HİÇBİR ŞEY YAPAMADIK''
ArzuYücel, çaydaki su seviyesinin yükselmesi üzerine belediyenin araçları yüksek yere çekmeleri için anons yaptığını bu nedenle evden çıktığını anlatarak, "5''inci katta oturuyorduk.
Yaz tatili için geldik buraya. Bize evi boşalttırmadılar. 11.30''dabelediyenin arabası geldi, anons ettiler.''Çay taşabilir'' dendi. Dışarı çıktım. 12.00''deçay taştı. Akşam 17.30''a kadardışarıda bekledim. Çocuklarıma el salladım, balkondalardı, bize bakıyordu, el sallıyorduk.

''Bina yeni, çökmez'' dediler. Telefonla konuştuk, bana balkondan el salladılar; ''anne biz iyiyiz merak etmeyin, kendinize bakın'' dediler. Her şeyleri gördü gözlerim. Hiçbir şeyler yapamadık biz. Bize ''arabaları yükseğe çıkarın'' dediler, ''canlarınızı, evlatlarınızı kurtarın'' demediler. 5 dakikaiçinde ben onların hepsini alırdım" diyerek gözyaşı döktü.

''ANNEM, BABAM, KIZLARIM ÇIKAMIYOR''
Kızları, annesi ve babasının selde kaybolduğunu öğrenince İstanbul''dan gelen Ramazan Yücel "Sel felaketi öncesinden buradaanons yapıyorlar ''dere kenarındaki araçlarınızı buradan kaldırın'' diye. Eşim aracını dere kenarından kaldırıp arka sokağa park ettikten sonra derede ciddi anlamda su birikintisi geliyor ve eşimbinaya giremiyor. Karşı binanın merdivenlerinden sadece çocuklarımı balkondanizlemeklekalıyor.

Annem, babam ve çocuklarım dışarı çıkamıyor;eşim de binaya giremiyor. Bunlar bina yıkılana kadar bu şekilde binada mahsur kaldılar. Ne bir yardımne kurtarma, kimseler yardım etmedi. Bina yıkıldıktan sonra helikopter geliyor. Havada uçuş yapıyor. Bizim binamız 3 yıllık bir bina. ''Yeni bina, yıkılmaz'' dediler. Bu inşaatlara nasıl izin veriliyor?3 yıllık bir bina nasıl bu hale geliyor? Neden ''arabanızı alın'' deniyor da ''binaları boşaltın'' denmiyor" ifadelerini kullandı.

