Avustralyalı bilim insanlarının Samanyolu Galaksisi’nde keşfettiği, neredeyse kusursuz bir küre şeklindeki süpernova kalıntısı, gökbilim dünyasında heyecan ve şaşkınlık oluşturdu.

Antik Yunanca’da “mükemmel” anlamına gelen “Teleios” adıyla anılan bu yapı, yalnızca radyo dalgalarında tespit edilebiliyor ve bilinen süpernova kalıntılarından farklı olarak X-ışını, kızılötesi veya optik dalga boylarında hiçbir emisyon göstermedi. Bu eşsiz özellikleriyle Teleios, gökbilim tarihindeki en simetrik ve gizemli yapılar arasında yerini aldı.

Western Sydney Üniversitesi’nden astrofizikçi Prof. Miroslav Filipovic liderliğindeki araştırma ekibi, Avustralya Kare Kilometre Dizisi Yol Bulucusu (ASKAP) teleskobunun Evrenin Evrimsel Haritası (EMU) projesi kapsamında bu olağanüstü yapıyı tesadüfen keşfetti. Filipovic, “Teleios’un simetri oranı yüzde 95,4’ü buluyor; bu, bilinen en düzgün süpernova kalıntılarından biri. Şeklinin bu kadar kusursuz olması, yıldızlararası ortamın son derece seyrek olduğu bir bölgede gerçekleşmiş bir patlamayı işaret ediyor olabilir” dedi. Ancak Teleios’un yalnızca radyo dalgalarında parlaması, bilim insanlarını klasik süpernova modellerini yeniden düşünmeye zorladı.

SIRADIŞI ÖZELLİKLER VE BİLİMSEL TARTIŞMALAR

Teleios’un en dikkat çekici özelliği, alışılmadık derecede düzgün küresel yapısı. Süpernova kalıntıları genellikle yıldızlararası gaz ve tozla etkileşime girerek asimetrik şekiller oluşturur. Ancak Teleios, bu kuralı altüst etti.

Harvard Üniversitesi’nden astrofizikçi Prof. Alyssa Goodman, “Bu kadar simetrik bir yapının oluşması için patlamanın çok izole bir ortamda gerçekleşmiş olması gerekiyor. Teleios, süpernova patlamalarının dinamiklerini anlamak için eşsiz bir laboratuvar sunuyor” diyerek keşfin önemine vurgu yaptı.

Araştırmacılar, Teleios’un bir Tip Ia süpernova kalıntısı olabileceğini düşünüyor. Bu tür patlamalar, bir beyaz cüce yıldızın eşinden kütle çalarak kritik bir sınıra ulaşmasıyla meydana gelir. Ancak Teleios’un X-ışını emisyonu göstermemesi, bu teoriyi sorgulatıyor. Filipovic, “Ya bu yapı çok yaşlı ve optik emisyonları solmuş, ya da sıcaklığı diğer dalga boylarında ışıma yapacak kadar yüksek değil. Alternatif olarak, Tip Iax gibi daha az bilinen bir süpernova türüyle karşı karşıya olabiliriz” dedi.

Tip Iax süpernovaları, “zombi yıldız” adı verilen kalıntılar bırakabilir ve bu senaryo için potansiyel bir yıldız adayı da tespit edilmiş durumda.

Teleios’un Samanyolu düzleminin yaklaşık iki derece altında yer aldığı belirlenmiş olsa da, uzaklığı konusunda net bir bilgi elde edilemedi. Araştırmacılar, üç farklı mesafe senaryosu üzerinde durdu:

3.262 ışık yılı: Bu durumda Teleios’un çapı yaklaşık 11 ışık yılı olur ve oldukça genç bir kalıntı olarak kabul edilir.

7.175 ışık yılı: Çapı 46 ışık yılına ulaşır ve yaklaşık 1.000 yaşında bir kalıntı olabilir.

25.114 ışık yılı: Eğer bu mesafedeyse, çapı 157 ışık yılına ulaşır ve yaşı 10 bin yılı aşabilir. Ancak bu kadar eski bir kalıntıda bile X-ışını emisyonu beklenirdi, bu da gizemi derinleştiriyor.

ULUSLARARASI UZMAN GÖRÜŞLERİ

Cambridge Üniversitesi’nden astrofizikçi Dr. Andrew Pontzen, Teleios’un keşfinin süpernova kalıntılarının evrimine dair yeni sorular ortaya attığını belirtti:

“Bu yapı, yıldız patlamalarının çevresel etkilerden nasıl korunduğunu anlamak için bir dönüm noktası olabilir. Simetrisi, patlamanın çok düşük yoğunluklu bir ortamda gerçekleştiğini gösteriyor, ancak bu bile tüm soruları yanıtlamıyor.”

NASA’nın Chandra X-ışını Gözlemevi’nden Dr. Laura Lopez ise, “Teleios’un X-ışını emisyonunun olmaması, ya çok soğuk bir kalıntı olduğunu ya da bilinmeyen bir fiziksel sürecin devrede olduğunu düşündürüyor. Daha yüksek çözünürlüklü gözlemlerle bu gizemi çözebiliriz” dedi.

ARAŞTIRMALAR VE TELESKOPLARIN ROLÜ

Araştırma ekibi, Teleios’un doğasını anlamak için daha hassas teleskoplarla yeni gözlemler planlıyor. ASKAP’ın yanı sıra, Atacama Büyük Milimetre Dizisi (ALMA) ve gelecekte devreye girecek olan Kare Kilometre Dizisi (SKA) teleskoplarının, Teleios’un kimyasal bileşimi ve çevresel koşulları hakkında daha fazla bilgi sağlayabileceği düşünülüyor. Filipovic, “Bu yapı, evrenin en temel sorularından birine, yıldızların nasıl öldüğüne ve geride neler bıraktığına dair yeni bir pencere açıyor” dedi.

EVRENİN YENİ BİLMEÇESİ

Teleios, Samanyolu’nun derinliklerinde keşfedilen en olağanüstü yapılar arasında yerini aldı. Bilim insanları, bu gizemli kürenin süpernova kalıntısı olup olmadığını ya da tamamen yeni bir gök cismi türünü temsil edip etmediğini anlamak için çalışmalarını sürdürüyor. Şimdilik, Teleios’un kusursuz simetrisi ve radyo dalgalarındaki yalnız parıltısı, evrenin sırlarla dolu olduğunu bir kez daha hatırlattı.