Uluslararası bilim camiası ve önde gelen yabancı uzmanlar, reflü semptomlarını kontrol altına almayı amaçlayan ve bilimsel verilerle desteklenen beş kritik yaşam tarzı ve beslenme formülü üzerinde fikir birliği ifade etti.
Mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasıyla kendini gösteren ve yaşam kalitesini ciddi şekilde düşüren Gastroözofageal Reflü Hastalığı (GÖRH), modern tıbbın odak noktası olmaya devam ediyor.
Son dönemde yapılan uluslararası araştırmalar ve Gastroenteroloji alanının önde gelen uzmanlarının görüşleri, ilaç tedavisini destekleyen ve hatta bazı hafif vakalarda ilaca olan ihtiyacı ortadan kaldırabilen beş temel yaşam tarzı ve beslenme değişikliğini işaret etti.
Amerika Gastroenteroloji Koleji (ACG) ve Avrupa Gastroenteroloji, Endoskopi ve Beslenme Derneği (UEG) gibi kuruluşların yayınladığı kılavuzlarda da altı çizilen bu formüller, reflü yönetiminde yeni bir dönemi başlattı.
YABANCI UZMANLAR BEŞ KRİTİK ADIMI İŞARET ETTİ
Harvard Tıp Okulu'ndan Dr. Susan A. Wilson, beslenme düzeni ve yaşam tarzı değişikliklerinin reflü tedavisindeki rolünün yadsınamaz olduğunu ifade etti. Dr. Wilson, "Tek başına ilaç tedavisi semptomları bastırabilir, ancak yaşam kalıcı iyileşme için, hastaların altta yatan tetikleyicileri kontrol altına alması şarttır" dedi.
İşte bilimsel çalışmalarla desteklenen ve yabancı uzmanların üzerinde durduğu reflüye iyi gelen o beş formül:
1. Porsiyon Kontrolü ve Akşam Yemeği Kuralı
Bilimsel veriler, büyük porsiyonlar tüketmenin mide içindeki basıncı artırarak alt özofagus sfinkterini (AÖS) zorladığını ve asit geri kaçışını kolaylaştırdığını kanıtladı. Uzmanlar, gün içinde küçük ve sık öğünler tüketilmesini önerdi.
Londra Üniversitesi Hastanesi’nden (UCLH) Gastroenterolog Prof. Dr. David J. Carter, özellikle akşam yemeği saatinin önemine dikkat çektiğini belirtti.
Prof. Carter, "Yatmadan en az iki ila üç saat önce yemek yemeyi kesmek, gece reflü ataklarını önemli ölçüde azaltan birincil müdahaledir. Mide boşalma süresi, gece boyunca yemek borusunun asitten arındırılması için hayati önem taşır" ifade etti.
2. Yatağın Başını Yükseltme Yöntemi
Gece reflüsü olan hastalar için yer çekimi kuvvetini kullanmak en etkili yöntemlerden biri olarak gösterildi. Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü (NIH) tarafından desteklenen araştırmalar, yatağın baş kısmının 15-20 cm yükseltilmesinin (sadece yastıkla değil, tüm yatağın veya gövdenin yükseltilmesi) asidin yemek borusuna geri kaçma olasılığını önemli ölçüde düşürdüğünü ortaya koydu.
Massachusetts General Hospital'dan Dr. Elias M. Rodriguez, "Bu basit fiziksel ayarlama, ilaç tedavisine ek olarak uygulandığında, uyku kalitesini derhal iyileştirme potansiyeline sahiptir" dediği kaydedildi.
3. Tetikleyici Gıdalardan Uzak Durma
Diyetin reflü üzerindeki etkisi, yıllardır süren araştırmaların ana konularından biri oldu. Yağlı yiyecekler, çikolata, nane, kafein, alkol ve asitli meyveler (özellikle narenciye ve domates) gibi gıdaların AÖS basıncını düşürdüğü ve mide asidi üretimini artırdığı bilimsel olarak kanıtlandı.
Prof. Dr. Carter, yüksek yağlı diyetlerin ve işlenmiş et tüketiminin GÖRH riskini artırdığını gösteren sistematik incelemelere atıfta bulunarak, hastaların kendilerine dokunan bu tür yiyeceklerden mutlaka kaçınması gerektiğini vurguladı.
4. Kiloyu Kontrol Altına Alma
Obezite ve aşırı kilo, karın içi basıncı (intra-abdominal basınç) artırarak reflü semptomlarını şiddetlendiren en önemli faktörlerden biri olarak saptandı. Vücut Kitle İndeksi (VKİ) yüksek olan hastalarda yapılan çalışmalar, kilo kaybının reflü semptomlarının sıklığını ve şiddetini doğrudan azalttığını gösterdi.
Dr. Wilson, "Fazla yağlanma, mide üzerindeki baskıyı artırır ve sfinkterin gevşemesine yol açar. Bilimsel literatür, özellikle karın çevresi yağlanması olan hastalarda kalıcı kilo vermenin, uzun süreli reflü yönetimi için kritik bir formül olduğunu destekledi" ifadesine yer verdi.
5. Lifli ve Alkali Besinlere Yönelim
Reflü semptomlarını hafifletmede diyet lifi ve alkali besinlerin rolü öne çıktı. Yulaf ezmesi, tam tahıllar, muz, kavun, kereviz ve yeşil sebzeler gibi yüksek lifli gıdaların mide asidini emmeye yardımcı olduğu ve sindirimi düzenlediği gözlemlendi.
Aynı zamanda zencefil gibi doğal alkali besinlerin, mide asidini nötralize etme potansiyeli olduğu, sindirim sistemi üzerindeki olumlu etkileri ile gündeme geldi. Uzmanlar, hastaların diyetlerine bu tür besinleri dahil etmelerini ve bol su tüketmelerini tavsiye ettiğini belirtti.
Uluslararası bilim çevreleri, reflü tedavisinin sadece ilaçlardan ibaret olmadığını, bu beş yaşam tarzı ve beslenme formülünün bir bütün olarak benimsenmesinin hastaların hem semptom kontrolünü hem de genel sağlık durumunu önemli ölçüde iyileştirdiğini açıkladı.