Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU

Armağan KULOĞLU

Pasifik'te bilek güreşi

Pasifik'te bilek güreşi

Çin iç savaşında hâkimiyeti ele geçiren komünistler, 1 Ekim 1949''da Çin Halk Cumhuriyeti''ni kurmuş, mağlup olan milliyetçiler, Tayvan adasına çekilmiş ve orada, önceki Çin Cumhuriyeti''nin Ada''da devam ettiğini ilan etmişlerdir.

Çin''le Tayvan arasındaki gerginlik bir hükümranlık sorunudur. Tayvan, çok önemli bir coğrafi konuma sahiptir. Resmî adı Çin Cumhuriyeti olan Tayvan''ı, Vatikan''la birlikte, Afrika, Orta Amerika, Karayip ve Pasifik''ten toplam 15 ülke tanımaktadır.

Önceleri Tayvan''ı tanıyan ABD, 1971''den itibaren onun Çin''in bir paçası olduğunu ilan ederek Çin''le birkaç yıl aralıklarla "Üç ortak bildiri" imzalamıştır. Bildirilerde ABD, Tayvan''ın Çin''in parçası olduğunu, onunla artık resmî ilişkiye girmeyeceğini, Tayvan''la yaptığı savunma anlaşmasını feshettiğini, Tayvan''a silah satışını kademeli olarak sonlandıracağını taahhüt etmiştir.

Ancak ABD, değişen çıkarları kapsamında, anlaşmanın kelimeleri üzerinde yorumlar yaparak gerginliğe sebep olacak girişimlerde bulunmakta, çıkardığı "Tayvan''la ilişkiler" yasasıyla, "tanımak başka kabul etmek başka", "ilişkilerde silah satışı da olur" gibi ifadelerle, taahhütlerini ihlal etmektedir.

Bunun en son gerginliğe sebep olan örneği, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi''nin Tayvan''a yaptığı ziyarettir. ABD, inandırıcı olmasa da sözde kurnazlık yaparak, ziyaretin resmî olmadığını, Pelosi''nin kendi tercihiyle bu ziyareti yaptığını açıklamıştır.

 

Tayvan geriliminde ABD''nin rolü

ABD, "tek kutuplu dünya" projesiyle Rusya''yı sıkıştırıp zayıflatarak, Çin''i de çevreleyerek küresel güç olmalarının önüne geçme politikası uygulamaktadır. Bunun için, Rusya''yı Ukrayna''yla zayıflatıp devre dışı bırakmaya, Asya-Pasifik bölgesindeki müttefiklerini arttırmaya yönelik bir seri ittifaklar kurarak Çin''i etkisizleştirmeye ve Rusya-Çin dayanışmasını da engellemeye çalışmaktadır. Bu politikaya NATO''yu da alet etmiş ve NATO dokümanlarında Rusya''yı düşman, Çin''i de istikrarı bozan rakip olarak tanımlatmıştır.

ABD, Çin''in direncini kırmak için de Tayvan''la arasındaki gerginliği kaşımaktadır.

Tayvan''ı, Çin''den koruma ve hükümranlık hevesiyle, kendisine bağımlı olmasını istemekte, her türlü itiraza ve güç gösterisine rağmen onu desteklemeye devam etmektedir. Tayvan''ı, Çin''i çevreleyen Güney Kore, Japonya, Tayvan, Filipinler, Endonezya halkasının kilit bölgesi olarak görmekte, onu Çin''e karşı bir koz olarak kullanmaktadır.

 

Tansiyon arttı

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi''nin Tayvan''ı ziyaret etmesi tansiyonu daha da arttırmıştır. Çin''in, Tayvan''ı sanal olarak işgalini temsil eden tatbikatlar dahil, bölgede güç gösterileri yapması, ABD''nin de bölgeye güç kaydırması, tehlikeli bir boyuta ulaşmıştır.

Hâl böyleyken Tayvan Cumhurbaşkanı''nın Pelosi''ye "Şeref Madalyası" takması ve Pelosi''nin de teşekkür ederek ziyaretin, ABD''nin Tayvan''a olan destek sözünü açıkça gösterdiğini söylemesi, Çin''i daha da hırçınlaştırmıştır.

Bugüne kadar Çin''in, doğrudan askerî çatışmadan kaçındığı, bunun sayesinde ekonomik kalkınmasını sağladığı göz önünde bulundurulmalı, ancak mücadelede Çin''in "öngörülmez" özelliği dikkate alınmalı, kendine göre uygun zamanda ve zeminde değişik tepkiler vermesi beklenmelidir. Ekonomik gücünü çeşitli alanlarda kullanarak karşı tarafı zora düşürmesi mümkündür. Yapılanları karşılıksız bırakmayacağından emin olunmalıdır.

Çin yetkililerinin ABD''den gelen görüşme tekliflerini dikkate almaması ve gelen telefonlara cevap vermemesi dikkat çekicidir. Askerî gerilim daha da artabilir.

 

Türkiye, Şangay İşbirliği Örgütü toplantısında

Türkiye, Şangay İşbirliği Örgütü''ne üye, gözlemci veya diyalog ortağı olmamasına rağmen, Eylül ayında yapılacak toplantıya Rusya tarafından davet edilmiş ve bu toplantıya katılacağını da beyan etmiştir.

ABD''yle ilişkilerin iyi olmadığı, ABD''nin Türkiye''yi bölgede güçlü bir ülke konuma gelmesini istemediği bir dönemde, bir NATO üyesi olan Türkiye''nin bu örgütün toplantısına davet edilmesi ve Türkiye''nin de buna icabet edeceğini söylemesi son derece önemlidir.

Bu durum ABD''yle ilişkileri ya daha da gerecek, ya da aklının başına gelmesini sağlayacaktır. ABD''nin çıkarları gereği, şimdilik Türkiye''yi kaybetmeyi göze alamayacağından hareketle, ikinci ihtimalin olması daha güçlüdür.

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları