Şöhrete giden yol

Şöhrete giden yol
Şöhrete giden yol

Özellikle genç yeteneklere yönelik şarkıcılık, oyunculuk vb. yarışmalar televizyon dünyasına geçici şöhretler sunuyor. Yine böyl

Özellikle genç yeteneklere yönelik şarkıcılık, oyunculuk vb. yarışmalar televizyon dünyasına geçici şöhretler sunuyor. Yine böyle bir yarışmadan çıkan Beren Saat, Engin Akyürek ve birkaç ismi daha dışarıda tutarak bu şöhretlerin sadece program yayınlandığı süre içerisinde inanılmaz bir fanatik kitle oluşturduğunu, ancak programın yayınının bitmesiyle birlikte, devrini doldurduğunu görüyoruz. Tam anlamıyla “Sudan çıkmış balık” durumuna düşen bu “küçük şöhretler”,  geri kalan hayatlarını ne olduklarını kendileri de bilemez bir şekilde, sonsuz bir bunalım uçurumunda telef olarak geçiriyorlar. Hafızalarımızı yoklarsak, bunlar arasında intihar edenler bile olduğunu hatırlarız.
Bu konuya girmemizin nedeni, geçen yıl “Survivor” yarışmasında, sadece “akla zarar” hareketleriyle ilgiyi üzerine çekip geniş kitlelerce tanınan bir isim haline gelen Taner Tolga Tarlacı’nın açıklaması: “İntihar edersem sorumlusu Acun’dur.”
Taner, bildiğimiz kadarıyla, yarışma sonrasında da ekranlarda kalma şansını buldu. Birçok canlı yayına katıldı, hatta kendi programını yapacağı söylentileri de yoğun olarak yer aldı, magazin basınında. Ama o, “kendini ve haddini bilmezliği” bir değer olarak devam ettirmek istedi. Muhtemelen Acun Ilıcalı da, bu duruma ortak olmaktan kaçındı ve desteğini çekti. Bu yarışmalar zaten yeterince genci öğütüyor, ama gençlerin de bu çarkın içinde en azından kişiliklerini koruma çabası içinde olması gerekir. Taner, bunu yapamayanlara, acı bir örnek.