Irak'ta kalmalıyız!

Kuzey Irak'a hava harekâtı yapıp geriye çekilmedik. Ertesi günü de kara harekâtı başlatıldı. Yine vur-çekil mi, yoksa kalıcı mıyız?

Daha önce Kuzey Irak'a girmiş ve üs kurmuştuk. Bu harekâtla öncekiler arasındaki fark ne? Bu farkın ortaya konması için, PKK kıpırdayamayacak hâle getirilmeli ve hatta silinmelidir.

Irak Hükûmeti hava harekâtı başlayınca usulen, hâkimiyet hakkından bahsetti. Önceki operasyonlarımızda da böyle sözler ederlerdi.

Irak Hükûmeti de biliyor ki, Türkiye'nin harekâtı kendi faydasına. Kim saldırır, kim örgütlü hareket ederse, aynı zamanda Bağdat merkezli hükûmeti de zaafa uğratmış demektir.

Bence bu dönemde Misak-ı Millî akılda tutulmalı ve ulaşacağımız sınır belirlenmeli, bir manevra alanı açılmalıdır.

Irak Türkleri ve birlikte hareket eden diğer etnik gruplar bizim en büyük desteğimizdir.

Burada yazdım... Kuzey Irak'ta Barzanî sahasında konuştuğum halktan Kürtler samimî olarak Türkiye ile yakınlaşmanın ötesinde birlik olmak arzularını dile getirmişlerdi. (Bir suikasta kurban giden Barzanî'nin Erbil Valisi Ekrem Mantık'la samimî görüşmem olmuştu. Allah'tan rahmet diliyorum.) 

Barzanî otonomi aldı ve bir ara bağımsızlığını ilan etmeye kalktı. Türkmenlerin de otonomi hakları vardır.

Türkmenlerin bir kısmı Şiî... Okuduğumuz dönemde Irak'tan çok talebe gelirdi ve kimin Sünnî, kimin Şiî olduğunu bilmezdik. Sonradan böyle bir farklılaşma olduğunu öğrendiğimizde, aramızda hiçbir surette ayrılık yoktur, demişlerdi. Şunu samimiyetle söyleyeyim, içinde bulunduğum için biliyorum, Irak Türklerini de birleştiren "Turancı" anlayıştır. İş mezhebe dökülünce, sen Sünnîsin, sen Şiîsin denince, insanlar bir an düşünmeye başladılar, kimilerine imkân sunulunca, -maalesef "imkân" insanlığın ezelî zaafıdır- ayrışma derinleşti.

 "Mezhep" ihracıyla maalesef Müslümanlar arasına nifak sokuldu. IŞİD gibi, Müslümanlıkla hiçbir alâkası olmayan örgütler ortaya çıkmışsa, "mezhep" ihracının ideolojilerin vazgeçilmezi görenler biraz düşünmeliler. Öncelikle ABD'nin bombasına hedef olan Süleyman-ı Kasımî, neden geniş bir alanda askerî faaliyet gösterdiği iyi tahlil edilmelidir.

Önceki gün hava harekâtı başlamadan önce İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif Türkiye'deydi. Mevlüt Çavuşoğlu ile görüştü. Acaba sadece koronavirüs salgınını, uçuşların iki ülke aranda yeniden başlamasını konuşmak için mi şu netameli zamanda Tahran'dan kalkıp geldi? Her hâlde, uluslararası hukuk profesörü olan Cevad Zarif'e, en iyi bildiği alanda, Türkiye'nin meselesi anlatılmıştır.

Aha yazın şuraya... PKK'yı temizlememizde İran kilit ülkedir. İran istesin, örgüt, kısa zamanda bitirilir. Çünkü PKK, Kandil üzerinden İran'a nefes borusu uzatıyor. Belki şimdi girdiğimiz Haftanin'den sonra yolu Kandil'e uzatacağız. Ama hangi PKK'lıyı bulacağız? İran'a çoktan geçmişlerdir. Belki artık idare merkezi olarak İran'ı seçmişlerdir. Ağrı'da, Iğdır'da saldırıyorlar. Nereden geliyor bunlar? En yakın sınır İran. Başka yerden gelmeleri çok güç.

Vakit bu vakit. İran devreye sokulmalı, Irak Hükûmeti ikna edilmeli ve ABD'lilere "Dek durun! burnunuzu her şeye sokmayın!" denmelidir.

Türkmenlerin meselesini, Misak-ı Millî sınırlarını ayrıca ele alacağız. 

Yazarın Diğer Yazıları