Yeliz Şenyerli - YENİÇAĞ
Birini kaybetmek, vedalaşmak zordur. Kayıplar her zaman acıdır, acıtır.
Zamanı dolan, bu dünyada görevi tamamlanan her canlı, ebedi istirahatgâhına uğurlanır. Geride kalanlar acısıyla yüzleşir, gidenin sevgisini hep içinde taşıyarak.
Böyle zamanlarda söze nasıl başlanır bilinmez, sanki ne söylesen bir şeyler hep eksik kalacak gibi olur.
Galiba olduğu gibi söylemek en doğrusu…
Türk dünyasının nadide sanatçısı, Heykeltıraş ve Müzisyen Gabriel Ruhi Tuna’yı kaybettik…
Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Kurucusu Prof. Dr. Turan Yazgan hocamız ile tanışarak onun vakfa davetiyle doğup büyüdüğü İran’ın Tebriz şehrinden Türkiye’ye geldi. Vakıfta uzun yıllar Türk Dünyası için sanat eserleri üreten Ruhi Tuna, burada yaptığı çalışmalarla Türkiye’ye ardından dünyaya açıldı. Yaptığı Mustafa Kemal Atatürk, Aksuvar, Fuzuli, Pir Sultan Abdal, Hacı Bektaş-ı Veli, Yemini, Virani, Seyyit Nesimi, Şeyh Bedrettin, Kul Himmet, Aşık Veysel gibi Türk büyüklerinin heykelleriyle tanındı.
2007’den sonra Türkiye’de vatandaşlık alamadığı için Kanada’ya yerleşti. Orada da yaptığı sanat eserleriyle Türk insanını ve kültürünü dünyaya duyurdu.
Heykeltıraşlığının yanı sıra müzisyenliğiyle de bilinen Ruhi Tuna, Türk dünyasının enstrümanlarını çok severdi. Dombıra, balalayka, saz, bağlama, kemençe, setar, tar, klarnet, düngür, garmon gibi pek çok müzik aletini çalarak Türk kültürünü dünyaya tanıtmaya devam etti.
Sanatı, çürümüş çerçeveleri bozup yeni bir dünya yaratmak olarak tanımlayan Sanatçı Tuna, 2021’in mart ayında yakalandığı kansere yenik düşerek 30 Ekim gecesi Kanada saatiyle 02. 45’te hayata gözlerini yumdu.
Sanatçının görevi topluma yeni bir ruh vermek, dünyayı güzelleştirmek derdi… Görevini layıkıyla tamamlayıp bu dünyadan göçüp gitti.
Uçmağında huzurlu olsun.
Ailesinin, sevenlerinin ve tüm Türk dünyasının başı sağ olsun.
