Önem veriyorsanız lütfen özen gösteriniz hatta üzerine titreyiniz.
Şu anda hukuk bize her zamankinden daha çok lazım. Meydanlar hak, hukuk, adalet sözleriyle inliyor. Hukuksuz uygulamalardan dolayı insanlar ölmek üzere. Ama ben bu yazıda hukuk kavramından değil hukuk kelimesinden söz edeceğim. Çünkü kelimeler ölür veya bozulursa onların temsil ettiği kavramlar da bozulur ve ölür.
Hukuk aslında hak sözünün çokluk biçimi. Yani “haklar” demek. Ancak Türkçede terim olarak “Toplumu düzenleyen ve devletin yaptırım gücünü belirleyen yasaların bütünü” anlamındadır.
Ben hukuk sözünün söylenişinden bahsetmek istiyorum. Ek almadığı zaman söylenişte bir sorun yok. Ancak +u veya +a eklerini aldığı zaman bir sorun ortaya çıkıyor. Birçok insan hukuğu, hukuğa diyor. Bu söyleyiş doğru değildir. İkinci hece uzatılarak hukuku, hukuka biçiminde söylenmelidir. Bir heceyi uzatmak için mutlaka düzeltme işareti gerekmez. Hangi hecelerin uzun söyleneceği ilk ve orta öğretim sırasında öğrenilir. Acaba “öğrenilirdi” mi demeliydim?
Hukuğu, hukuğa sözlerinde sondaki k sesi yanlış olarak yumuşatılıyor ya bir de bunun tersi var. Bazı sunucular Sinopu, Zonguldaka filan diyorlar. Hayır öyle söylenmemeli, Sinobu, Zonguldağa biçiminde söylenmeli. Şimdi burada imlanın başka telaffuzun başka olduğunu da belirtmem gerekir. Evet, Sinop’u, Zonguldak’a yazılır ama Sinobu, Zonguldağa biçiminde söylenir.
Bir de meclis sözü var. Bu kelimede de hece açılınca sorun çıkıyor. Meclisi derken bazı insanlar ikinci heceyi uzatıyorlar. Özellikle İmam-Hatiplilerin bilmesi gerekir, lam ile sin arasında ye harfi yoktur. Dolayısıyla hece açılsa da -li- hecesi kısa söylenmelidir.
Sayın Özgür Özel! Bu muhattap da nereden çıktı? Öyle söyleyince muhataplarınızın sizi daha çok ciddiye alacağını mı sanıyorsunuz? Yalnız Özel değil ki… Birçok kişi böyle söylüyor. Hayır, kelimede iki t yoktur, tek t ile ve -ha- hecesi uzatılarak söylenmelidir.
Muhataba benzer bir de muasır sözü var. İnsanlar bu kelimede de s sesini ikizleştiriyorlar. Kelime tek s ile ve ikinci hece uzatılarak söylenmelidir.
Benzeri kelimesine ne demeli? Benzerî diyerek kelimeyi uzatıyorlar. Yahu bu söz özbeöz Türkçe. Kökü de eki de Türkçe. Benze- fiilinden -r ekiyle benzer yapılmış, onun sonuna da iyelik eki getirilmiş ve benzeri ortaya çıkmış. İyelik ekleri de hiçbir zaman uzatılmaz. Haydi Ermenî’yi anlamaya çalışayım. Sonundaki ek Türkçe değil ve aslında da uzun. Ama o da Türkçede kısalmıştır. Yani Ermenî biçiminde uzun değil Ermeni biçiminde kısa söylenmeli.
Bu uzunluklar başımıza bela mı ne? Fransızcadan aldığımız kelimelerde bile bazen gereksiz uzatmalar oluyor. Bazı kimseler Fransızca kökenli defile sözünü de defile biçiminde söylüyorlar. Eğer okul sıralarında kelimelerin telaffuzunu öğrenmedi isek Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlük uygulamasını telefonumuza indirelim. Orada hoparlör işaretine basalım ve kelimenin nasıl söylendiğini dinleyelim.
“Dil çok önemlidir, dil millet olmanın en önemli şartıdır.” gibi güzel sözleri sık sık kullanıyoruz ama “önemli” dediğimiz bu kavarama gerekli özeni göstermiyoruz. Önem verdiğimiz “devlet, millet, yeşil” gibi kavramlar karşısındaki kayıtsızlığımız da bunun bir benzeri mi yoksa?