Hekimler Tokat'ta da iş bıraktı!

Hekimler Tokat'ta da iş bıraktı!
Yoğun mesailer, yetersiz personel, yetersiz ve kalitesiz ekipman, bitmek bilmeyen hasta yükünden kaynaklanan sorunları protesto eden hekimler Tokat'ta da iş bıraktı.

Kenan KAYHAN - TOKAT / YENİÇAĞ

Tokat’ta doktorlar ve sağlık çalışanları Devlet Hastanesi önünde iş bırakma eylemi yaptı. Yoğun mesailer, Yetersiz personel, Yetersiz ve kalitesiz ekipman, Bitmek bilmeyen hasta yükünden kaynaklanan sorunların dile getirildiği eylemde isteklerinin yerine getirilmediği noktada eylemlerinin süresiz iş bırakma kararlarına kadar gideceklerini belirten doktorlar, "Bakanlığın gerekli yasal düzenlemeleri bir an önce çıkartmasını ve tüm sağlık emekçileri için kademeli olarak 3600''den başlayarak hekimlerimiz için 7200 ek gösterge istiyoruz" dedi.

Türkiye Aile Hekimleri Derneği Tokat Şubesi tarafından Tokat Devlet Hastanesi önünde gerçekleştirilen eylemde açıklama yapan Dr. Ali Rıza Sazak Haklı şöyle konuştu:

 "Mücadelemizde kararlıyız ve hakkımız olanı alıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz" diyerek “Kökü insanlık tarihi kadar eski olan kutsal bir mesleğin mensuplarıyız. Biz bu kutsal meslek için, bu ülkeye hizmet etmek için, bu halk için çocukluğumuzu, gençliğimizi, dünümüzü, bu günümüzü, yarınımızı heba ettik. Ama artık tükendik. Dövüldük, sövüldük, yeri geldi 36 saat çalıştık, yeri geldi uyuya kaldık bir TIR dorsesine çarpıp can verdik, hayatımızda kazanamayacağımız tazminatlara mahkum olduk. Hiç bir zaman hakkımızı alamadık hep yok sayıldık. Ama artık susmuyoruz!!!!!!
Tokat Aile hekimleri olarak kendimizden başlarsak; ilk sözümüz ''Aile Hekimliği Sistemi artık can çekişiyor'' ; kervan yolda düzülür mantığı ile yıllar içinde yayınlanan yönetmelikler ile her geçen gün iyileşmek yerine artık daha hasta bir sistem haline gelmiştir.  

Huzursuz ve güvensiz çalışma koşulları, Sistematik hale gelen sağlıkta şiddet, mobbing, yeni yönetmelikle iş güvencesinin ortadan kaldırılması, Sürekli artan iş yükü ama buna rağmen gittikçe derinleşen personel açığı, cari ödemenin artan zamların karşısında gittikçe erimesi, bitmek bilmeyen rapor sorunları, uygulamaların Bakanlıktan aşağı inildikçe sahada adeta evrim geçirerek farlılaşması nedeniyle artan mutsuzluk ve umutsuzluk Ve tüm bunların zamanla olumlu yönde düzelmesini beklerken adeta bir CEZA YÖNETMELİĞİ haline gelen son çıkarılan  Ödeme Sözleşme Yönetmeliği ile sistem daha da çalışamaz , bizler daha da kaygılı hale getirildik.

Gelelim; hastanelerimize.  Hastanelerimizde  ise durum birinci basamaktan hiçte farklı değil; Olağan üstü yoğun mesailer, Yetersiz personel, Yetersiz ve kalitesiz ekipman, Bitmek bilmeyen hasta yükü, ile sistemin tüm  defoları omuzlarımıza yüklenerek maruz kaldığımız mobbingle, fiziken ve psikolojik olarak tükenen, meslek idealleri çürütülen bizleriz.
   

Popülist yaklaşımlarla negatif ayrımcılığa tabi tutulan, sistematik olarak değersizleştirilen ve sonuçta mesleki itibarı her geçen gün erezyona uğrayan; Her türlü keyfi şikayetlerle olur olmaz soruşturmalara boğulan yine bizleriz.
    

ELİ ÖPÜLESİ meslek grubu; her geçen gün ELİ KIRILASI meslek grubu haline dönüştürülmüş, gün geçtikçe SAĞLIKTA ŞİDDET dozu ve şiddeti artan, her gün yaşanan sıradan adi bir olay haline gelmiştir. Bakanlık personeline sahip çıkamamış, sağlıkta etkin şiddet yasasının çıkartılması ve bu düzenlemenin ceza hukukundaki yerini alması için gereken girişimlerde bulunmayarak adeta personelini halkın gözünde bir kum torbasına dönüştürmüştür. Sağlıkta dönüşüm programı, sağlıkta şiddete dönüşüm haline gelmiştir.
Her geçen yıl özlük haklarımızda bir düzenleme beklerken, sonunda geçim derdine düştük, emekliliğimizde ‘ben ne olacağım’ kaygısı yaşamaya başladık. Asgari ücrete eşdeğer bir maaş alan hekim hayaldi, maalesef gerçek oldu.

Binlerce arkadaşımız, bu ülkenin en zeki , fedakar ve çalışkan çocukları , hayallerini gerçekleştirmek için hiç bilmedikleri ülkelerde yeni hayatlarına doğru yola çıkmaktan çekinmeden , umuda yolculuğa çıkmaya başladılar. Uyanın lütfen !!! Bu gidişin sonu maalesef karanlık.
Tüm bu gelinen süreçte defalarca sesimizi duyurmak için TTB, TDB, AHEF ve Sendika kararları ile eylemler yaptık ve artık bıçağın kemiği de kestiğini anlatmaya çalıştık. Şimdi sesimizi duyurmak için gereken eylem kararlarına göre hareket etmememiz için önümüzde bir engel kalmadı. Süresiz iş bırakma kararlarına yol açmadan Bakanlığın gerekli yasal düzenlemeleri bir an önce çıkartmasını bekliyoruz .Bizler sadece hakkımız olanı istiyoruz.
17-18 ŞUBATTA İŞ BIRAKIYORUZ.
Etkin bir SAĞLIKTA ŞİDDET YASASI istiyoruz.

Haksız ve adaletsiz MALPRAKTİS cezalarının önüne geçecek yasal düzenlemeler istiyoruz.
Birinci basamakta CEZA YÖNETMELİĞİNİN ivedilikle kaldırılmasını istiyoruz.
Hastanelerimizde yeterli personel ve yeterli ve kaliteli ekipman ile artan iş yükünün altında ezdirilmeden, defansif bir tıbba zorlanmadan, hasta ve yönetici mobinginden uzak, pozitif bilimin ışığında çalışmak istiyoruz.

Hekimlerin emeği yöneticilerin insafına bırakılamaz. İnsanca geçinebileceğimiz, emekliliğimizde nasıl yaşayacağımızı düşünmediğimiz, aldığımız risk ve verdiğimiz emeğe karşılık gelen sabit bir MAAŞ DÜZENLEMESİ istiyoruz.

Tüm sağlık emekçileri için kademeli olarak 3600 den başlayarak hekimlerimiz için 7200 ek gösterge istiyoruz. 
Üniversite hastaneleri ivedilikle borç batağından kurtarılmalı, nicelikten ziyade niteliğe önem veren, liyakatli akademisyen kadroları ile pozitif bilimde öncü kurumlara dönüştürülmesini istiyoruz.
Asistan hekimlerimizin uluslararası normlara uygun, emeğinin karşılığını aldığı, nitelikli insanca bir eğitim almalarını istiyoruz..
Daha sıralayamadığımız sağlığın tüm basamaklarında sorunlarımız çok fazla iken;   

Biz yetkililerimize buradan sesleniyoruz; Sağlığın asli unsuru binalar değil  bizleriz"