Uzman Diyetisyen ve Psikolog açıkladı. Kilo verememenizin sebebi diyet olmayabilir

Uzman Diyetisyen ve Psikolog açıkladı. Kilo verememenizin sebebi diyet olmayabilir
Uzman Diyetisyen ve Psikolog Zinnur Elliiki Küçükköseleci, kilo verememe ve diyet hakkında bilgiler verdi.

CNN Türk’te yer alan habere göre; Aslında yiyecek bağımlılığının sebebi hormonlarınızın olabileceği vurgulandı. Çoğu insanın kilo verme sürecinde diyet yapmak istediği biliniyor. Yani yediklerini azaltmak kalorileri saymak ile hedefe ulaşacağını zannedeceği ifade edildi. Ama bu süre içerisinde bazı yaşananlar, bazı hormonlar kilo verme sürecini tetikleyebilir yani olumsuz etkileyebileceği ifade edildi.

Yapılan bir araştırma insanlarda dopamin ve oksitlesin seviyesi düştüğü zaman bu seviyeleri dengede tutmak için bu tarz gıdalara daha fazla yer verdiğini gösteriyor. Burada yaşam tarzında yapılabilecek bazı değişiklikler bu problemin üstesinden gelme konusunda işe yarayabilir. Burada seratonin ve dopamin dediğimiz iki hormondan bahsetmek gerekir. Araştırmalar gösteriyor ki bu iki hormon eksikliğinde karbonhidratlara daha bağımlı hale geliyoruz. Aslında bu durumu şuradan da anlayabiliriz. İnsanların çoğu stresli oldukları zamanda, mutsuz olduklarında kendilerini karbonhidratlara verirler. Sağlıksız gıdaları daha fazla tüketme eğilimindedirler. Mutsuz insanlar daha fazla televizyon karşısında atıştırır daha fazla cips pizza pasta gibi karbonhidrat yoğunluğu yüksek gıdalara tüketmeyi tercih ederler. 

RUHCA VE SOSYAL YÖNDEN TAM BİR İYİLİK HALİDİR

Çevreleri tarafından takdir edildiğinde Seratonin hormonu seviyesi yükselir. Oksitosin serotonin ve dopamin bakımından bir problemi olmayan vücut kendisini mutlu etmek için dışsal faktörlere İhtiyaç duymaz veya daha az ihtiyaç duyar. Bu bireylerde ilk olarak ruhsal sağlığın iyileştirilmesi ardından fiziksel sağlığın iyiliğine yönelik uygulamalar yapılması, alışkanlıkları değiştiren bir tedavinin uygulanması yani bu olaya bütüncül bakılması gereklidir. Aksi taktirde tek yöne odaklanan tedaviler, yalnızca katı diyetlerden ve kurallardan ibaret kalır. Bizim asıl çözmek istediğimiz konuya odaklanmaz ve bu yüzeysel tedaviler ömür boyu devam eder. Örneğin daha fazla toplumla iç içe olma, arkadaş edinme, aile bireyleri ile vakit geçirme gibi kavramlar kişide oksitosin dopamin ve seratonin seviyelerinin artmasına yardımcı olur. O nedenle kilo verme sürecinde yalnızca yenilen içilen gıdalara odaklanmak değil insanın sosyal çevresine psikolojik durumuna da bakması gerekir. Çoğu insan burada ne kadar iradesiz olduğunu, bunu asla başaramadığını ve başaramayacağını düşünür. Ama belki de asıl odaklanmamız gereken durum bu değildir. Dünya sağlık Örgütü''nün Sağlık Tanımında da belirtildiği gibi; Sağlık yalnızca hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, Bedence ruhca ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir. Bireyler belli bir topluluğa ait olduklarında kandaki oksitosin seviyesi yükselir. 
 

İlgili Haberler