Kıbrıs'ı satan, Türkiye'yi de satar!

Başlık fazla iddialı gibi duruyor değil mi?

Ama iddialı bulduğumuz, olmaz-olamaz dediğimiz ne varsa yaşadık..

Ve artık her an her şey olabilir noktasında zihinlerimiz..

Zaten, kötü adamların en büyük silahı, 'Alıştırmak'

Alıştıkça, altında ateş yakılmış kazana dönüyor dünyalarımız..

**

Kıbrıs adasının çevresi birkaç yıldır enerji kaynakları üzerinden fena bir trafiğe sahne oluyor, biliyorsunuz..

Bizim, takayı andıran sismik gemimizi (!) saymazsanız, 72 millet habire kurcalıyor denizin altını..

Kıta sahanlığı, kara suları falan dinleyen de yok..

Zaten bizim cenahtan, "Dinlemeleri gereken" bir uyarı yapan da yok..

Ara ara, "Ben burdayım haaa!" çıkışları dışında, Kıbrıs ve çevresinde olup bitenlere dair, "Devlet politikası" başlıklı bir yol haritası, bir duruş gören var mı?

Ada'nın etrafını ve altını kevgire çevirenlere, Kıbrıs Türk'ünün büyük lideri Rauf Denktaş'a yaptıkları atarın yarısını yapmadılar..

Kıbrıs da ortak aklın kırmızı çizgisiydi..

Kırmızı çizgiyi, önce Denktaş, nam-ı diğer 'Toros' üzerinden pembeleştirdiler.. Ardından Mehmet Ali Talat iktidarı ile neredeyse yavru ağzına çevirdiler..

**

Peki bugün sonuç?

Bakın İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 6 ay önce hükümete seslendi ve sordu;

-Sayın Erdoğan'a soruyorum; Yanlış politikalarının sonucunda Kıbrıs'ı sattın mı? Buna müsaade etmeyeceğiz..

Bu sorunun bir sebebi ve anlamı vardı..

Kıbrıs Davamız üzerinde kara bulutlar dolaşıyor..

Uzun zamandır hazırlanıyor bunun zemini..

Hatırlayın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne verdiğimiz ekonomik desteği, (Ki bu stratejik bir zorunluluktur) sadaka gibi dillendirmekten utanmayanlar oldu..

Bunun lafını edecek kadar küçülenler oldu..

Oysa, Milli Güvenliğimiz ile ilgili bu mevzuda yapmamız gerekenin yarısını bile yapmıyorduk..

Suriyelilere 35 milyar dolar harcayıp caka satanlar, kardeşine 40 yıllık destek anlamına gelen bu paranın lafını etmekten ar etmedi..

Bakın, bugünlerde daha dikkatle izleyin Kıbrıs mevzuunu..

Ege'deki adalarımızda Yunan bayrağı dalgalanıp, Yunan askeri salınırken gıkını çıkarmayan iktidarın adımları, kafa karıştırıyor..

Rum kesiminin uluslararası toplantılar düzenleyerek gemi azıya aldığını da hesaba katın..

Son birkaç yıldır, trilyon doları bulduğu söylenen enerji kaynakları üzerindeki cüretkar sondaj çalışmalarını da ekleyin..

Ve görün ki; Kıbrıs'ta bir şeyler oluyor..

**

Yanlışlarıyla, kentlerimizi hendeklere teslim edenler..

Vizyonsuzluklarıyla, Suriye'nin kuzeyini pyd'ye teslim edenler..

Gayr-ı Millilikleriyle Ege'deki adalarımızı işgalcilere terk edenler..

"Ecdat" lafını ağızdan düşürmezken, Sokullu Mehmet Paşa'dan bu yana, cümle ecdadımızın kemiklerini sızlatmaya hazırlanıyor..

Ben demiyorum..

Kapalı kapılar ardında yapılan ama aslında gün gibi ortada olan gelişmeler öyle diyor..

Mesele okuyabilmekte..

**

Dikkat buyrun, son dönemde "Bu Londra var ya Londra" diye atarlanırken, acaba olası pazarlıkta el mi güçlendiriyorlar?

Verecekleri tavizi "Ekonomik krizden çıkış yolu" diye mi pazarlayacaklar?

Zaman gösterecek..

Ancak, tek başıma ve kendi adıma ilan ediyorum ki;

Kıbrıs davasına ihaneti, Kıbrıs'ı gavura teslim etmeyi aklının ucundan geçirenler,

Dini pencereden bakınca, Hazreti Osman'dan,

Milli percereden bakınca, Sokullu Mehmet Paşa'dan,

Lala Mustafa Paşa'dan,

Piyale Paşa'dan,

Dr. Fazıl Küçük'ten,

Rauf Denktaş'tan,

Kardeşleri için toprağa düşmüş Türk Mukavemet Teşkilatı kahramanlarından,

Ve Kıbrıs Türk'ünden utanmalılar..

Hepsini geç derseniz eğer;

Kasımpaşalı olanlar için de, çocukluğunuzun geçtiği Piyale Paşa'dan geçerken, mahcup olmayın diye söylüyorum..

Kıbrıs her şeydir..

Yazarın Diğer Yazıları