Güne başlama zorluğu, modern hayatın temposuna yorulan pek çok kişinin yaygın bir şikâyeti olsa da, bilim dünyası bu hissin basit bir keyifsizlikten daha derin bir soruna işaret edebileceği konusunda uyarıda bulundu.
Yapılan son araştırmalar, özellikle şiddetli sabah yorgunluğu ve çökkün ruh halinin, Majör Depresif Bozukluğun (MDD) erken ve önemli bir belirtisi olan "diurnal ruh hali değişimi" ile doğrudan bağlantılı olduğunu ortaya koydu.
SİRKADİYEN RİTİM BOZUKLUĞU VE İLTİHAPLANMA ETKİSİ
Uzmanlar, sabahları yoğunlaşan depresyon ve yorgunluk semptomlarının ardındaki en büyük nedenlerden birinin, vücudun 24 saatlik iç saati olan sirkadiyen ritimdeki bozulmalar olduğunu ifade etti.
ABD'deki Ulusal Akıl Sağlığı Enstitüsü'nden (NIMH) Dr. Kathleen Merikangas, depresyonun gençlerde ve yetişkinlerde yaygınlığını ve ciddiyetini inceleyen önemli araştırmalar yürüttü. Bu alandaki çalışmalar, uyku bozukluklarının ve dolayısıyla sabah yorgunluğunun, depresyonun ortaya çıkışında ve tekrarlamasında kilit rol oynadığını gösterdi.
Yapılan bazı bilimsel çalışmalar, bu durumu yaşayan bireylerde interlökin-6 (IL-6) adı verilen iltihaplanma belirteçlerinin seviyesinin daha yüksek olabileceğini işaret etti. Bu iltihaplanmaya yol açan kimyasalın, genellikle sabahın erken saatlerinde zirve yaptığı ve sirkadiyen ritmi tersine çevirebildiği, bu durumun da şiddetli yorgunluk ve düşük ruh haline yol açabileceği belirtildi.
TEDAVİDE ÖNCELİK: TAM İYİLEŞME HEDEFİ
Pennsylvania Üniversitesi Perelman Tıp Fakültesi Psikiyatri Profesörü Dr. Michael Thase, depresyon tedavisindeki en önemli hedefin tam iyileşme (remisyon) olduğunu vurguladı.
Dr. Thase, tedaviye yanıt vermesine rağmen semptomları devam eden hastaların, tam iyileşme gösterenlere göre nüks ve tekrarlama riskinin çok daha yüksek olduğunu dile getirdi.
Kronik yorgunluk ve uyku bozukluklarının, hastaların tam iyileşme sağlamasını engelleyen kalıntı semptomlar arasında yer aldığını kaydetti.
Dr. Thase'nin araştırmaları, uyku sorunlarının depresyon tedavisinin sonuçlarını olumsuz etkilediğini ve daha uzun iyileşme sürelerine, daha yüksek nüks riskine yol açtığını gösterdi. Bu nedenle, sabah yorgunluğunun ve uyku problemlerinin depresyon tedavisinin ayrılmaz bir parçası olarak ele alınması gerektiği aktarıldı.
NE YAPMALI? UZMANLARDAN ÖNEMLİ TAVSİYELER
Uzmanlar, sabah yorgunluğu ve depresyon şikayetlerinin ciddiye alınması ve bir ruh sağlığı uzmanına başvurulması gerektiğini belirtti.
Ek olarak, uyku kalitesini artırmak için atılacak adımların semptomların hafiflemesine yardımcı olabileceği ifade edildi:
Düzenli Uyku Düzeni: Her gün aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmak, sirkadiyen ritmi korumak için hayati önem taşımakta.
Ortam Kontrolü: Yatak odasının karanlık, sessiz ve serin tutulması önerildi.
Kaçınılması Gerekenler: Özellikle akşam saatlerinde alkol ve kafein tüketiminden kaçınılması gerektiği belirtildi.
Düzenli Egzersiz: Gün içinde yapılan düzenli egzersizin hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı iyileştirdiği vurgulandı.
Uzmanların eşliğinde değerlendirilmesi, altta yatan diğer tıbbi veya psikolojik nedenlerin (uyku apnesi gibi) dışlanması ve doğru tedaviye başlanması açısından büyük önem taşıdığı kaydedildi.