Parkinson tedavisinde umut mu, risk mi? Uzmanlar değerlendiriyor

Parkinson tedavisinde umut mu, risk mi? Uzmanlar değerlendiriyor

Parkinson hastalığında baklanın etkisi şaşırtıyor, ancak uzmanlar dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Bilimsel araştırmalar, baklanın tedavi potansiyelini ortaya koyarken, kardiyoloji ve nöroloji uzmanları bilinçsiz tüketimin risklerine karşı hayati uyarılarda bulundu.

Parkinson hastalığı, dünya genelinde milyonlarca insanın hayatını etkileyen, hareket bozukluklarına yol açan ilerleyici bir nörodejeneratif rahatsızlık.

Son yıllarda, bakla (Vicia faba) gibi doğal kaynakların, özellikle içerdiği L-DOPA maddesi sayesinde Parkinson semptomlarını hafifletebileceği yönünde umut verici bulgular ortaya çıktı.

Kardiyoloji ve nöroloji uzmanları, baklanın bilinçsiz tüketiminin ciddi sağlık riskleri taşıyabileceğine dikkat çekti.

Bilimsel araştırmalar ve uluslararası uzman görüşleri, baklanın potansiyel faydaları ile tehlikeleri arasında hassas bir denge olduğunu gösterdi.

İşte Parkinson tedavisinde baklanın rolü, riskleri ve uzmanlardan gelen hayati uyarılar…

BAKLA VE L-DOPA: PARKİNSON’DA DOĞAL BİR DESTEK Mİ?

Bakla, L-DOPA (L-3,4-dihydroxyphenylalanine) açısından zengin bir bitki ve bu madde, Parkinson tedavisinde kullanılan levodopa ilaçlarının temel bileşeni.

Journal of Neurology, Neurosurgery & Psychiatry’de yayımlanan bir çalışma, 100 gram taze yeşil baklanın yaklaşık 50-100 mg L-DOPA içerdiğini ve Parkinson hastalarında motor semptomları geçici olarak iyileştirebildiğini gösterdi.

İngiltere’deki King’s College London’dan nörolog Prof. Dr. Andrew Lees, “Bakla, L-DOPA’nın doğal bir kaynağı olarak semptomları hafifletebilir, ancak dozajın kontrol edilmesi zor olduğu için ilaçların yerini alamaz” dedi.

Movement Disorders dergisindeki bir araştırma, bakla tüketiminin bazı hastalarda levodopa ilaçlarına benzer şekilde “on” dönemlerini uzattığını, ancak etkisinin öngörülemez olduğunu ortaya koydu. Özellikle taze bakla ve filizlerinin, kuru baklalara kıyasla daha yüksek L-DOPA içerdiği biliniyor.

RİSKLER VE UYARILAR: G6PD EKSİKLİĞİ TEHLİKESİ

Baklanın Parkinson’daki potansiyel faydalarına rağmen, uzmanlar ciddi risklere dikkat çekti.

En büyük tehlike, glukoz-6-fosfat dehidrojenaz (G6PD) eksikliği, yani “favizm” olarak bilinen genetik bir durum. G6PD eksikliği olan bireylerde bakla tüketimi, hemolitik anemi gibi hayatı tehdit eden durumlara yol açabilir. Blood Cells, Molecules and Diseases’te yayımlanan bir inceleme, dünya genelinde 400 milyondan fazla insanın G6PD eksikliği taşıdığını ve bu durumun Akdeniz ülkelerinde yaygın olduğunu belirtti.

ABD’deki Harvard Tıp Fakültesi’nden nörolog Prof. Dr. Alberto Espay, “Parkinson hastaları bakla tüketmeden önce mutlaka G6PD testi yaptırmalı. Bilinçsiz tüketim, fayda yerine ciddi zararlar verebilir” uyarısında bulundu. Ayrıca, bakladaki L-DOPA miktarının iklim, toprak ve hasat koşullarına bağlı olarak değişkenlik göstermesi, dozaj kontrolünü zorlaştırdı.

BİLİMSEL BULGULAR: BAKLANIN SINIRLARI VE POTANSİYELİ

Baklanın Parkinson tedavisindeki etkileri, küçük ölçekli çalışmalarda incelenmiş olsa da, uzun vadeli veriler sınırlı. Neurology’de yayımlanan bir çift kör çalışma, bakla gibi L-DOPA içeren bitkilerin motor semptomlarda iyileşme sağladığını, ancak standart ilaçlar kadar tutarlı olmadığını gösterdi.

Avustralya’daki Monash Üniversitesi’nden nörolog Prof. Dr. Thanh Phan, “Bakla, destekleyici bir besin olabilir, ancak ilaç tedavilerinin yerini alması mümkün değil. Kontrollü dozaj ve doktor gözetimi şart” dedi. Öte yandan, baklanın içeriğindeki antioksidanlar ve diğer bileşenler, nöroprotektif etkiler sunabilir. Parkinson’s Disease dergisindeki bir inceleme, bakla tüketiminin bazı hastalarda diskinezi (istemsiz hareketler) riskini azalttığını öne sürdü, ancak bu bulguların daha büyük ölçekli çalışmalarla doğrulanması gerekiyor.

UZMANLARDAN ÖNERİLER: DENGELİ VE BİLİNÇLİ YAKLAŞIM

Uzmanlar, Parkinson hastalarının baklayı diyetlerine eklemeden önce doktorlarına danışmalarını önerdi.

Nature Reviews Neurology’de yayımlanan bir makale, bitkisel L-DOPA kaynaklarının standart ilaçlarla etkileşime girerek dozaj dengesizliklerine yol açabileceğini belirtti.

İngiltere’deki Imperial College London’dan kardiyolog Prof. Dr. Neil Poulter, “Hipertansiyonu olan Parkinson hastaları, baklanın kan basıncı üzerindeki etkilerine özellikle dikkat etmeli. Kardiyovasküler riskler göz ardı edilmemeli” dedi.

Beslenme uzmanı Prof. Dr. Jane Muir ise, “Taze bakla filizleri, L-DOPA açısından en zengin kaynak. Ancak G6PD testi yapılmadan ve diyetisyen onayı olmadan tüketilmemeli” önerisinde bulundu.

Baklanın haşlama veya kavurma gibi pişirme yöntemleriyle L-DOPA içeriğinin azalabileceği unutulmamalı.

SAĞLIĞINIZ İÇİN BİLİNÇLİ ADIMLAR ATIN!

Bakla, Parkinson hastalığında umut verici bir destek sunabilir, ancak bilinçsiz tüketim ciddi riskler taşıdı.

Bilimsel araştırmalar, baklanın L-DOPA içeriğiyle motor semptomları hafifletebileceğini gösterse de, G6PD eksikliği ve dozaj belirsizliği gibi tehlikeler göz ardı edilmemeli.

Uzmanlar, Parkinson hastalarının tedavilerini doktorlarıyla koordine etmelerini ve baklayı diyetlerine eklemeden önce genetik test yaptırmalarını önerdi.