Okulların açılmasıyla birlikte çocuklar için heyecanlı bir dönem başlasa da, bu süreç bazı çocuklar için yoğun kaygı ve stresle dolu bir deneyim haline gelebildi. Uzmanlar, okul kaygısının, özellikle küçük yaş gruplarında, ayrılık anksiyetesine dönüşebileceği konusunda velileri ve eğitimcileri uyardı.
Bilimsel araştırmalar ve uluslararası uzmanların görüşleri, bu sorunun erken fark edilip doğru yönetilmezse, çocukların sosyal ve akademik gelişiminde uzun vadeli olumsuz etkiler yaratabileceğini gösterdi.
Çocuk psikolojisi alanında önde gelen isimlerden, ABD’deki Yale Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Merkezi’nden Dr. Eli Lebowitz, okul kaygısının genellikle ebeveynlerden ayrılma korkusuyla bağlantılı olduğunu belirterek, “Çocuklar, okul ortamına geçiş yaparken belirsizlikten korkuyor. Bu, özellikle anaokulu ve ilkokul çağındaki çocuklarda ayrılık anksiyetesine dönüşebilir” dedi.
Lebowitz’e göre, bu durum, çocuğun ebeveynlerinden fiziksel olarak ayrı kalma düşüncesine karşı geliştirdiği yoğun bir stres tepkisi olarak ortaya çıktı.
BİLİMSEL VERİLER NE DİYOR?
Journal of Child Psychology and Psychiatry dergisinde yayımlanan bir araştırma, okul çağındaki çocukların yaklaşık %10’unun okul kaygısı yaşadığını ve bu çocukların %4’ünün ayrılık anksiyetesi bozukluğu geliştirdiğini ortaya koydu.
Araştırma, bu durumun özellikle pandemi sonrası dönemde artış gösterdiğini vurguladı.
Okula dönüş sürecinde yaşanan kaygının, sosyal izolasyon, akademik baskı ve aile dinamiklerindeki değişikliklerle tetiklendiği belirtildi.
İngiltere’deki Cambridge Üniversitesi’nden çocuk psikoloğu Prof. Susan Golombok, okul kaygısının yalnızca çocukları değil, aile dinamiklerini de etkilediğine dikkat çekerek, “Ebeveynlerin, çocuklarının kaygısını yatıştırmak için aşırı koruyucu davranması, paradoksal olarak bu kaygıyı pekiştirebilir” dedi.
Golombok, çocuklara güvenli bir ayrılık deneyimi sunmanın, onların bağımsızlığını desteklemek için kritik olduğunu vurguladı.
EBEVEYNLER VE ÖĞRETMENLER İÇİN ÖNERİLER
Uzmanlar, okul kaygısının ayrılık anksiyetesine dönüşmesini önlemek için ebeveynlere ve öğretmenlere şu önerilerde bulundu:
Rutin Oluşturun: Çocukların okula hazırlık sürecinde sabit bir rutin, belirsizlik hissini azaltabilir. Dr. Lebowitz, “Çocuklar, ne bekleyeceklerini bildiklerinde daha az kaygı duyar” dedi.
Duyguları Konuşun: Çocuğun kaygılarını ifade etmesine olanak tanıyın. Londra’daki Tavistock ve Portman NHS Vakfı’ndan çocuk terapisti Dr. Anna Freud, “Çocukların duygularını isimlendirmesi, kaygıyı yönetmelerine yardımcı olur” dedi.
Okulla İşbirliği Yapın: Öğretmenlerin, kaygılı çocukları desteklemek için sınıfta güvenli bir alan oluşturması önerildi. Örneğin, çocuğun rahatça iletişim kurabileceği bir rehber öğretmen atanması etkili olabilir.
UZUN VADELİ ETKİLER
Okul kaygısının yönetilmemesi, yalnızca ayrılık anksiyetesine değil, aynı zamanda sosyal fobi, depresyon ve akademik başarısızlık gibi sorunlara da yol açabilir.
American Academy of Pediatrics’in raporuna göre, erken müdahale, bu tür sorunların önüne geçmede %80’e varan bir başarı sağladı.
Uzmanlar, ebeveynlerin çocuklarının davranışlarındaki değişiklikleri (örneğin, uyku problemleri, karın ağrısı veya okula gitme isteksizliği) ciddiye almasını önerdi.
Okula dönüş döneminin çocuklar için hem heyecan verici hem de zorlayıcı bir süreç olduğunu unutmamak gerekti.
Uzmanlar, ebeveynlerin ve eğitimcilerin bu süreçte sabırlı ve bilinçli bir yaklaşım sergilemesinin, çocukların sağlıklı bir şekilde bu dönemi atlatmalarına yardımcı olacağını vurguladı.