İşte Dede Korkut’un büyük duası

İşte Dede Korkut’un büyük duası
Kamların bir araya geldiği ritüelde Dede Korkut’un tanrıya duasını danslar eşliğinde söylediği video sosyal medyada gündem oldu.

Türkçü paylaşımlarıyla bilinen Sakalar ve İskitler sayfasının paylaştığı bir video sosyal medyada gündem oldu.

Söz konusu videoda Kamların, kam davulu eşliğinde dans ve dua ettikleri görülüyor.

Kamların ritüel esnasında ettikleri dua ise Türk dünyasının bilge atası Dede Korkut’a ait.

İşte O duanın sözleri:

İyi atalarımızın ruhlarına binaen Gök/Tengri bizleri bağışlasın.
Karlı kara dağların yıkılmasın,
Gölgelice kaba ağacın kesilmesin,
Gür akan güzel suyun kurumasın,
Yüce Tanrı seni namerde muhtaç etmesin...

KAM NE DEMEKTİR?

Kam, Türk, Altay ve Moğol halk kültüründe büyücü din adamı, Şaman. "Gam" veya "Ham" olarak da söylenir. Topluluklarda doğaüstü güçlerle iletişime geçtiğine inanılan din adamı.

Ruhlarla irtibat kurabilir. Dualarıyla hastaları sağaltabilir ve törenlerle kötü ruhları kovabilir. Aynı zamanda büyücü ve hekimdir. Değişik ritüelleri yerine getirir. Tanrı ilk şamanı yarattığında onun evinin önüne sekiz dallı bir ağaç dikmiştir. Bu nedenle her şaman kendisini temsil eden bir ağaç diker. Bu ağaca “Turuğ” adı verilir. İlerleyen zamanlarda Ayığ Han üç şaman göndermiş ve bunların çadırlarının önüne de yine birer tane ağaç dikmiştir. Rivayete göre Tanrı Ülgen ilk şamana “Senin adın bundan böyle Kam olacak” diyerek adını vermiştir.

Gök Tanrı tarafından bu göreve getirildiğine ve üstün güçlerle donatıldığına ve ruhlaralemi ile insanlar arasında aracı olduğuna, bazı gizli bilgiler taşıdığına inanılır.

DEDE KORKUT / KORKUT ATA KİMDİR?

Dede Korkut, Oğuz Türklerinin eski destanlarında yüceltip kutsallaştırılmış; bozkır hayatının geleneklerini ve törelerini çok iyi bilen, kabile teşkilatını koruyan yarı-efsanevi bir bilgedir ve Türkler’in en eski destanı olan Dede Korkut Kitabı’ndaki hikayelerin anlatıcısı ozandır.

Dede Korkut; destan, hikâye ve masal anlatımlarında yüceltilen, köklerini göçebe bozkır hayatının geleneklerinden alan ve hâlen yerleşik hayatın gündelik pratiklerinde kendine yer bulan; doğum, evlenme ve ölüm geleneklerine yansımış özlü sözleri, anlatımları, müzik aletleri ve ezgileri ile toplum hayatında önemli bir yeri olan yarı efsanevi bir bilgedir.

Dede Korkut Kitabı, Oğuz Türklerinin bilinen en eski epik destansı hikâyeleridir. On iki destansı hikâye ve bir önsözden oluşur. İçerdiği hikâyeler tarih boyunca dilden dile, anlatıcıdan anlatıcıya aktarılan birer sözlü gelenek ürünüdür. Hikâyeler kulaktan kulağa aktarıldığından dolayı gerçek hâlinin dışına çıkmıştır. XV. yüzyılın ikinci yarısında yazıya geçirildiği tahmin edilir. Oğuzların yaşam biçimlerinden, ekonomisine, inançlarından, giyinişlerine, beslenmelerinden içinde yaşadıkları doğaya kadar pek çok konuda bilgi sağlayan bir kaynaktır. Günümüze ulaşan iki el yazması nüshadan birisi Dresden Kütüphanesi''nde, birisi Vatikan Kütüphanesi''ndedir.