Obeziteyle mücadelede devrim niteliğinde bir adım olarak görülen ve dünya genelinde milyonlarca insanın kullandığı Ozempic, Wegovy ve Mounjaro gibi ilaçlar, son dönemde yeni tartışmaların odağında. Kilo verme sürecini hızlandırarak etkileyici sonuçlar sunan bu ilaçlar, potansiyel yan etkileri ve uzun vadeli riskleriyle ilgili endişeleri de beraberinde getiriyor. Uzmanlar, özellikle tiroid kanseri riskine dikkat çekerek, bu tedaviye başlamadan önce kapsamlı bir değerlendirme yapılması gerektiği konusunda uyarıyor.
SIÇANLARDAN İNSANLARA UZANAN KANSER ENDİŞESİ
Tıp dünyasında GLP-1 reseptör agonisti olarak bilinen bu ilaçlar, aslında başlangıçta tip 2 diyabet tedavisi için geliştirilmişti. Ancak güçlü kilo verdirici etkilerinin keşfedilmesiyle birlikte, obezite tedavisinde de yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Bu popülerliğin artmasıyla birlikte, ilaçların potansiyel yan etkileri de daha yakından inceleniyor. En dikkat çekici endişelerden biri, hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde yüksek dozlarda GLP-1 ilaçlarının tiroid tümörlerine yol açtığı bulgusu. Her ne kadar bu bulgu henüz insanlar üzerinde kesin olarak kanıtlanmamış olsa da, büyük ölçekli bir Fransız araştırması, ilacı bir yıldan uzun süre kullanan kişilerde tiroid kanseri ile olası bir bağlantı olduğunu ortaya koydu. Bu durum, özellikle ailede tiroid kanseri öyküsü bulunanlar için önemli bir risk faktörü olarak değerlendiriliyor.
YAN ETKİLER MERCEK ALTINDA
Tiroid kanseri endişelerinin yanı sıra, pankreas iltihabı (pankreatit) vakaları da bir süredir tartışılıyor. Bazı ilk raporlar pankreas iltihabının pankreas kanserine yol açabileceği endişesini doğursa da, mevcut çalışmalar GLP-1 ilaçları ile pankreas kanseri arasında doğrudan bir bağ kurmuyor. Bununla birlikte, bulantı, kusma ve kabızlık gibi yaygın sindirim sistemi yan etkileri, kullanıcıların sıkça karşılaştığı sorunlar arasında yer alıyor. Hızlı kilo kaybının getirdiği ve "Ozempic yüzü" olarak anılan, yorgun ve yaşlı bir görünüme neden olan cilt sarkmaları da estetik açıdan dikkat çeken bir başka yan etki olarak belirtiliyor.
İLAÇLAR KISIR DÖNGÜYÜ KIRIYOR MU?
Tüm bu endişelerin gölgesinde, uzmanlar önemli bir noktayı daha hatırlatıyor: Obezite, zaten başlı başına meme, kolon, karaciğer ve rahim kanserleri de dahil olmak üzere birçok kanser türü için kanıtlanmış bir risk faktörü. Bu nedenle, GLP-1 grubu ilaçların obeziteyi tedavi ederek dolaylı yoldan bu kanser risklerini azaltma potansiyeli de bulunuyor. Bazı araştırmalar, bu ilaçları kullanan kişilerde obeziteyle ilişkili kanser oranlarının daha düşük olduğunu gösterse de, bu durumun ilacın kendi etkisi mi yoksa sadece kilo kaybının bir sonucu mu olduğu henüz netlik kazanmış değil. Bu nedenle, konuyla ilgili daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyuluyor.
MUCİZE Mİ, KUMAR MI?
Kilo kaybı iğneleri, obeziteyle mücadelede umut verici bir seçenek sunarken, taşıdıkları potansiyel riskler de göz ardı edilmemeli. Özellikle tiroid kanseri geçmişi veya genetik yatkınlığı olan bireyler için bu ilaçlar önerilmiyor. Tıp dünyası bu tedavinin "mucize bir çözüm" mü, yoksa "kilo kaybı serüvenindeki riskli bir bölüm mü" olduğunu anlamaya çalışırken, kesin olan bir şey var: Bu ilaçlar, sağlık, kilo ve risk algımızı yeniden şekillendiriyor.