İş insanı Mustafa Can 'tahıl koridorunun' geleceği hakkında konuştu

İş insanı Mustafa Can 'tahıl koridorunun' geleceği hakkında konuştu
18 Mayıs'ta sona erecek tahıl koridoru hakkında konuşan iş insanı Mustafa Can konuyla ilgili umutsuz olmadığını söyledi.

Editör: İsa Karaarslan

Bloomberg Tv'de İş Dünyası programına katılan Transbosphor Deniz Taşımacılığı Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Can, deniz taşımacılığının ekonomisine ve geleceğine dair açıklamalarda bulundu.

Can, 18 Mayıs'ta sona erecek tahıl koridoru hakkında bilgiler verirken, deniz taşımacılığının durumu ve küresel resesyon endişeleri hakkında konuştu.

''TAMAMEN UMUTSUZ DEĞİLİM''

Tahıl koridoru meselesi hakkında Rusya'nın anlaşmaya yaklaşıp yaklaşmayacağı konusunda konuşan Can, ''Bekleyen gemi sayısı 40’ı geçti ve bu yeni bir gelişme değil. Rus tarafı son 10 gündür gemilere kontrol yapması gerekirken yapmıyor. Yapmadığı için de tahıl koridoruna gemiler giremiyor.

Ayın 18’ini beklemeden bunu yapmalarının sebebi Ankara’da yapılan bir sempozyumda, Ukrayna bayrağı açılması ve orada yaşanan kavga. Ben 18’inde Rusların da kendilerine uygulanan ambargodan bir şey almadan ‘tahıl koridoruna’ devam edeceklerini düşünmüyorum.

Gübre, petrol ve doğalgaz ihracatı yapamıyorlar bu ambargolar yüzünden. Bunlarla ilgili bir şey koparmadan devam edeceklerini zannetmiyorum. Ancak bu arada Cumhurbaşkanı’nın Putin üzerinde olumlu bir etkisi var. Bunun olumlu etkileyebileceğini düşünüyorum. Bu sebeple birkaç sorun çözülebilir. Tamamen umutsuz değilim'' dedi.

''FAİZLERİN KABUL EDİLEBİLİR SEVİYEDE OLMASI GEREKİYOR''

Yaklaşan seçimlerin deniz taşımacılığını nasıl etkileyeceği sorusuna ise,

''Deniz taşımacılığı global bir durum olduğu için Türkiye’deki seçimden çok etkileneceğini düşünmüyorum ancak Türk denizcilerin yeni yatırım yapabilmeleri için gerekli kredilere ne yazık ki ulaşamıyorlar. Artık şu seçim bitse de ekonomi normal rayına girse diye bekliyoruz.

Tüccarlarımızın mal alımlarında ciddi bir yavaşlama var. Ne olacağını kimse kestiremediğinden dolayı Türkiye yönlü navlunlarda bir azalma var. Bu belirsizlikte, doların nereye gideceğinin belli olmadığı ortamda iş adamlarının yatırım yapma iştahı yok.

Her şeyin rayına oturması lazım, belirsizliklerin giderilmesi lazım. Faizlerin de kabul edilebilir seviyelerde olması gerekiyor. Malum, şu anda 40-45 seviyelerinde. Kredi kullanacağım dediğinizde politika faizinin yüzde 9, piyasa faizinin 40-45 olduğunu görüyorsunuz. Bu pek hayra alamet değil.

Bence daha da önemlisi Kur Korumalı Mevduat (KKM) nereye kadar gidecek, nasıl bunun altından kalkacak Türkiye ve Merkez Bankası bunu da merakla bekliyoruz'' şeklinde cevap verdi.

ÇİN'İN PİYASAYA YENİDEN GİRİŞİ DÜNYAYA POZİTİF BİZE NEGATİF YANSIYACAKTIR

Küresel resesyon endişelerine dair de konuşan Mustafa Can, ''Baltık Kuru yük Endeksine baktığımızda düşüşün durduğunu, bu seviyelerin de armatörler ve yük sahipleri tarafından kabul edildiğini görüyoruz. Pandemi sonrası acil ihtiyaçlar sebebiyle navlunlar uçuk seviyelere çıkmıştı. Navlunların düşmesiyle birlikte hem ürün fiyatlarında hem de çelik ve hammadde fiyatlarında ciddi düşüşleri görüyoruz.

Mısır, buğday, çelik, ham demir gibi ürünlerin hepsinde navlunlarla beraber bir düşüş görülüyor. Bu düşüşün dünya ticaretini tetikleyeceğini düşünüyorum. Bununla birlikte tüm dünyada ikinci 6 ayda güzel şeyler olacağını düşünüyorum.

Pandemi sonrası Çin tekrar oyuna giriyor. Bol miktarda hem yedek parça hem de tam ürün olarak piyasaya tekrar döndü. Bunun piyasaya pozitif etkisi olacağını ancak Türkiye’ye negatif etkisi olacağını düşünüyorum.

Türkiye özeline döndüğümüzde, ucuz kredi bulmamız gerekiyor. Krediye ulaşabilmemiz gerekiyor. Hak ettiğimiz ihracatçı konumumuzu istiyoruz. Yeşil pasaport taleplerinin yerine getirilmesini istiyoruz. Yurtdışında rakiplerimiz yüzde 3-3.50’ye kredi bulabilirken biz yüzde 40-45’lere bulabiliyoruz. Böylelikle armatörlerin dünya ile rekabet şansları kalmıyor'' dedi.

''RÜZGAR VE GÜNEŞ ENERJİSİNE DÖNMEMİZ GEREKİYOR''

Son olarak Türkiye deniz taşımacılığının karbon emisyon konusunda ne durumda olduğu konusunda bilgi veren Can, ''Biz denizciler olarak hazırız. Biz gemilerimizde kendi karbon ayak izimizi düşürdük. Ancak biliyorsunuz ki Avrupa’da çelik fabrikası neredeyse yok. Çelikte Türkiye ise dünyaya ihracat yapan sektör. Bu açıdan ciddi sıkıntılar olacağını düşünüyoruz. Enerjimizin büyük kısmını katı yakıtlardan elde ediyoruz.

Bunun hızlı bir şekilde rüzgar ve güneş enerjisine dönmesi gerektiğine inanıyorum. Armatörlerimizin de doğru hamleler yapmasıyla bu konuda iyi bir noktada olduğumuzu söyleyebilirim'' ifadelerini kullandı.

screenshot-1-001.png

screenshot-2-002.png