‘Maturidî-Tarih İnşası’

‘Maturidî-Tarih İnşası’

Bizdeki tarikatlar, cemaatler İmam Maturidî (öl. 944) üzerinde dururlar mı, ondan söz naklederler mi ve asıl onu anlayabilirler mi?

TDV İslâm Ansiklopedisi’nde onun hakkında bilgi verilirken onun Türklüğünü delillendirecek değerlendirmede bulunulur:

“Mâtürîdî’nin eserlerindeki dil ve üslûp da bu eserlerin ana dili Arapça olmayan bir müellifin kaleminden çıktığını kanıtlar niteliktedir. Onun teliflerinde kullandığı dilin girift ve zor olduğu eski kaynaklarda ifade edildiği gibi günümüze kadar gelen eserleri de bu hususu açıkça göstermektedir. Öte yandan eserlerindeki birçok cümlenin kuruluşuna, bilhassa bazı fiillerin bağlaçlarına bakıldığında Arapça gramere aykırılığı yanında Türkçe gramere uygunluğu görülmektedir. Gerek dil ve üslûp özellikleri gerekse yaşadığı Semerkant ve çevresinin Türkler’in çoğunlukta bulunduğu bir bölge olması göz önüne alındığında Mâtürîdî’nin Türk asıllı olduğunu söylemek gerekir.” (Şükrü Özen, “Mâtürîdî”, C. 28)

Fıkıhta Hanefî mezhebine bağlı olan Maturidî, Sünnî kelâmının kurucusudur. İnsan için bilgi edinme yollarını sistemli bir şekilde ilkin o ortaya koymuştur. Teʾvîlâtü’l-Ḳurʾân’ında bu ekolün görüşlerini savunur ve eserlerinde Ebu Hanîfe’ye saygısını dile getirir.

***

Maturidî’ye dair son kitap Mahmut Çetin’in kaleminden çıktı: “-Maturidi- Tarih İnşası” (Biyografi Net Yayınları, 220 s.)

Mahmut Çetin “Boğaz’daki Aşiret” kitabıyla ses getirdi. Bu kitabında Türk yakın tarihinde ayrıcalıklı aile bağlarını inceler. “Boğaz’daki aşiret” adlandırması, Türk siyasî literatüre geçmiştir. Ecevit'in akrabalık ilişkilerini Çinli Hocanın Torunu Ecevit ve Teyze ile Prenses kitaplarında anlatır. Kart Kurt Sesleri, etnikçi ayrışma öncülerinden Bedirhanîlere dairdir. İslam Sanatı’nın Yeniden Teşekkülü, Aydın Yabancılaşması, X İlişkiler, Çalıntı Polemikleri, Genetik İhanet, Genetik İhanet Tepedelenliler, Çalıntı Polemikleri diğer kitaplarıdır.

***

“-Maturidi- Tarih İnşası” içinde yer alan ana başlıklar bize kitap hakkında ön bilgi verecektir:

Devleti Merkeze Alan Bir Toplum İnşası / Tevhitten Daha Güzel Bir Şey Yoktur / Yol Gösterici Bir Mütekellim İmam Maturidi / Maturidi Bilgi Kuramı Ve Dünya Görüşü / Üç Tarzı Diyanet’in Oluşumu / Yöntem Koyucu Müçtehit Ebu Hanife / Bir Karakter Abidesi İmam Maturidi / Maturidilik’in Tasavvufa Yansıması: Yesevilik / Türkün İnanma Üslubu Ve Maturidilik / Din Hizmeti Devlet Hizmetidir / Hanefi-Maturidi Geleneği’nin Devletleşmesi / Selçuklu Başarısı Ve İmam Gazali / Fenafiddevle Devlette Fanileşmek / Din Stratejik Zorunluluk: Ortodoksi / Maturidi’den Hareketle Karşı Fikrin Arkaplanı: Kötülük / Kaos Ve Düzen Çelişkisi’nden Nizamı Alem Düşüncesine / Maturidi’yi Yeniden Keşfeden Adam: Bekir Topaloğlu / Nakşiler Ve Türkiye Cumhuriyeti / Siyasal Mezhepler Sorun Üretir / Üç Tarzı Tilavet / Arap İdrakinde Cahiliyye’nin Yeniden İnşası / İran İdrakinde Cahiliyye’nin Yeniden İnşası / Ali Osman Terkibi / Daeş’den Hizbullah’a İsyancı İnsan Tipleri.

***

Türklük ile Müslümanlığın aynîleşmesinde öne çıkan isim Maturidî’dir. Bu hususta çok söz söylenmiştir. Türklüğe karşı çıkanlar, başka milliyetleri öne alıp Türk’ü silmek isteyenler, Maturidî deyince irkilirler. Bir türlü “Ye’cüc-Me’cüc”ü beyinlerinden silip atamamışlardır.

“-Maturidi- Tarih İnşası”nda, “Türk Modeli: Hanefi, Maturidi, Yesevi” ara başlığı altında şu bilgeler yer alır:

Arapçı ve Farsçı modeller, seçkinci tavırları nedeniyle medeniyet birikiminin en somut dayanağı olan devlet düşüncesinde krize girmiştir.

Türkler Karahanlılar döneminden başlayarak filozof ve alimler vesilesiyle medeniyet fikrini tekamül ettirmiştir. Maturidi kelam geleneği itikadi bir mezhep olmanın ötesinde ‘çokluk içinde birlik’ fikrini geliştirerek, kaos’a karşı dirlik düzenlik anlayışını bir dünya görüşüne dönüştürmüştür.

Türk Modeli’nde ne Hazreti Ali’ye bağlı ruhbanlar/mollalar asabiyeti (ve mesihcilik) ne de Kureyş aristokratizmi (mevali suistimali/sultanizm) siyaset tarzı olarak kabul edilmiştir. Türk Modeli, Abbasiler döneminde devletle iç içe giren Hanefi Gelenek’e yaslanarak hukuki zeminini bulmuştur.

Türk-İslam Modeli’nde ‘başkan’ sembolik figürü temsil etmekte ve yöneten kesim ırkçı ya da ruhbani bir kast oluştur-ma-maktadır.

Böylece İslam siyaset düşüncesinde Arap ve İran tarzının yanında bir Türk tarzı doğmuştur. Arap Modeli’nin Kureyşlilik, İran Modeli’nin Ehli Beyt iktidar kutsamalarına karşı ayakları yerde-insani bir model ortaya çıkmıştır. Türkler din konusunda hüküm vermeyi devlete değil, alimlere bırakmışlardır.

Hanefi-Maturidilik bu eğilimi ihata etmiştir. Çünkü Hanefi-Maturidilik, akliliği ihtiva etmektedir. İslamın Türkler arasında yayılmasında Ebu Hanife ve İmam Maturidi’nin İslam yorumu çok etkili olmuştur.” (s. 51-52)

Kadınları ikinci plana itmeyi bırakın, yok sayan, “İslâm”ı İslâmsızlaştıran Afganistan’ı örnek alanlar şu alıntıyı okusunlar:

“İmam Maturidi bütün insanların aynı maddeden yaratıldığını, bu sebeple kadın ve erkekler arasında yaratılış açısından farklılık değil denklik olduğunu kabul eder. İlim farz, cehalet haramdır. İlim öğrenmek, kadın ve erkek herkese farzdır.” (s. 34)

Yazarın Diğer Yazıları