cenazelerinizi başka yere nakledecek misiniz?” diye sorduğumda Yusuf Demirel, “Nereye götürelim? Kalacak burada. Sadece yerini öğrenek için bekliyoruz. Toprak aynı toprak” diyor.
İki aileden 5 akrabasını bulduğunu söyleyen Haşişo ile beklerken cenazelerin bulunduğu ada tespit ediliyor. 3 çocuk ve iki yetişkinin fotoğraflarının yer aldığı tutanaklar Haşişo’ya teslim ediliyor. Cenazelerin farklı zamanlarda geldiği için başka yerlere gömüldüğünü öğreniyoruz. Ancak tutanakta cenazenin hangi gün defnedildiği bilgisi yer almıyor.
Cenazenin bulunduğu adaya doğru bakan ama mezarın başına gitmeyen Haşişo, belgeleri aldıktan sonra gözyaşlarıyla mahallelerinde kendi çabalarıyla kurdukları çadıra gitmek üzere ayrılıyor.