Her yaz önlenemeyen büyük orman yangınları, her aşırı yağmur sonrasında yaşam alanlarımızı alt-üst eden sel ve su baskınları ne yazıktır ki ülkemizin en büyük sorunu oldu.
Sadece yaşam adına değil, ülkemizin bekası adına da büyük tehdit oluşturan her iki sorunun da çözümü Ormancılığın vazgeçilemez en önemli konusudur. Dayanağını bilimsel gerçekler dışında yasalardan ve Anayasamızdan almaktadır.
Yangın söndürme çalışmalarını ‘Orman Yangınlarıyla Mücadele’; çizme giyip çamur temizlemeyi de ‘Sel ve Su Baskınlarıyla Mücadele’ zanneden anlayışları ve söz konusu anlayışların ürünü olan çağdışı sistemleri hızla terk etmek ve önleyici tedbirlere öncelik veren bir anlayışla yeni sistemleri ivedilikle inşaa etmek zorunlu olmuştur.
Bu amaçla; Tarım ve Orman Bakanlığı içerisinde örgütlenmiş Ormancılık faaliyetleri “Doğa ve Orman Bakanlığı” adı altında yeni bir Bakanlık yapısına dönüştürülmeli ve söz konusu Bakanlıkta hem orman yangınlarıyla hem de sel ve su baskınlarıyla mücadele özellikle koruyucu önlemlerin alınmasında yerel yönetimler de dahil kamunun tüm gücünü hızla koordine edebilecek yetkilerle donatılmış birimler kurulmalıdır. (Orman Yangınlarıyla Mücadele Başkanlığı, Kırsal Dönüşüm Başkanlığı gibi). Birimlerin üst yönetim kadrolarına ormancılık eğitimi almış, uygulamada tecrübe kazanmış uzman kişiler atanmalıdır.
Felaketlerle mücadelede tüm kamu gücüyle teyakkuza felaketleri yaşarken değil, felaketlerin hiç yaşanmaması için felaketlerden önce geçmeliyiz.
Unutulmamalıdır ki felaketlerdeki teyakkuz en fazla günü kurtarır, felaketlerden önceki teyakkuz ise sadece günü değil geleceği de kurtarır.