Araştırmalar, İkaryalıların birçoğunun 90’lı yaşlarına dek zinde kaldığını ve kronik hastalıklardan uzak bir yaşam sürdürdüğünü ortaya koyuyor. Peki, bu adanın sakinleri uzun ve sağlıklı bir hayatı nasıl başarıyor? Uzmanlar, İkarya’nın sırlarını çözmek için yıllardır bu sorunun peşinde.
MAVİ BÖLGELER VE İKARYA’NIN ÖZEL YERİ
“Mavi Bölge” kavramı, uzun yaşam uzmanı ve “The Blue Zones: Secrets for Living Longer” kitabının yazarı Dan Buettner tarafından ortaya atıldı. Bu bölgeler, insanların ortalama yaşam süresinin 100 yılı aştığı nadir yerler olarak tanımlanıyor.
Japonya’daki Okinawa, İtalya’daki Sardunya, Kosta Rika’daki Nicoya ve ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki Loma Linda ile birlikte İkarya, bu elit listede yer alıyor. Ancak İkarya, diğer mavi bölgelerden bile sıyrılarak eşsiz bir örnek sunuyor. Ada sakinlerinin üçte birinin 90 yaşını geçtiği ve demans gibi bilişsel rahatsızlıkların neredeyse hiç görülmediği bir yer olarak, bilim dünyasında “ölmeyi unutan ada” lakabını kazandı.
Dan Buettner, Netflix’te yayımlanan “Live to 100: Secrets of the Blue Zones” belgeselinde İkarya’yı ziyaret ederek ada halkının yaşam tarzını inceledi.
Buettner, “İkaryalılar sadece uzun yaşamıyor, aynı zamanda sağlıklı ve mutlu bir şekilde yaşıyor. Bu, modern dünyada nadir görülen bir kombinasyon” dedi.
Onun gözlemlerine göre, adanın zorlu coğrafyası, izole kültürü ve geleneksel alışkanlıkları, bu olağanüstü uzun ömürlülüğün temel taşlarını oluşturuyor.

BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR NE DİYOR?
İkarya’daki uzun yaşam fenomenini anlamak için çok sayıda bilimsel çalışma yapıldı.
Atina Üniversitesi’nden kardiyolog Prof. Christodoulos Stefanadis liderliğinde yürütülen “IKARIA Çalışması” adanın yaşlı nüfusunun sağlık sırlarını mercek altına aldı. Çalışma, İkaryalıların kardiyovasküler hastalıklar, diyabet ve kanser gibi yaygın rahatsızlıklardan büyük ölçüde korunduğunu gösterdi. Stefanadis, “Bu uzun ömürlülük çok katmanlı bir olgu. Genetik faktörler önemli olsa da, yaşam tarzı ve çevre koşulları burada belirleyici rol oynuyor” açıklamasında bulundu.
Araştırmalar, adanın izolasyonunun tarih boyunca “doğal seçilim” etkisi oluşturarak sağlıklı genlerin baskın hale gelmesine katkıda bulunmuş olabileceğini öne sürüyor.
Denizin sessiz tehlikesi mercanları tehdit ediyor! İşin uzmanları uyardı
Plymouth Deniz Laboratuvarı’ndan biyolog Dr. Penelope Lindeque ise İkarya’nın doğal kaynaklarının etkisine dikkat çekiyor:
“Adanın temiz havası, mineral açısından zengin suyu ve radon içeren termal kaynakları, fiziksel sağlığı destekleyen unsurlar. Özellikle termal suların, kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarını hafiflettiği ve inflamasyonu azalttığı biliniyor”
Lindeque, bu doğal avantajların, İkaryalıların aktif bir yaşam sürmesine olanak tanıdığını vurguluyor.
İKARYA’NIN BESLENME SIRRI: AKDENİZ DİYETİ VE ÖTESİ
İkaryalıların beslenme alışkanlıkları, uzun yaşamlarının temel direklerinden biri olarak görülüyor.
Ada sakinleri, klasik Akdeniz diyetini benimseyerek bol miktarda sebze, meyve, tam tahıl, baklagiller ve zeytinyağı tüketiyor. Ancak İkarya’da bu diyet, yerel dokunuşlarla daha da özel hale geliyor.
Et, yalnızca özel günlerde az miktarda yenirken, balık haftada birkaç kez sofralara geliyor. Yerel bal ve bitki çayları ise günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası. Sage, kekik ve biberiye gibi otlarla hazırlanan bu çayların antioksidan özellikleri, bilimsel olarak da kanıtlanmış durumda.
Beslenme uzmanı Dr. Elena Paravantes, “İkaryalılar, işlenmiş gıdalardan tamamen uzak duruyor. Yedikleri her şey organik, mevsimsel ve genellikle kendi bahçelerinden. Bu, modern diyetlerin aksine, vücudu toksinlerden arındırıyor” diyor.
Ayrıca, İkarya’nın meşhur kırmızı şarabının, yemeklerle birlikte ölçülü bir şekilde tüketildiğinde antioksidan alımını artırdığına dair çalışmalar da mevcut. Buettner, şarabın adada “tıbbi şarap” olarak anıldığını ve yerel üzümlerden yapılan bu içeceğin, kimyasal katkı maddesi içermediğini belirtiyor.

AKTİF YAŞAM VE SOSYAL BAĞLAR
İkarya’nın dağlık arazisi, sakinlerini istemeden de olsa harekete zorluyor. Bahçe işleri, komşu ziyaretleri ve günlük yürüyüşler, ada halkının fiziksel olarak aktif kalmasını sağlıyor.
Londra’daki Imperial College’dan hareket bilimci Dr. Mark Miodownik, “İkaryalılar spor salonuna gitmiyor, çünkü hayatları zaten bir egzersiz. Bu tür doğal hareketlilik, kas kütlesini ve kalp sağlığını koruyor” diyor.
Araştırmalar, düzenli fiziksel aktivitenin yaşlanmayı geciktirdiğini ve zihinsel sağlığı desteklediğini doğruluyor.
Sosyal bağlar ise İkarya’da uzun yaşamın bir diğer anahtarı. Ada sakinleri, güçlü bir dayanışma kültürüne sahip. Geleneksel “panigyria” festivalleri, her yaştan insanı bir araya getirerek müzik, dans ve yemekle dolu geceler sunuyor.
Harvard Halk Sağlığı Okulu’ndan Prof. Lisa Berkman, “Sosyal etkileşim, stres seviyelerini düşürüyor ve yaşam süresini uzatıyor. İkarya’da kimse yalnız değil” diyerek bu bağların önemini vurguluyor.
65-100 yaş arası İkaryalı erkeklerin %80’inin hâlâ cinsel olarak aktif olduğunu gösteren bir çalışma da, bu sosyal canlılığın fiziksel ve zihinsel sağlığa etkisini ortaya koyuyor.
Çatıdaki tehlike: Aman dikkat! Sizin de başınıza gelmesin…
STRESTEN UZAK BİR HAYAT
İkaryalıların saatle pek işleri yok. Geç saatlere kadar domino oynayan, öğle uykularını ihmal etmeyen ve acele etmeyen ada halkı, modern dünyanın stresinden uzak bir yaşam sürüyor.
2011’de yapılan bir Yunan araştırması, düzenli öğle uykusunun kalp hastalığı riskini %40 azalttığını gösterdi.
Nörolog Dr. David Perlmutter, “Stres, bedenimizin en büyük düşmanı. İkaryalılar, bu düşmanı adalarından kovmuş gibi görünüyor” diyor.

DÜNYAYA İLHAM VEREN BİR MODEL
İkarya, sadece bir ada değil, aynı zamanda küresel bir ilham kaynağı. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), İkarya’yı 2025’in en dikkat çekici çevre ve sağlık projeleri arasında listeliyor. Ancak uzmanlar, bu yaşam tarzının yalnızca adaya özgü olmadığını, herkesin kendi hayatına uyarlayabileceği basit ilkeler sunduğunu söylüyor.
Dr. Stefanadis, “Daha az et, daha çok sebze, düzenli hareket ve güçlü sosyal bağlar. İkarya’nın sırrı bu kadar basit,” diyerek modern toplumlara bir çağrıda bulunuyor.