Orta Asya’daki satranç hamleleri

Orta Asya’daki satranç hamleleri
Orta Asya’daki satranç hamleleri

Çin’in Orta Asya atağı Şangay İşbirliği Örgütü

Çin’in Orta Asya atağı Şangay İşbirliği Örgütü

Çin bölgede ekonominin yönetimine ilişkin ABD’nin öne sürdüğü Washington Mutabakatı yerine “otoriter yönetim artı piyasa ekonomisi” şeklinde özetlenebilecek Pekin Mutabakatı ile kendi  modelini teşvik etmekte...

 

Avrupa Komisyonu raporunda Sovyetler Birliği’nin dağılması ile bağımsızlığına kavuşan beş ülkeden Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’la ortak sınıra sahip olan Çin, Orta Asya kaynaklı güvenlik kaygılarından dolayı ve bölgedeki ekonomik menfaatlerini muhafaza etmek için güvenlik ve istikrara vurgu yaptığı belirtildi..Raporda,  “Çin, Orta Asya’ya yönelik güvenlik stratejisini Türkmenistan dışındaki bütün bölge ülkelerinin üyesi olduğu Şanghay İşbirliği Teşkilatı üzerinden yürütmekte, bu teşkilat kapsamında Doğu Türkistan’daki ayrılıkçı eğilimleri harekete geçirebilecek muhtemel dinamiklere karşı tedbirler geliştirmektedir” deniliyor.. Çin, 11 Eylül sonrası dönemde ise ABD’nin Orta Asya’daki askeri varlığından endişe duyduğundan, Şanghay İşbirliği Teşkilatı üzerinden bölgedeki Amerikan varlığına muhalefetini beyan etti.

 


Pekim mutabakatı
Avrupa Komisyonu raporunda genişleyen ekonomik nüfuz alanı ile birlikte Çin’in benimsediği ekonomik modelin Orta Asya ülkelerine etki ettiğinin görüldüğü belirtiliyor. Şanghay İşbirliği Teşkilatı ve ikili ilişkiler kapsamında Orta Asya ile etkileşime giren Çin, bölge ülkeleri nezdinde Batılı devletlerin teşvik ettiği “demokratikleşerek serbest piyasa ekonomisine geçiş modeli” karşısında farklı bir modeli temsil etmekte. Çin ekonominin yönetimine ilişkin ABD’nin öne sürdüğü Washington Mutabakatı yerine “otoriter yönetim artı piyasa ekonomisi” şeklinde özetlenebilecek Pekin Mutabakatı ile kendi modelini teşvik etmekte. Nitekim Orta Asya ekonomilerinin de süreç içinde kendilerine özgü kalkınma modellerine yöneldiği görülmekte, Çin modelinden etkilenebileceği değerlendirilmekte.

 


Rusya’nın iki üç katı
Avrupa Komisyonu raporunda, Çin Halk Cumhuriyeti’nin, büyüyen ekonomisi ve artan enerji ihtiyacı kapsamında Orta Asya üzerindeki ekonomik nüfuzunun güçlendiği kaydedilmekte. Orta Asya artan nüfusu ve Avrupa’ya karadan ulaşım sağlaması bakımından Çin’in ihracat stratejisi açısından oldukça önemli. Çin hâlihazırda Orta Asya’nın en büyük ticari ortağı konumunda. Özbekistan dışındaki dört Orta Asya ülkesinin toplam dış ticaret hacmi içinde Çin’le yürütülen ticaretin büyüklüğü, Rusya ile mevcut ticaret hacminin 2-3 katına tekabül etmekte. Enerji dışındaki kalemlerdeki ticaret büyük oranda Çin’den bölge ülkelerine gerçekleştirilen ihracatla gerçekleşmekte, Orta Asya ile Çin arasında bölge ülkeleri aleyhinde asimetrik bir ilişki biçimi ortaya çıkmaktadır. Bölgenin Çin’e artan bağımlılığı, oldukça sınırlı hidrokarbon kaynaklarına sahip olan Kırgızistan ve Tacikistan’da en yüksek seviyeye çıkmaktadır. 2012 yılı verilerine göre Kırgızistan toplam ticaretinin %50’sini, Tacikistan ise toplam ticaretinin %34’ünü Çin’le gerçekleştirmiştir.

 


Enerji tedariki
Çin hızla artan enerji ihtiyacının bir bölümünü gerek Orta Doğu ve Afrika’ya bağımlılığı azaltmak gerekse karadan boru hatları vasıtasıyla daha güvenli bir şekilde tedarik etmek için Orta Asya’ya yönelmektedir. Çin hâlihazırda Kazakistan’dan petrol, Türkmenistan’dan doğal gaz ithal etmekte, Özbekistan’ın doğal gaz kaynaklarıyla ilgilenmektedir. Çin, 1997’de Kazakistan’la yaptığı anlaşma sonrasında Çin Ulusal Petrol Şirketi (CNPC) ile bu ülkenin enerji pazarına girdi, ülkede faaliyet gösteren petrol ve doğal gaz şirketlerini satın almaya, petrol yataklarını işletmeye başladı.. 2005’te ülkedeki petrolün yaklaşık %10’unu çıkartan Kanadalı PetroKazakistan şirketini satın aldı, aynı yıl içinde faaliyete geçen Kazakistan-Çin petrol boru hattı üzerinden Kazak petrolünü ithal etmeye başladı..

 


Boru hatları ile ağ ördü
2009’da faaliyete geçirilen Türkmenistan-Özbekistan-Kazakistan-Çin boru hattı ile Türkmenistan’dan doğal gaz ithal eden Çin, bu ülkeden satın aldığı gazı artırmak için Aşkabat’la 2012’de bir anlaşma imzaladı. Çin Ulusal Petrol Şirketi aynı zamanda Türkmenistan’ın doğusunda Amuderya nehri platosunda doğal arama ve altyapı çalışmalarıyla ilgilenmekte bu ülkedeki enerji sektöründe etkili olmayı amaçlamakta.
Çin, Batılı şirketlere nazaran Orta Asya enerji pazarına geç girdi.. Ancak hâlihazırda Çinli enerji şirketlerinin Kazakistan ve Özbekistan pazarlarında önemli yatırımları var. Pekin Türkmenistan’la kapsamlı bir enerji işbirliği hedeflemekte.

 

ŞİÖ, ABD’ye karşı kuruldu

Adını örgütün ilk toplandığı yerden --Şanghay-- almaktadır. Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın 1996’da yılında oluşturdukları yapılanma Şanghay Beşlisi olarak anılıyordu. Bu örgüt 2001’de Özbekistan’ın katılımıyla üye sayısını altıya çıkarttı. Şanghay İşbirliği Örgütü’nün (ŞİÖ) ortaya çıkmasının ardında, Çin Halk Cumhuriyeti’(ÇHC)nin (ÇHC) girişimleri önemli rol oynadı.  Ekonominin hızla büyümesi ÇHC’nin petrole olan bağımlılığını artırdı. 1993 itibariyle Çin petrol ithal eden ülke konumuna geldi. Basra Körfezi bölgesine bağımlılığı azaltmak amacıyla arayışlara giren ÇHC, özellikle Rusya ve Kazakistan ile petrol boru hattı konusunda bir dizi anlaşmaya imza attı.

 


Soğuk savaş sonrası
Soğuk Savaş sonrası stratejik ortam: Soğuk savaşın ardından ABD’nin tek süper güç olarak sahneye çıkması üzerine ÇHC denge unsuru olarak stratejik ortaklık arayışlarına girişti.. 1992’de “iyi komşuluk” politikasıyla başlayan diyalog, Nisan 1996’da ilk Şanghay görüşmelerinde “Rus-Çin stratejik ortaklığının” ilanıyla gelişti.. 1997’de Jiang Zemin’in Moskova ziyareti sırasında ortak bir bildiri yayınlayan iki ülke liderleri, “dünyada çok kutupluluğun desteklenmesi” amacını taşıdıklarını belirtti.
26 Nisan 1996’da Şanghay’da toplanan beş ülkenin Sınır Bölgelerinde Askeri Güvenin Derinleştirilmesi Anlaşmasını imzalamasıyla Şanghay Beşlisi kurulmuş oldu. Beş devlet ile başlayan örgütün tam üye sayısı sonra altıya ulaştı: Rusya, Çin, Kazakistan, Tacikistan, Kırgızistan, Özbekistan.
Haziran 2001’de üye devletler Saint Petersburg Zirvesinde örgütün amaç, prensip, yapı ve işleyişini belirleyen ŞİÖ Beyannamesini imzaladı. Ayrıca zirvede bir “anti-terör ajansı” nın kurulmasını öngören bir anlaşma daha imzalandı.27 Nisan 2013’de Türkiye’de dahil oldu..
Türkiye 2012’de, Şangay İşbirliği Örgütü’ne(ŞİÖ) diyalog ortağı olarak katıldı. Katılım sonrası kararı değerlendiren Çin’deki akademisyenler ve Rus analistler bu kararın hem ŞİÖ hemde Türkiye açısından bir devrim niteliğinde olduğunu belirttiler.
Dünya petrol üretim ve kullanım pazarının yarısından fazlasını elinde bulunduran ve Hindistan, İran, Moğolistan ve Pakistan’ın gözlemci olarak bulunduğu örgüt, ABD’ye karşı etkili bir kutup oluşturmakta. Dönemin Rusya Devlet Başkanı Putin, Şanghay İşbirliği Örgütü’nün Ağustos 2007 Bişkek Zirvesi’nde “Tek kutuplu dünya kabul edilemez.” diyerek bir anlamda birliğin misyonunu da belirtmiştir.

 

Türkiye bölgede uzun süre emekledi

Avrupa Komisyonu raporunda Türkiye’nin, bağımsızlıklarını kazanan Orta Asya ülkeleriyle ilk 20 yılda sınırlı düzeyde de olsa etkileşime girebildiği kaydedildi. Raporda, 1990’lı yıllardaki romantik bakış açısının ilk dönemi olumsuz etkilemesine rağmen Türkiye’nin 2000’li yıllarda bölgeye yönelik geliştirdiği pragmatik yaklaşımın olumlu neticeler doğurabileceği belirtildi. Mesela Kazakistan ve Kırgızistan’la ikili ilişkileri stratejik seviyeye taşıyabilecek konseyler oluşturulduğu görülmekte. Orta Asya devletleriyle ilişkilerde Türkiye-Kazakistan ilişkilerinin model alınabileceği değerlendirilmekte. Türkiye ve Kazakistan 2009 yılında Stratejik Ortaklık Antlaşması imzaladı, 2012’de iki ülke arasında ilişkilerin stratejik düzeye taşınması hedefiyle Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi oluşturuldu. İki ülke arasında enerji alanında işbirliği hedeflenmekte. 2011’de ise Kırgızistan Başbakanı Almazbek Atambayev’in Türkiye ziyareti sırasında iki ülke arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi tesis edildi..
2000’li yıllarda Türkiye’nin Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan’la Kırgızistan ve Tacikistan’a göre ticari ilişkilerin daha hızlı arttığı gözlenmiştir. Türkiye-Kazakistan arasındaki ticaret hacmi 2012 yılında 3,1 milyar dolar düzeyine yükseldi. Türkiye-Türkmenistan ticareti özellikle son yıllarda hızlı bir artış sürecine girerek 2012’de 3,5 milyar dolar seviyesine çıktı. Özbekistan’la siyasi alanda durgun seyreden ilişkilere rağmen iki ülke arasındaki ticaret istikrarlı biçimde artmakta. 2012 yılı verilerine göre Türkiye-Özbekistan arasındaki ticaret 1,2 milyar dolar büyüklüğünde. Aynı yıla ait veriler dikkate alındığında Türkiye’nin Tacikistan’la ikili ticareti 580 milyon dolar seviyesinde gerçekleşirken Kırgızistan’la ticaret 300 milyon dolar civarında kaldı.

 

YARIN: Türkiye stratejik ve ekonomik bağımlılık sağlayamadı