Çoğunlukla istemsiz hatta bilmeksizin seçeriz setten birini. Daima kaçındığımız, görmezden geldiklerimizden oluşan o melun setten. Kısaca, varlığı reddeden, hayatı daraltmayı elinden gelirse yok etmeyi hedefleyen set*. Hiçliği burada şimdiye çağıran, maddileştiren, hiçlik üstünde gölgeleri kaldıran.
Sevmemeli, severek sevilerek istismar edilmemeli, aydınlıkta her şeyinle tanınmamalı, tümüyle bilinmemelisin. Özgürleşemez, sahiplenemez, daima yalnız ve aslında hiçbir şeysin. Umut da etme, faydasız, varlık da hayat da sonlu. Nesillerin adaletinde sınırsız borçlu, sorumsuz suçlu, ebedi yalnızsın.
Korkuluk ve konsepti, kavram seti kısaca budur. Tek tarla değil, 4 Nisan’da yine pırtlayan koca ülkenin korkuluğundan söz etmekteyiz.
Mavi gözlü sarışın, elinden asla bırakmamıştı sopasını. Korumak için varlığı, hayatı, kovalamak için kötüyü, hiçliği. Asla korkuluk olmadı, canı pahasına daha çocukken, koruyan oldu. M. Kemal’den söz etmekteyiz.
Beka siyasal İslam’ın zındıklık ve şirk koşma gördüğü kavram kümesindendir. Siyasal İslamcıların bekaya sessizliği, reisçilik kisvesi altında işlerine geldiğindendir. Beka, devlet ve siyaseti bedene, body politics’e indirger. Beka diye tutturan, aslında, kadim Türk’ten beri şekillenen Türk devlet felsefesini ve Türk milletinin zamanlara yayılımını örtük reddedendir.
Beka yok, dirim var, dirim; her hal ve şartta ayakta kalandır. Beka, korkutarak ve bedene indirgenerek sürdürülen, dirim, daimî gençlikle filizlendirilip umut ve cesaretle büyütülüp zamanlara yayılan, akılcı ve tecrübî kurum ve usullerle geliştirilendir.
Korkuluk, korkaklık ve özünde milletçe silahsız bırakılma maskesi, yem görünüp yemleyen, yemledikçe yemlenendir. Korkuluk, bizatihi işlevsizliğin işlev iddiasını, özünde hiçliği maddileştirir. Korkulukla sürdürülen, daima riske açık kılınandır. Ve er ya da geç kaybedilecek olan. Gerçek koruma, mahir ve cesur, elde sopayladır. Korkuluklaşan, korkulukla eşleşen, ebet müddeti retle temellenendir.
Serdar Sement
*İngilizcede korkuluk kavramlar / konsept olarak özetlenmektedir.
