Kazakistan'da lenfoma teşhisi konulan 6 yaşındaki Zeine Seitkul, tedavi için İstanbul'a geldi. 6 aylık yoğun kemoterapi sürecinin ardından sağlığına kavuştu. Zeine, doktoru ve ailesinin gözetiminde taburcu edilirken, küçük kız için hastanede anlamlı bir veda töreni düzenlendi.
Kazakistan bayrağının renkleri olan sarı ve turkuaz ile hastaneyi simgeleyen turuncu balonlar, hastane çalışanları, doktorlar, hemşireler ve hastaların katılımıyla gökyüzüne bırakıldı.
'BÜYÜYÜNCE DOKTOR OLMAK İSTİYORUM'
6 yaşındaki lenfoma hastası Zeine Seitkul, tedavisinde kendisine destek olan doktorlara teşekkür etti. Zeine, "Benim adım Zeine, Oğuzhan Bey'e çok teşekkür ederim, hepsine çok teşekkürler. Büyüyünce doktor olmak istiyorum" ifadelerini kullandı.
"KENDİ EVİMİZE GELMİŞ GİBİ KARŞILANDIK"
Kızının tedavisi için Kazakistan'dan Türkiye'ye geldiklerini söyleyen baba Destan Seitkulov, "Şu an Hisar Hospital Intercontinental Hastanesi'nde tedavi görüyoruz. Ben, Zeine Seitkul'un babasıyım. Altı ay önce kızımın annesiyle birlikte tedavi için Türkiye'ye geldik. Biz yabancı bir ülkedeyiz ama Türkiye'de kendimizi hiç yabancı gibi hissetmedik. Sanki kendi evimize gelmiş gibi karşılandık. Kendi ülkemizdeki gibi ilgi ve anlayışla karşılaştık, hiçbir sıkıntı yaşamadık. Doç Dr. Oğuzhan Babacan'a bir kez daha çok teşekkür ediyorum. Gerçekten işini çok iyi yapan, profesyonel bir hekim" şeklinde konuştu.
'TEDAVİYE TAM YANIT VERDİ'
Zeine'nin hastalığı hakkında bilgi veren Hisar Hastanesi Doç. Dr. Oğuzhan Babacan, "Zeine'nin hastalığı lenfoma. Lenf bezi kanseri, çocukluk çağında en sık görülen kanser türlerinden bir tanesi. Zeine, Şubat 2024 yılında başında, yani saçlı deride ağrısız şişlik şikayetiyle başvuruyor. Aslında bu durum onu diğer lenfomalardan ayırıyor çünkü lenf bezlerinde bir şişlik yoktu. Hastamız Kazakistan'dan geliyor ve orada alınan örnekte lenfoma çıkıyor. Tabii biraz atipik olduğu için şüpheleniyorlar. Sonrasında en yakın yer olan Hindistan'a gidiyorlar tedavi için. Fakat ortamı hijyenik bulmuyorlar, çocuk oranın yemeklerini beğenmiyor. Bunun üzerine Türkiye'ye geliyorlar. Birkaç hastane gezdikten sonra bizim hastanemizde tedaviye başlıyorlar. Altı aylık, oldukça yoğun bir kemoterapi süreci yaşadı. İlk üç aylık kemoterapiden sonra, PET dediğimiz, tüm vücudu tarayan bir tümör görüntüleme yöntemiyle kontrol yapıldı ve tedaviye tam yanıt verdiği görüldü. Geri kalan üç aylık tedavi süreci de oldukça başarılı geçti. Herhangi bir komplikasyon yaşanmadı" ifadelerini kullandı.
"POZİTİF AİLE DESTEĞİ, TEDAVİ BAŞARISINDA ÖNEMLİ ROL OYNUYOR'
Doç. Dr. Babacan, Zeine'in öyküsünün anne ve babalara önemli bir örnek teşkil ettiğini vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı: "Buradan bizi dinleyen anne ve babalara, Zeine'in öyküsü aslında bir örnek. Bizim en çok gördüğümüz şey; anne ve babanın pozitif olması. Yani anne ve baba gerçekten çocuğun iyileşeceğine inanır, çocuğu güzelce yönlendirir, ona moral verirse hastalık gerçekten iyi gidiyor. Ne kadar kötü bakılırsa, negatif düşünülürse hastalık da o kadar kötü gidiyor. Bu da defalarca gördüğümüz gibi, Zeine bunun son örneği. Aile çok pozitifti, çocuk çok pozitifti. Hastalık çok iyi şekilde, Allah'a şükür, iyileşti. Zaten dünyadaki başarı şansı da yüzde 85–90'larda. İyi ki de bu grubun içine girdi. Tedavisi komplikasyonsuz tamamlandı."
'HEPİMİZE SAĞLIK DİLİYORUM'
Ercan Uais Kazakistan İlk Başkonsolosu, "Kızımız Zeine'nin doktorlarına çok teşekkür ederim. Her şey için teşekkürler. Kazakistan ve Türk halkı hep birlik içinde. Hepimize sağlık diliyorum. Türkiye ve Kazakistan dostluğu hep daim olsun" dedi.
