Kerkük Barzanistan’a mı dâhil!

Kerkük Barzanistan’a mı dâhil!

Barzanîciler, Talabanîciler Kerkük’te ısrarlılar. Bağdat yönetimini bile ikna etmişler.

ABD, 2003’te, Irak’a girdi, Saddam’ı düşürdü. ABD askerleri yol açtılar, ilkin Talabanî’nin adamları Kerkük’e girdiler.

Hedefleri tapu dairesiydi. Tapu ve nüfus dairelerindeki ve mahkeme binasındaki bütün resmî belgeleri bahçede toplayarak yaktılar. Bir kısmını kamyonlara yükleyerek götürdüler.

1991'de de Kerkük ve çevresine girmişler yine tapu ve nüfus dairelerinde belgeleri yakmışlardı.

Maksat belli. Kerkük ve havalisinde Türk ve Arap nüfusu yok göstermek. Hatta o dönem Kerkük’e kendilerinden bir de vali tayin etmişlerdi. ABD arkalarındaydı. Dilediklerini yapıyorlardı.

Özellikle Türkmen unsuru Kerkük ve civarından çıkartmak için her yolu denediler.

ABD, Irak’ı işgal ettikten, Saddam’ı astırdıktan sonra öyle bir yönetim kurdu ki, Türk unsur, Kürt unsur, Arap unsur, Şiî unsur, Sünnî unsur... ayrıştırıldı. Her unsur, birbirini kolluyor.

Cumhurbaşkanı Kürt unsurdan, cumhurbaşkanının iki yardımcısından biri Sünnî, bir Şiî. Başbakan Şiî, üç yardımcısından biri Şiî, biri Kürt, biri Sünnî. Meclis Başkanı Sünnî, Dış İşleri Bakanı Kürt, Savunma Bakanı Sünnî, İçişleri Bakanı ise Şiî. En avantajlı unsur Kürtler.

Ya Türkmenler ne aldılar? Onlara yeryüzünde de yer verilmemeli!

Unsurlar arasında öyle ayrıştırıcı kesin çizgiler çekilmiş ki, hiçbiri asla toparlanmasın, hep birbirlerini kollasınlar, fırsat çıktıkça birbirlerini boğsunlar!

1917’de İngilizler Osmanlı’dan koparıp aldıklarında da kendi başlarına bir Irak anayasası yaptılar. Başına da 1921’de, Suudî Arabistan’da Osmanlı’ya isyan eden Şerif Hüseyin’in üçüncü oğlu Faysal’ı getirdiler. Bu Faysal, 1920’de kısa süreliğine Suriye’de kral ilân edilmişti. İngilizler ne derse oydu. Şimdi ABD’nin yaptığı gibi. Geçmişte yaptıkları İngilizlerin ayağına dolandı. Bu defa ABD’lilerin ayağına dolanacaktır. İnşallah! Bu ayağa dolanmada Türkiye’ye büyük iş düşüyor.

Deyrizor’da, Menbiç’te Arap aşiretler, bölgede hâkimiyet kurmak isteyen PKK uzantılarına karşı nasıl örgütlendirildilerse, kendi hâkimiyetleri için nasıl silahlandırıldılarsa, Kerkük ve civarında, ABD ve desteklediği unsurların temizlenmesi için bütün yollar açılmalıdır.

Ne Suriye’de ne Irak’ta istikrar bekleyin. Kim gücünü gösterirse, o hâkim unsur olacak. Ama hep tetikte kalacak.

Türkiye, bulunduğu mevki ve Osmanlı bakiyesi olarak, güven verebilir. Zamanında Orta Doğu’da Selçuklu vardı, Osmanlı vardı. İçimizi Avrupa karıştırdı, Rusya karıştırdı. O bölgelerde yaşayan insanlar biraz düşünseler, ta Haçlı Seferleri’ne kadar gitseler, Selçuklu, Osmanlı üzerinden “Türk”e minnet duyacaklar. Keşke bütünleşseydik, keşke şunun bunun aklına uymasaydık, diyecekler.

Şimdi Suriye’de, PKK’dan ve IŞİD’den temizlenen bölgelerde, Türkiye bir sistem kurmaya çalışıyor. Bu sisteme itiraz, kendine itirazdır. Ecinnilere kapı açmaktır. İstikrar için Türkiye garantidir.

Kerkük’te Ortak Operasyonlar Komutanlığı diye karargâh varmış. Karargâh binası Bağdat yönetimi tarafından Barzanîcilere verilmiş. Hâliyle Barzanîciler Kerkük’te söz sahibi olacaklar.

Aslında bu bina daha önce Barzanîlerin elindeymiş. Çünkü 2003’te Bağdat Hükûmeti yıkılıp ABD her yerde söz sahibi olunca, yukarıda da belirttik, Talabanî’ye, Barzanî’ye yol açıldı. Öyle ki, sanki Kerkük ve civarı onların. Hâkimiyetlerini sembolleştirmek için bu binaya yerleşmişler. 2017’de merkezî Bağdat hükûmeti Kerkük’e girince Barzanîcilerin elinden alınmış. Demek ki, onlara, sonra size devredeceğiz, diye bir söz verilmiş veya başka çıkar hesabı var. Hâliyle Türkler ve Araplar, Barzanî’nin kendileri için sembol bu binayı almaları demek, Kerkük’te istediği gibi at koşturmak demek olacağı için, protestoya başlıyorlar. Bağdat Hükûmeti, hâdiselerin büyümemesi için şimdilik, “Hayır vermiyoruz.” diyor.

Biliyor musunuz, Barzanîciler, bu binanın yakınına bir adamın heykelini dikmişler eline de Barzanistan bayrağı vermişler. O görüntüyle pul basmışlar. Pulda “Kerkük Kürdistane” (Kerkük Kürdistan’dır) yazılı.

Kerkük ve Musul, Misak-ı Millî’ye dâhil diyeyim, şimdilik.

Sonra bu meseleye gireceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları