Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, demokrasiden otoriterliğe geçişte konforlu bir taşıttı aslında.
Bir sessiz ihtilalin maliyetsiz yolu…
Ve nihayet yarattığı korku iklimden beslenen bir iktidar var karşımızda… Öyle görünüyor ki hegemonik düzen, toplumsal krizlerin derinleşmesinden de bir kaygı duymuyor.
Bürokrasi eliyle siyasal alanın olabildiğince daraltılması, yeni düzenin temel bir varoluş kavgası. Özellikle de muhalefetin paralize edilmesinde -hiç endişesiz- hukuk bir imha aracı olarak kullanılmakta.
Ve sonuçta kimi zaman bu ülkeye ait olmaktan bile rahatsızlık duyuyor insan!
Diz boyu vasatlık!
OSMAN VAKASI
Enteresandır, bildik baskı unsurları, bürokrasi ve Gökçek Ailesi üçgeninde dizayn edilen soylu tuzaklarla yüzleşiyoruz.
Melih Gökçek’e ilişkin onlarca iddialar adaletin yıkılmaz duvarına çarpıp geri dönerken, söz konusu “karşı taraf” olduğunda hoyrat bir hukukla karşılaşıyoruz. Fütursuz!
Aç kargaların saldırısına uğrayan dinozorların gölgesinde bir siyasetçiye kurulmak istenen tuzakları hayretle izliyoruz.
Konser soruşturmasında Mansur Yavaş’ın adı çıkmayınca, itirafçı gömleği giydirilen kontrollü bir iftiracı, Beyaz TV’ye gidiyor ve yazdığı dilekçenin Osman Gökçek tarafından İçişleri Bakanlığına sunulmasını istiyor.
Şaka gibi.
Ve sonuçta Sayın Ali Yerlikaya da sunulan müthiş delillere(!) kayıtsız kalamıyor ve soruşturma izni veriyor.
Neresinden baksanız, demokrasi ve hukuk adına can yakıcı.
YANLIŞ HESAP
Mansur Yavaş bu ülkenin özel bir değeri. Bütün araştırmalarda görev onayı açısından açık ara önde çıkmakta. Gerçekten de toplumsal talepler ve beklentilere bakılırsa, Mansur Yavaş’ın CB adaylık konusu kişisel varlığının çok ötesinde.
Toplumun önemli bir kısmı Mansur Yavaş’ı Anadolu’nun vicdanı ve irfanı olarak görüyor. Onun uğradığı bir haksızlığın, E. İmamoğlu’na benzer tepkiler üreteceğini söylemek pek mümkün değil.
Öyle ki adaletin sürekli örselenmesiyle kabaran toplumsal vicdanın iktidara nasıl bir maliyet ödeteceğini kimse hesap edemez.
Biz bunu 2019’da İBB seçimlerinde gördük.
Daha da önemlisi, seçimlerin kaderini belirleyen ve birçok partiden izler taşıyan kompozit seçmen, Mansur Bey’e yapılacak bir haksızlık karşısında bir kavram düzeltmesiyle birlikte iktidarın aleyhine müthiş bir sonuç üretebilir.
Ve aslında özetlersek; Mansur Yavaş üzerinde yürütülen tiyatral operasyonların hiçbir sonuç vermeyeceği de ortada.
Amaç; Mansur Yavaş’ı tartıştırmak, moral ve motivasyonunu kırmaktan başka bir şey değil…
Kimi zaman siyasetin de siyasetçinin de kalitesini test etmek için gelişir olaylar.
Siyasal iklimde tam da böyle bir durum var!