Mattis'e mektup "Türkiye'ye F-35 teslimatını durdurun"

Mattis'e mektup "Türkiye'ye F-35 teslimatını durdurun"
Türkiye'ye ilk yeni nesil F-35 teslimatının yapılmasına günler kala, ABD Temsilciler Meclisi'nin 44 üyesi, Savunma Bakanı Jim Mattis'e teslimatın durdurulması için mektup gönderdi.

ABD Kongresinde Türkiye'ye yaptırım uygulanması ve bu kapsamda ortak üretilen F-35 savaş uçaklarının teslim edilmemesine yönelik girişimlere bir yenisi eklendi.

Teksas eyaletindeki Fort Worth kentinde törenle yapılacak teslime günler kala, ABD Temsilciler Meclisi'nin üyesi Savunma Bakanı James Mattis'e bir mektup gönderdi.

Mektupta 'tasavvur edilemez' diye nitelenen Türkiye'ye F-35 teslimatının durdurulması talep edildi.

Hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat vekillerin imza attığı mektupta, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemleri aldığı bir ortamda F-35'lerin teslimatının ABD ve NATO'nun askeri sırlarının Moskova’nın eline geçme riski yaratacağı iddia edildi.

Temsilciler Meclisi’nin 24 Mayıs’ta onayladığı 2019 mali yılına dair yetkilendirme yasasında F-35’lerin teslimatının engellenmesi için sunulan gerekçelere bu mektupta İsrail ve Kıbrıs’la ilgili yeni gerekçelerin eklenmesi dikkat çekti.

Savunma Bakanı Jim Mattis'e hitaben 15 Haziran'da gönderilen mektubun satırbaşları şöyle:

* Türkiye, dünyanın her yanında ABD’nin çıkarlarını baltalayacak işler yapıyor.

* Amerikan çıkarlarına karşı tekrarlanan askeri adımlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın insan hakları ve demokrasiyi gerileten merhametsiz yönetimi ve Rusya ile stratejik ortaklık kurma konusundaki açık niyeti, Türk-Amerikan ilişkilerini tamamen aşındırdı.

* Kaygımız, F-35 satışının, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi almaya hazırlandığı bir ortamda gerçekleşiyor olması. ABD ve NATO, Türkiye’yi, S-400’lerin F-35 uçaklarıyla entegrasyonunun, en sıkı korunan askeri sırlarımızın baş düşmanımıza ifşa edilmesi tehdidine neden olduğu konusunda uyardı.

* Türkiye, Amerikan topraklarında dahi güç kullanımında kendini kısıtlayacağı konusunda güvenilmez olduğunu gösterdi. Cumhurbaşkanı, 16 Mayıs 2017’de Washington  ziyareti sırasında korumalarını barışçı protestocuların üzerine saldı. Bu saldırı Temsilciler Meclisi tarafından kınandı ve Kongre, Erdoğan’ın korumalarına tabanca satışını engelledi.

* Bu utanmaz saldırı ve Türkiye’nin devam eden soruşturmada işbirliği yapmayı reddetmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’yi ve bizim demokratik değerlerimizi küçümsediğini ortaya koyuyor. Bu, aynı zamanda, Türkiye’nin şiddet içeren bir otoriterliği uygulayan ve ihraç eden bir ülke olduğunu gösteriyor.

* ABD’ye yönelik tehditlerine ek olarak Türkiye, ABD’nin müttefiklerini hedef almayı da sıradan bir uygulama haline getirdi. Erdoğan, ‘terörist devlet’ dediği İsrail’i azarladı ve Kudüs’teki büyükelçilik açılışına misilleme olarak ABD ve İsrail’deki büyükelçilerini geri çekti.

* Türkiye, Yunanistan’ı tahrik etmeye ve sınır ihlali yapmaya da devam ediyor. 40 yılı aşkındı Kıbrıs’ı yasadışı olarak işgal ettiği gibi, son dönemde Kıbrıs’ın egemenliğine yönelik ihlalleri daha küstah bir hal aldı. Türkiye, Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölgesinde (MEB) doğalgaz aramalarının engellenmesi için İtalyan gemilerine karşı askeri gemilerini gönderdi. ExxonMobil tarafından yapılacak aramaları engellemek için de kendi arama gemilerini göndererek gerilimi derinleştireceği sinyali verdi. AB resmi bir adım atarak Türkiye’yi yasadışı eylemleri nedeniyle suçladı. Türkiye ise, düşmanlarımız Rusya ve İran’la stratejik bir yakınlaşmaya yöneldi.

* Darbe girişiminden beri Türkiye 160 bin vatandaşını keyfi olarak tutukladı. Keyfi tutuklamalar ve düzmece mahkemeler otoriterliğin damgasıdır. Toplu işten çıkartmalar, gazetecilerin, akademisyenlerin, hakimlerin ve diğerlerinin tutuklanması Erdoğan’a karşı muhalefetin sindirilmesi ve açık bir toplumun öngördüğü özgürlüklerin boğulması için tasarlandı.

* ABD’nin yabancı bir ülkeye askeri teknoloji transferini yeniden gözden geçirmesini gerektirecek daha kuvvetli bir vaka hayal etmek zor. Türkiye’yi ABD’nin ulusal çıkarlarını tehdit ettiği, müttefik ve ortaklarımızın çıkarlarını zayıflattığı ve temel demokratik değerlere bir saldırıyı temsil ettiği için sorumlu tutmalıyız. Tüm bu sebeplerle sizi, F-35’lerin planlanan teslimatının durdurulması için gereken adımları atmaya davet ediyoruz.