Modern yaşamın getirdiği masa başı işler, uzun süren toplantılar ve ekran karşısında geçirilen saatler, yalnızca fiziksel sağlığı değil, beyin sağlığını da tehdit etti.
ABD’de yapılan yeni bir araştırma, uzun süre oturmanın beyin hacmini küçültebileceğini ve Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların riskini artırabileceğini ortaya koydu.
Uzmanlar, hareketsiz yaşam tarzının beyin üzerindeki yıkıcı etkilerine karşı acil önlem çağrısı yaptı.
BİLİM NE SÖYLÜYOR?
Los Angeles’taki California Üniversitesi’nde (UCLA) gerçekleştirilen ve Alzheimer’s & Dementia dergisinde yayımlanan bir araştırma, uzun süre oturmanın beyin sağlığı üzerindeki etkilerini çarpıcı bir şekilde gözler önüne serdi.
35 orta yaşlı yetişkinle yapılan çalışmada, günde 15 saatten fazla oturan bireylerin beyinlerindeki medial temporal lobun (MTL), özellikle hafıza ve öğrenme merkezi olan hipokampus bölgesinde incelme olduğu tespit edildi. Bu bölge, Alzheimer hastalığının erken belirtilerinden biri olan hafıza kaybıyla doğrudan ilişkili.
Araştırmanın baş yazarı Dr. Prabha Siddarth, “Hareketsiz yaşam tarzı, beyin hacminde azalmaya yol açıyor ve bu durum, düzenli egzersizin bile tamamen telafi edemeyeceği bir risk oluşturuyor” dedi.
Benzer bulgular, uluslararası alanda da yankı buldu. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), hareketsiz yaşamın kalp hastalığı, obezite, diyabet ve ruh sağlığı sorunları gibi riskleri artırdığını belirtirken, haftada en az 150 dakika orta düzey fiziksel aktivite önerdi. Ancak WHO uzmanı Dr. Fiona Bull, “Egzersiz yapmak önemli, ancak uzun süreli oturma süresini azaltmadan bu faydalar sınırlı kalabilir” uyarısında bulundu.
Almanya’da yapılan başka bir çalışma, monoton bir yaşam tarzının da beyin sağlığına zarar verebileceğini gösterdi.
Antarktika’da 14 ay boyunca görev yapan 9 bilim insanının beyinlerinde, monotonluk nedeniyle küçülme gözlendi.
Araştırmacılar, bu durumun yalnızlık ve hareketsizlikle birleştiğinde daha da belirgin hale geldiğini vurguladı.
UZMANLARDAN ÇARPICI UYARILAR
Johns Hopkins Üniversitesi’nden nörolog Dr. David Knopman, uzun süreli oturmanın yalnızca beyin hacmini değil, genel bilişsel performansı da olumsuz etkilediğini söylüyor:
“Hareketsizlik, kan akışını ve beyne oksijen ulaşımını azaltarak nöronların sağlığını tehdit ediyor. Bu, uzun vadede demans riskini artırabilir.”
Knopman, özellikle 40’lı yaşlardan itibaren düzenli hareketin, beyin sağlığını korumada kritik olduğunu belirtti.
Hareketsiz bir yaşam, sadece fiziksel değil, duygusal sağlığı da etkiliyor. Mutlu ve aktif bir yaşam, beyin fonksiyonlarını desteklerken, hareketsizlik ve stres beyin hacmini küçültebilir.
PEKİ, NE YAPMALI?
Uzmanlar, uzun süreli oturmanın zararlarını azaltmak için pratik öneriler sundu:
Hareket Molaları: Her 30 dakikada bir 2-3 dakikalık yürüyüş veya esneme hareketleri, kan dolaşımını artırarak beyne oksijen taşır.
Aktif Yaşam Tarzı: Haftada 150-300 dakika orta yoğunlukta egzersiz (yürüyüş, bisiklet, yüzme) önerildi.
Ergonomik Çalışma Ortamı: Ayakta çalışma masaları veya düzenli pozisyon değiştirme, oturma süresini azaltabilir.
Sosyal ve Zihinsel Aktivite: Bulmaca çözmek, yeni bir hobi edinmek veya sosyal etkinliklere katılmak, beyin sağlığını destekler.
Dr. Siddarth, “Egzersiz yapmak önemli, ancak gün içinde oturma süresini azaltmak, beyin sağlığı için en etkili stratejilerden biri” dedi.
Güney California Üniversitesi’nden yapılan bir başka çalışma, düzenli hareketin hipotalamus bölgesindeki aktiviteyi artırarak iştah kontrolü ve stres yönetimini iyileştirdiğini gösterdi.
TOPLUMSAL BİR SORUN
Hareketsiz yaşam, yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorun olarak da ele alınmalı. Türkiye’de ofis çalışanlarının %70’inin günde 8 saatten fazla oturduğu tahmin ediliyor.
Modern yaşam, bizi hareketsizliğe mahkum ediyor. Toplum olarak, okullardan iş yerlerine kadar hareketi teşvik eden politikalar geliştirmeliyiz.
Tuvalette telefonla dakikalarca oturmak ölümcül mü? Bilmsel araştırmalar ne söylüyor? Uzmanların fikri ne?