Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR

Sabahattin ÖNKİBAR

Öcalan’la müzakere masasına oturmak, affına ilk adım değil mi?

Tekrar tekrar yazıyorum, AKP kazanırsa Öcalan’a af kesin!
Bunun sözleri verildi, mutabakata varıldı ki Leyla Zana bile  ağzından kaçırdı.
Ama Başbakan yalanlıyor demeyin sakın, seçim öncesinde doğrulayacak hali mi var?
Hem bu Başbakan değil midir Öcalan’la İmralı’da görüşülüyor diyen MHP’yi şerefsiz ilan eden?
Peki ne oldu sonra?
Bizzat Başbakanın emriyle görüşüldüğü ortaya çıkmadı mı?
Tayyip Erdoğan’ın kendisi bunu kabul etmedi mi?
Ayrıca sormak lazım, Öcalan madem ömrünün sonunda  İmralı’da kalacak onunla görüşme yapmak niçin?
Müzakere yapanın önceliği kendi özgürlüğü olmaz mı?
Öcalan’la masaya oturduğunuz an onun affedilmesini kabul  etmiş olmuyor musunuz?
Mandela olayında öyle olmadı mı?
Milleti salak yerine koymaktan vazgeçin, Öcalan’la müzakere masasına oturmak, zaten onun affını peşinen kabul etmektir.
Tekrar ediyorum; sakın Başbakanın açık taahhüdü var falan demeyin ve şerefsiz ithamını hatırlayın!
Göreceksiniz yarın şartlar değişti der ve işin içinden çıkar!
Yahu etüdü bile yapılmayan uçuk hayalleri sanki bitmiş, realize olmuş eser olarak sunan birisinden tutarlılık beklenebilir mi?
Tayyip Erdoğan, bir gün siyah dediğine ertesi gün beyaz diyebilen, dünyada emsali olmayan bir siyasi figürdür.
İnanmayın, kanmayın; AKP bu seçimi de alırsa sadece Öcalan serbest kalmayacak, Kürdistan da kurulacaktır...

NOT: Masum Türker Kilis’ten aradı ve sadece CHP’yi değil tersine AKP’yi onun üç misli hedef aldığını ancak medyanın o kısmı yansıtmadığını söyledi.


ARADAKİ FARK

Başbakan Bingöl’de yürüyen merdivene tersten bindi!

Ne demişler:
Alma mazlumun ahını, çıkar âheste âheste!
Hatırlayın bir süre önce CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu korumalarının yol göstermesi sonucu yürüyen merdivene tersten binince Başbakan dalga geçmiş ve aklınca CHP lideri ile eğlenmişti.
Derken benzeri bir durum önceki gün Bingöl’de yaşandı.
Başbakan Bingöl gibi neredeyse köy hükmünde olan bir yeri Diyarbakır’la karıştırarak alandakilere tam üç kez Diyarbakır diye seslendi ve sonrasında da niye susuyorsunuz yahu dedi!..
Demek ki insan boşluğa düşebiliyor ki Kılıçdaroğlu’nun yürüyen merdivene tersten binmesi boşluğa düşmenin ötesinde önünde yürüyen korumasının yanlış yönlendirmesiydi.
Şimdi Başbakan’ın Bingöl’de yaptığı Diyarbakır gafını  Kılıçdaroğlu mukabele etme babında gündeme getirse aslında hakkıdır ama sanmam ki böyle bir şey yapsın; zira Kemal Bey  öyle biri değil..Emin olun aynı şeyi Kılıçdaroğlu yapsa  yani Bingöl’e  defalarca Diyarbakır deseydi Tayyip Bey bu durumu meydan meydan yine istismar ederdi... İşte iki isim arasındaki fark!


PERŞEMBENİN GELİŞİ

Kaset tezgâhını MHP’liye yıkacaklar dedik, oldu!

Çok değil birkaç gün önce yazdık ki isteyen arşivimize bakabilir.
Kaset tezgahını  bir ülkücüye yıkmaya çalışacaklar ya da öyle sunacaklar dedik ve maalesef öyle oldu.
Polis güya Yüksel A. isimli bir ülkücünün evine baskın yapmış ve orada kaset düzenekleri bulmuş!
Haber dün NTV’den TRT’ye kadar bütün kanallarda gün boyu dillendirildi.
Peki nasıl mı bildim bu olacakları?
Tayyip Erdoğan kendi diyor, ben hedeflerim için gerekirse  papaz elbisesini bile giyerim diye, dolayısı ile seçimin hemen arifesinde AKP’nin altında kaldığı kaset işini bir MHP’liye yıkmaya çalışacağını bilmek için allâme olmak gerekmiyor.
Dramatik olan, polisin açıktan komplolara bu kadar fütursuzca alet edilmesi garabetidir!
Zerre beyni, muhakemesi ve ahlakı olan herkes bilir ki MHP’ye kurulan o kumpası, bırakın sıradan insanları, bir örgüt bile beceremez; zira işten anlayan her uzman o komploların devlet imkanları olmaksızın kurulamayacağını söylüyor.


MÜZMİN HASTALIK

Eşkıyanın bu gece ne yapacağı belli olmaz!

Başlıktaki ifade İsmet İnönü’ye aittir ve 1966’da yapılan TBMM baskını sonrasında edilmiştir.
Peki bunu şimdi neden mi hatırladım?
Malum seçimin hemen arifesindeyiz!
Çok, ama çok kritik bir sürece giriyoruz!
Bu seçim birileri için hayat-memat gibi bir şey!
Onlar ya postlarını koruyacaklar ya da ülkeyi terk edecek veya Yüce Divan’da hesap verecekler.
Buradan hareketle de şu saat itibarı ile her şey olabilir ki en büyük endişem seçimde hile yapılmasıdır.
Altını çizerek yazıyorum, YGS sınavına şifre uyduran zihniyet hiç kuşkunuz olmasın bu seçim için de bir şeyler uyduracaktır.
Daha önce de yazdım, YSK’nın bilgisayar programı güvenli değil yani dışarıdan yapılacak müdahaleye açık.
Buna ilaveten, ortada İçişleri Bakanlığının sayesinde ilave milyonlarca seçmen olayı var.
50 milyon seçmen için basılan 69 milyon pusula da işin cabası!
Hülâsa riskleri, hırsları ve imkanları bilinen malum gürûhun boş durmayacağı kanaatindeyim.


DİNMEYEN KİN

Vay Aydın Doğan vay!

Önce Emin Çölaşan’ın, akabinde Bekir Coşkun’un kellesini sundun!
Çok sürmedi Sedat Ergin’i görevden aldın!
Peşi sıra Necati Doğru’ya yol gösterdin!
Yetinmedin, Radikal gibi bir gazeteyi bîatçı bir cemaat sempatizanına teslim ettin!Derken Ertuğrul Özkök’ü alaşağı  ettin!
Bu son kurban denilirken Cüneyt Ülsever’in boynunu vurdun!
Tufan Türenç’in kalemini kırdın!
Rahmi Turan’ın yazılarını eksilttin!
Hürriyet gibi bir gazeteyi ikinci sınıf bir mevkute haline  getirdin!
Ve birkaç gündür şimdi televizyonlarında habire Tayyib’e yaranmaya çalışıyorsun!
Ama ne yapayım vergi cezasına esirim diyeceksin, lakin göreceksin bu Tayyip bir daha gelirse yani bu seçimi de alırsa  attığın bu taklalara rağmen seni asla yaşatmaz!
Öyle, çünkü Tayyip ve şürekâsı yaralı hasmın en tehlikeli düşman olduğunu bilir!
Dolayısı ile yaptığın yanlış Aydın Bey; vuruşsaydın belki yaşama şansın olurdu.

Yazarın Diğer Yazıları