Mustafa Kemal Derne komutanıydı

Mustafa Kemal Derne komutanıydı

Fas’ı deprem, Libya’yı sel vurdu. Fas da Libya da bizim uzantımızdı. Şimdi de bir ayağımız Libya’da.

Osmanlı Fas’a kadar ulaştı. Haçlılara karşı koydu, iç çekişmelerde ayırıcı oldu. Sultanları himayelerine aldı. 1576’da III. Murad, Ramazan Paşa’ya, Fas’a harekât başlat, Abdülmelik’i sultan yap, camilerde hutbeler bizim adımıza okunsun, madenî paralarda da bizim işaretimiz olsun, dedi. Ve böylece Fas, Osmanlı Devleti’ne bağlandı. Fransızlar, Temmuz 1830’da Cezayir’i işgal edince Fas’la bağlantımız kesildi.

Şimdi Fas ağlıyor. Deprem binlerce evi yıktı. Binlerce can enkazda kaldı.

Sel felâketinin Libya’da aldığı canlarda resmî rakam 11 bin 300 ama tahmini 20 binin üzerinde.

Sel felâketine uğrayan şehirlerden biri de Derne...

Enverler, Mustafa Kemaller, nice komutanlar, 1911’de, İtalyanların işgaline karşı Libyalıları örgütlemek için gizli yollardan bu topraklara akın ettiler. O zaman adı Libya değil; Trablusgarp’tı. Derne’de komutan Mustafa Kemal’di.

Trablusgarp, 1551’de Osmanlı’ya katıldı. Osmanlı’ya en sadık eyaletti

Derne geçmişte de felâkete uğramıştı. 1816’da 7000 olan nüfusunun 6500’ünü veba salgınında kaybetti. 1834’te kolera salgını ve şiddetli depremde çok insan gitti.

Libya (Trablusgarp), Osmanlı Devleti’nin Afrika’da kalan son toprağı idi. Enver Paşa ve Dönemi kitabımızda “Enver Trablusgarp’ta” başlığı altında, “fedaî” kavramı üzerinde duruyoruz:

“İttihat ve Terakki içinde pişen subaylar ‘fedaî’ kavramının bütün hususiyetlerini, özlerinde toplamışlardı. ‘Komitacılık’ ruhunu da buna eklemek gerekir. Trablusgarp, İstanbul’a uzaklığı veya yakınlığı ile ölçülmüyor, Payitaht’ın hemen dibinde, bir ‘vatan parçası’ görülüyordu.”

Derne’ye dönmeden önce, bu değerlendirmemizden yola çıkarak şunu söylemek istiyorum:

Millî Mücadele, fedaîlerin ve komitacıların işiydi. Saray etrafındakiler neden Millî Mücadele’ye girmediler? “Fedaîler” girdiğinde de bu mücadelenin ruhunu kavrayamadılar? Çünkü “fedakârlık” özlerinde yoktu. Tek sese inanmışlardı. O ses de padişahın sesiydi. “Padişah” ise bağımlıydı.

Derne Trablusgarp savunmasının üç ana bölgesinden biriydi. Derne Komutanlığı Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal’e verildi.

Trablusgarp “vatan parçası” görülüyordu ve bir avuç Osmanlı subayı savunmaya karar vermişti.

İtalyanlar, bir yıl süren savaşta, kıyı şeridinden içeriye geçirilmediler.

Savaş devam ettiği sırada 7 Ekim 1912’de Balkan Savaşı başlayınca Osmanlı Devleti, İtalya ile 18 Ekim 1912’de Uşi Antlaşması’nı imzalayarak Trablusgarp’tan çekilmek zorunda kaldı.

Derne Komutanı Mustafa Kemal için Harbiye Nezareti’ne gönderilen bir yazıda şu ifadeler yer alıyor:

“Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal, 18 Aralık 1911 tarihinde kendi arzusuyla orduya katılmış, önce Derne Şark Kolu Komutanlığını daha sonra Derne Komutanlığını olağanüstü surette idare ettiği gibi, gözlerinin artan rahatsızlığına rağmen son zamana kadar çok iyi hizmette bulunmuştur.”

Mustafa Kemal’in, Derne’de Ayn Mansur Karargâhı’ndan, Selanik’te Salih Bozok’a gönderdiği mektup, Millî mücadelenin ipuçlarını vermediğini söyleyebilir miyiz?

“... Biz vatana borçlu olduğumuz fedakârlık derecelerini düşündükçe bugüne kadar yapılan hizmeti pek değersiz buluyoruz. Vicdanımızdan gelen bir ses, bize vatanın bu sıcak ve samimi ufuklarını tamamen temizlemedikçe gemilerimizin Tobruk, Derne, Bingazi ve Trablusgarp limanlarında tekrar demir atmış olduğunu görmedikçe vazifemizi bitirmiş sayılamayacağımızı ihtar ediyor!.. Vatan mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mesut olacaktır. Çünkü kendi selametini, kendi saadetini memleketin ve milletin selamet ve saadeti için feda edebilen vatan evlatları çoktur.” (Askerî Tarih Belgeleri Dergisi, “Sunuş”, S. 125, Haziran 2010)

Yazarın Diğer Yazıları