WebTekno''dan alınan bilgilere göre;2018 yılında vizyona giren Mogli: Orman Çocuğu, Disney’in en sevilen yapımlarının arasında yer alıyor. Adından da anlaşılacağı üzere ormanda yaşayan bir çocuğun hayatını anlatan bu film,bir hayal ürünü olmaktanson derece uzak.

Dina Sanichar, gerçek hayatta Hindistan’da kurtlarla birlikte yaşamış bir çocuk. Avcılar tarafından kurtlarla birlikte dört ayak üzerinde hareket ederken bulunan Dina, hayatı boyunca normal yaşama uyum sağlayamamış, zamanla iki ayak üzerinde yürümeye alışsa da çıplak gezmekten hiç vazgeçmemiş biri. Dilersenizormanda hayvanlarla birlikte büyüyen bu çocuğun hikayesinedaha yakından bakalım.

Dina, kurtları avlayan bir avcı grubu tarafından bulunuyor

Ormanda kurtlar tarafından büyütülen, dolunayda uluyup, çiğ et yiyen çocuk - Resim : 1

Dina’nın ortaya çıkış hikayesi, 1876 yılında oluyor. Küçük çocuğu fark eden ilk isimler, Hindistan Bülendşehr’de kurtları avlamak için dağa çıkan bir grup avcıymış. Bu avcılar, kurtlar için tuzakları hazırladıktan sonra sürüdepek de kurda benzemeyen bir hayvangörmüş ve yakınlaşınca onun hayvan değil, en fazla 6 yaşında olan ve tıpkı kurtlar gibidört ayak üzerinde yürüyen bir çocukolduğunu fark etmişler.

Avcıların gördüğü şeyden sonra amaç elbette kurtları avlamaya devam etmek değil, çocuğu kurtarmak olmuş. Küçük çocuğun kurtlarla birlikte bir mağaraya girdiğini gören adamlar, mağaranın dışında ateşler yakarak kurtları dışarı çıkarmayı başarmış, kurtları öldürdükten sonra çocuğu yakalayıp doğrudan Sikandra adındaki bir yetimhaneye götürmüş. Çocuğun bir adı da olmadığı için,onu yetimhaneye götürdükleri gün cumartesi olduğu içinHindi dilinde cumartesi anlamına gelen Dina Sanichar adını vermişler.

6 yaşındaki çocuk, topluma uyum sağlamakta epey zorlanmış

Ormanda kurtlar tarafından büyütülen, dolunayda uluyup, çiğ et yiyen çocuk - Resim : 2

Avcılar her ne kadar Dina’nın hayatını kurtarmış gibi düşünse de Dinaiçin yetimhanede, insanların arasında yaşamaya başlamak hiç de kolay olmamış. Mağaradan aldıkları çocuğun ailesi tarafından terk edildiği veçok küçük yaşlardan beri kurtlarla birlikte büyüdüğügöz önünde bulundurulduğunda, siz de tahmin edersiniz ki Dinaiçin “asılyaban” toplum olmuş.

Yetimhanedeki insanlar, Dina’yı ilk önce İki ayak üzerinde yürütebilmek için uğraşmış. İki ayak üzerinde yürüyebilmek, Dinaiçin son derece zor olsa da uzun çalışmalar sonucundaküçük çocuk normal insanlar gibi yürümeyibaşarmış.

Dina, iki ayak üzerinde yürümüş yürümesine ancak bu sefer de yetimhanedeki diğer çocuklar gibi kıyafetle gezmekten zerre hoşlanmamış. Bu yüzden de yetimhanedeki yetkililer, Dina’ya bir ayrıcalık tanıyarak bir süre boyuncaküçük çocuğun tıpkı mağarada yaptığı gibi çıplak gezmesineizin vermiş.

Dina’nın davranışları ve vücut gelişimi, bir insandan çok kurtlarınkine benziyordu

Ormanda kurtlar tarafından büyütülen, dolunayda uluyup, çiğ et yiyen çocuk - Resim : 3

Gerek çıplak gezmesi olsun, gerek gecenin bir saati durduk yerde kurtlar gibi uluması, Dinahiçbir zaman normal bir çocuk gibi davranmayıbaşaramamış. Diğer çocuklarla olan iletişimsizliği de tüm bunlara eklenince yetimhanedeki yetkililer, Dina’ya kendi isminin yanında bir de“Kurt Çocuk”lakabını takmışlar.

Dina’nın davranışlarının kurtlara benzemesinin ardındaki sebep sadece 4 ayak üzerinde yürümesinden ya da çıplak gezmesinden kaynaklı değilmiş. Yetimhane müfettişi Erhardt Lewis’in aktardıklarına göre Dina,sadece çiğ et yemeyitercih etmiş, eti yemeden önce de tıpkı kurtlar gibi burnuna götürüp uzun bir süre boyunca koklarmış.

Dina’yı insanlardan uzaklaştıran tek şey davranışları değildi elbet. Küçük çocuk, büyüdükçediğer çocukların aksine herhangi bir gelişim gösterememiş, boyu bulunduğu zamanla son derece benzer kalmıştı. Dina’nın kafası da diğer çocuklara göre daha farklı bir şekil almış ve zamanlatıpkı kurtlarınkine benzer, sivri ön dişleresahip olmuş.

Küçük çocuk ne konuşmayı, ne de işaret diliyle anlaşabilmeyi öğrenebilmiş

Ormanda kurtlar tarafından büyütülen, dolunayda uluyup, çiğ et yiyen çocuk - Resim : 4

Dina, yetimhanede zaman geçirdikçe zamanla onlar biri gibi olabilmeye başlamış. Ancak hiçbir zaman konuşmayı öğrenememiş, hatta yetimhanedeki öğretmenlerin çabalarına rağmenişaret diliyle bile anlaşamamış.Dina’nın basit hareketlerle anlayabildiği, kendini anlatabildiği sadece bir iki kişi olmuş yetimhanede. Dina, bu kişilerin dışında kendisini sadece kurtlar gibi uluyarak, bağırarak ifade edebiliyormuş.

Küçük çocuk uzun bir süre boyunca yetimhanede sadece yalnız başına takılmış, konuşmayı bir türlü öğrenemediği için de diğer çocuklarla hiçbir şekilde iletişim kuramamış. Dina’nın yetimhanede edindiği tek kişi, kendisi gibi hayvanlar arasında büyüyen bir çocukmuş. İsmi açıklanmayan diğer çocukla birlikte Dina, beraber ulumuş, sanki hayvan içgüdülerine sahipmiş gibi oradan oraya zıplayarak diğer çocukları korkutmuş.

Dina’nın ölüm sebebi ise son derece “modern”

Ormanda kurtlar tarafından büyütülen, dolunayda uluyup, çiğ et yiyen çocuk - Resim : 5

Dina’nın yetimhanede modern sayılabilecek tek davranışı, diğer yetişkinler gibi sigara içmek olmuş. Hatta Dina okadar fazla sigara içmiş kiyetimhanedeki yetkililer, Dina’nın ölmesine sebep olan tüberkülozun sigara yüzünden bu kadar kötüye gittiğini dile getirmiş. Nihayetinde Dina Sanichar, 1895’te henüz 29 yaşındayken hayata veda etmiş. Ardında dailk önce ünlü şair Rudyard Kipling’e, daha sonrasında da beyazperdeye ilham olacak bir hayat hikayesi bırakmış.