Modern çalışma yaşamının bir gerçeği olan uzun saatler boyunca masa başında oturma, uluslararası bilim camiasının en büyük sağlık endişelerinden biri hâline geldi.
Son yayımlanan araştırmalar ve yabancı uzman görüşleri, hareketsizliğin, bireylerin genel sağlık durumunu ciddi şekilde tehdit eden, obezite ve diyabet gibi bilinen risklerin ötesinde, kalp ve damar hastalıkları açısından da "görünmez bir tehlike" oluşturduğunu gözler önüne serdi.
Uzmanlar, ofis çalışanları başta olmak üzere günde on saatten fazla oturanların kalp-damar hastalıklarından kansere kadar pek çok hayati riskle karşı karşıya olduğunu ifade etti.
BİLİMSEL VERİLER KALP İÇİN ALARM VERİYOR
ABD'deki Massachusetts General Hospital'da yürütülen bir araştırmaya göre, uzun süre hareketsiz kalmanın, düzenli egzersiz yapan bireylerde bile kalp yetmezliği riskini önemli ölçüde artırdığı saptandı. Araştırmacılar, vücudun hareket etmek için tasarlandığını ve saatlerce oturmanın, kan dolaşımını olumsuz etkileyerek toplardamarlarda pıhtı oluşumu (Derin Ven Trombozu) riskini yükselttiğini bildirdi.
Özellikle inme (felç) riski de hareketsiz yaşam tarzıyla doğrudan ilişkilendirildi. 2021 yılında “Stroke” dergisinde yayımlanan bir çalışma, günde dört saat veya daha fazla ekran başında vakit geçiren yetişkinlerin, iki saatten az geçirenlere kıyasla inme geçirme riskinin yüzde 35 daha yüksek olduğunu ortaya koydu.
UZMANLARDAN PEŞ PEŞE UYARILAR GELDİ
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), hareketsiz yaşam tarzının ölümcül durumlarla karşılaşma riskini artırdığını, kardiyovasküler hastalık, diyabet ve obezite riskini iki katına çıkardığını ifade etti.
ABD’nin önde gelen kardiyologlarından Dr. Julianna Smith, bu durumu "modern çağın sinsi düşmanı" olarak nitelendirdi ve şu çarpıcı değerlendirmelerde bulundu:
"İnsanlar, spor salonunda geçirdikleri bir saat ile günün geri kalanındaki hareketsizliği dengeleyebileceklerini sanıyor. Ancak bilimsel kanıtlar, uzun süreli oturmanın metabolizmayı yavaşlattığını, yağ hücrelerinin parçalanmasını sağlayan enzimi geçici olarak etkilediğini ve bu durumun, kilolu olmasalar bile hipertansiyon ve diyabet riskini artırdığını gösterdi."
Dr. Smith, 20-30 dakikada bir ayağa kalkmanın ve kısa süreli bile olsa hareket etmenin hayati önem taşıdığını dile getirdi.
Londra Üniversitesi’nden Prof. Dr. Elizabeth Chen ise hareketsizliğin sadece fiziksel sağlığı değil, bilişsel fonksiyonları da etkilediğini belirtti.
Prof. Chen, "Uzun süre hareketsiz kalmak, kan dolaşımını ve beyne giden oksijen miktarını azaltır. Beyin aktivitesi yavaşladığı için konsantrasyon ve üretkenlikte düşüşler yaşanır. Bu, sadece bir yorgunluk hissi değil, aynı zamanda ciddi bir bilişsel yavaşlamadır" ifadelerini kullandı.
Ayrıca hareketsizliğin kolon, akciğer ve rahim kanseri riskini yüzde 20 oranında artırdığına dair güçlü kanıtlar bulunduğu bildirildi.
BASİT ÇÖZÜMLER HAYAT KURTARABİLİR
Uzmanlar, ofis çalışanlarına yönelik olarak şu basit önlemleri önerdi:
Saat Başı Hareket: Her saat başı sandalyeden kalkıp en az 5 dakika esneme veya kısa bir yürüme molası verilmesi.
Küçük Değişiklikler: Asansör yerine merdiven kullanılması ve telefonla konuşurken ayakta durulması.
Ergonomi: Otururken dik duruş pozisyonunun korunması ve sık sık pozisyon değiştirilmesi.
Araştırmacılar, bu küçük adımların dahi, hareketsizliğin tetiklediği metabolik bozukluklar, kas-iskelet sistemi hastalıkları ve ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri büyük ölçüde hafifletebileceğini vurguladı.