37 yıl sonra Irak’ta gerçekleştirilen nüfus sayımı bahane edilerek, binlerce yıllık Türk yurdu Kerkük, Kürtleştirme operasyonuna sahne olmuştur…
Nüfus sayımı öncesi Türkiye’nin güneydoğu illerinden ve Süleymaniye’den getirilen Kürt göçmenleri taşıyan tahminen 71 bin araç Kerkük’e giriş yapmıştır.
Kendilerini Kerkük nüfus kütüğüne kaydettirmek için Kerkük’e gelen bu araçların Kerkük-Altunköprü kapısındaki kontrol noktasından geçiş yaparken birinin kontrolü yapılmamıştır. Aldığımız bilgiye göre Talabani’ye bağlı Kerkük Valisi tarafından bir gece önce değiştirilerek Altunköprü Kontrol Kapısı’ndaki görevlendirilen Kürt memurlar şehir kapısından giriş yapan Kürtleri ve araçların kontrolünü yapmadan kente girişlerine göz yumdukları tespit edilmiştir. Hiçbir arama ve kontrolü yapılmayan bu araçlarla silah ve cephanenin ve PKK mensuplarının şehre taşındığı iddia edilmektedir.
Gerçek olması kuvvetle muhtemel olan bu iddialar, özellikle Kerkük ve civarında yaşayan Türkmenlerin büyük bir tehdit altında olduğunu göstermektedir. 1959 Kerkük, 1991 Altunköprü katliamlarına maruz kalan soydaşlarımızın tek güvenceleri şüphesiz Türkiye’dir. 3 milyonun üzerindeki Irak Türkmenleri, Türkiye’nin somut adımlar atarak kendilerine sahip çıkmasını beklemektedir.
20-21 Kasım tarihlerinde Irak’ta yapılan “nüfus sayımı” sonuçlandıktan sonra, Dışişleri Bakanlığı sözcüsü kamuoyuna yapmış olduğu açıklama Türkmenleri tatmin etmemiş, Türkmenlerin endişesini gidermemiştir.
İş işten geçtikten sonra yapılan bu açıklamanın hükmü var mıdır? Yoktur...
75 bine yakın araçlarla Kerkük’e taşınan Kürtlerin önümüzdeki yıllarda Kerkük’te yapılacak ilk seçimlerde seçme seçilme hakkı olacak mıdır? Olacaktır...
Olanları yani 75 bin araçla Kürtlerin Kerkük’e taşınmasını seyrettik mi? Evet...
Öyleyse söylenecek tek söz kalmıştır; geçmiş olsun…
***
Netice itibarıyla 37 yıl sonra Irak’ta yapılan nüfus sayımında Kerkük’te her şey Kürtlerin istediği gibi sonuçlanmıştır…
Ancak Türkmenleri bekleyen bir başka tehlikeye daha dikkat çekmek istiyoruz. Kent sınır kapısı Altunköprü’de, kontrol ve arama yapılmaksızın Kerkük’e girişine izin verilen Kürtlere ait on binlerce araç ile Kerkük’e silah ve cephane taşınmış olma ihtimali var mıdır? Vardır…
PKK’lı teröristler kontrol edilmeyen bu araçlarla Kerkük’e girmiş olamaz mı? Olma ihtimali kuvvetlidir…
Öyleyse söylenecek tek söz kalmıştır; İkinci defa geçmiş olsun…
***
Bu arada daha önceki yazımızın sonunda;
Acaba “Kalkınma Yolu” için bölgedeki Kürtler ile bir pazarlık mı yapıldı?
Acaba Anayasa değişikliği için Kürt kökenli vekillerin desteğini sağlamak için Barzani ile pazarlık mı yapıldı?
Acaba Sayın Erdoğan’ın yeniden seçilmesi için Kürtlerin desteğine olan ihtiyaç nedeniyle mi Barzani ve Talabani’nin yaptıklarına sessiz kalınıyor?
Acaba Kandil’in ve Mahur kampının etkisizleştirilmesi için Barzani ve Talabani ile gizli bir anlaşma mı yapıldı?” gibi soruları sormuştuk.
Bugün bu soruların cevabını da Duhok’ta görmüş olduk. Prof. Dr. M. Akif Okur hocanın aktardığı bilgiye göre Kürt lider Mesut Barzani’nin Duhok’taki forumda, “Türkiye’nin yeni açılım sürecini desteklediğini” açıklamış. O zaman Akif Okur Hoca gibi biz de soruyoruz;
Kerkük’teki nüfus hareketi, bu anlaşmanın bir parçası mıdır?..