Son bilimsel veriler ve yabancı uzmanların görüşleri ışığında, organ nakillerinin, dünya genelinde sayısız hastanın yaşam süresini uzatarak onlara ikinci bir şans sunduğu doğrulandı.

Organ Nakli ve Tedarik Ağı (OPTN) verilerine göre, yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nde bile 48.000'den fazla nakil operasyonu gerçekleştirildi. Bu sayı, bir önceki yıla göre %3,3'lük önemli bir artışı işaret etti ve tarihte ilk kez 48.000 eşiğinin aşıldığı kayıtlara geçti.

Küresel çapta ise, Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) bağlı Bağış ve Nakil Küresel Gözlemevi (GODT) 2023 verilerinde, bir yıl içinde dünya genelinde 172.400'den fazla katı organ nakli yapıldığı bildirildi. Bu operasyonların %9.5 oranında arttığı tespit edildi.

UZMANLARDAN KRİTİK DEĞERLENDİRMELER

Başarılı nakil oranlarındaki yükselişin sevindirici olduğu belirtilirken, bu alandaki en büyük zorluğun organ tedariki olduğu dile getirildi.

Dr. Brian McBride, Birleşik Organ Paylaşım Ağı (UNOS) yetkilisi olarak yaptığı açıklamada, 48.000'den fazla nakil yapılmasına rağmen, hala 100.000'den fazla kişinin organ beklediğini ve bu durumun ciddiyetini koruduğunu ifade etti. McBride, topluluğun çabalarına ve bağışçıların cömertliğine minnettar olduklarını, ancak mevcut durumla yetinilemeyeceğini ve sistemin iyileştirilmesi için daha fazla çalışılması gerektiğini vurguladı.

Eurotransplant'ın (ET) verilerini yayımlayan Uluslararası Organ Bağışı ve Nakli Kayıtları (IRODaT) yöneticisi Dr. María Paula Roca, ön raporunda İspanya'nın, milyon kişi başına 53.93 vefat etmiş bağışçı oranıyla dünya liderliğini sürdürdüğünü aktardı.

Roca, bu istatistiklerin sağlık otoritelerine, transplant programlarına ve araştırmacılara yol gösterdiğini, ancak tüm çabalara rağmen küresel talebin karşılanmasının hala yetersiz olduğunu belirtti.

Organ nakli cerrahı ve etik uzmanı Prof. Dr. David L. Smith (İngiltere), konuya etik açıdan yaklaştı ve organ açığının küresel bir sorun olmaya devam ettiğini dile getirdi.

Smith, "Mevcut nakil faaliyetleri, gerçek ihtiyacın %10'undan daha azını karşılıyor. Bu eşitsizlik; özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde, uygun altyapı ve kaynak eksikliği nedeniyle her gün insanların organ beklerken hayatını kaybetmesine neden oluyor" dedi.

Prof. Smith, halk eğitimi ve düzenleyici çerçevelerin güçlendirilmesinin hayati önem taşıdığını sözlerine ekledi.

BİLİMSEL BAŞARILAR VE ZORLUKLAR

Nakil teknolojilerinde elde edilen yüksek hasta ve organ (greft) sağkalım oranları, bilim dünyasındaki ilerlemenin kanıtı oldu.

Örneğin, bazı büyük ABD nakil merkezlerinden elde edilen 1 yıllık hasta sağkalım oranları, ulusal ortalamaları aşarak %98.20 (böbrek) ve %93.31 (kalp) gibi düzeylere ulaştı.

Ancak, bilim insanları ve klinisyenler, organ yetmezliği yaşayan her hastanın organ bulabilmesi için hala çözülmesi gereken önemli engellerin olduğunu vurguladı. Bunlar arasında, bağış sonrası dolaşım durması (DCD) ile yapılan nakillerdeki teknik zorluklar ve organ kaçakçılığı gibi etik ihlallerin devam etmesi yer aldı.