Siyasetçilerin;

Muhalefet ile kavga edenini,

Hakaretler yağdıranını,

Kibir abidesi olanını,

Siyasi rakiplerini küçük görenini,

Devlet makamlarını hizmet değil rant kapısı görenlerini,

Milletin haklarını gasp edenlerini,

Emeklileri, emekçileri ve işçileri yoksulluk sınırı altına düşürenleri,

Yasa ve anayasayı çiğneyenlerini,

Rakiplerine kumpas kuranlarını,

Yalan, dolan ve iftira atanlarını,

Devletin şerefli askerlerine kumpas kurup cezaevlerine gönderenlerini,

Devletin kurum ve kuruluşlarını cemaat ve tarikatlara teslim edenlerini,

Türkiye’yi 15 Temmuz hain darbesine adım adım götürenlerini,

Devlet sırlarının hain teröristler eli ile Amerika’nın eline geçmesine onay verenlerini,

Anayasal meşruiyeti olmadan seçilmiş cumhurbaşkanı olanı,

Anayasa Mahkemesi kararlarını anayasayı çiğneyerek uygulatmayanları,

Özgür medyayı ve özgür gazetecileri baskı altına alanları,

Yandaş medyaya devletin tüm imkânlarını seferber edenleri SEVMİYORUM…

Ben kalpleri sevgi ve kardeşlik dolu siyasetçileri çok SEVİYORUM.

Örneğin “Tonton” ünvanı taktığım 46. Hükümetin Başbakanı ve 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ı size takdim edeyim. İşte birincisi:

31 Mart 1984 yani bundan tam 40 yıl önce yerel seçim için otobüsle Türkiye’yi adım adım gezen Turgut- Semra Özal çiftinin yanına kızları Zeynep gelerek babasını öptü.

Bu fotoğrafı yakaladım ve sordum: Siyasi rakiplerinizi seviyor musunuz?

Özal dedi ki;

“İnsanları sevmek, onların mutluluğu için siyaset yapmak, işte benim siyasetteki amacım budur.

Herkesi çok seviyorum, İnönü’yü, (SHP lideri Erdal İnönü) Calp’i, (HP lideri Necdet Calp) Sunalp’ı, (MDP lideri Turgut Sunalp) Avcı’yı, (DYP lideri Yıldırım Avcı) da çok seviyorum.

İnsanları sevmek çalışma tempomu artırır.

İnancıma göre sevgi karşılıklıdır. Herhangi bir karşılık beklemeden insanları sevmek ve onların iyiliğini istemek mutlaka karşılık bulur.”

12 Eylül darbesi ve siyasi yasakların kalkmasından sonra 3 Kasım 1983’te yapılan milletvekili seçiminde Özal’ın Anavatan Partisi yüzde 45,14 oy aldı. (Bugünkü ANAP ile ilgisi yok.)

Devlet Başkanı merhum Kenan Evren 8 Aralık 1983’te hükûmeti kurmakla görevlendirmek için Özal’ı Çankaya Köşkü’ne davet etti.

Evren elini uzattı Turgut Özal omuzundan tutup kendine doğru çekerek Evren’i öptü.

Günaydın gazetesinde benim imzamla sürmanşet yayınlanan haberin kupürü de ikincisidir:

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Saraçhane’deki şu sözlerini dün canlı yayında dinlerken Özal’ın sevgi dolu siyaseti aklıma geldi:

“Bu meydandaki emniyet güçleri de emekçiler de siyasetçiler de bu ülkenin evlatlarıdır ve kardeştir.

Bu ülkenin Türkleri de Kürtleri de Lazları da Çerkezleri de doğulusu, batılısı, Karadenizlisi de güneylisi de Alevi’si de Sünni’si de kardeştir. Bu kardeşliği egemen kılacağız.

Birbirimizi seviyoruz, Türkiye’yi seviyoruz, Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın Türkiye ve dünya, yaşasın işçi ve emekçi sınıfının mücadelesi…”

Ve şimdi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile buluşacak Özgür Özel’e diyorum ki;

-Bugün sen de Erdoğan’ı kucaklayarak öp…

Tonton Turgut Özal sonrası hiç görmediğimiz şekilde “kardeşlik ve sevgi siyaseti” yapan CHP liderine de Tonton Özgür Özel diyorum...