Kontrol altına alınmayan diyabet, modern çağın en sinsi sağlık tehditlerinden biri olarak karşımıza çıktı.

Kan şekeri seviyelerinin düzenli takip edilmemesi, kalp damar hastalıklarından böbrek yetmezliğine, görme kaybından sinir hasarına kadar birçok ciddi sağlık sorununu tetikledi.

Son bilimsel araştırmalar ve dünya çapındaki uzmanların uyarıları, diyabetin yalnızca bir “şeker hastalığı” olmadığını, aynı zamanda yaşam kalitesini ciddi şekilde tehdit eden bir domino etkisi yarattığını ortaya koydu.

KALP VE DAMAR SAĞLIĞINA DARBE

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, diyabet, kalp damar hastalıklarıyla eşdeğer bir tehdit oluşturdu.

Kontrolsüz diyabet, damar sertliği (ateroskleroz), yüksek tansiyon ve kolesterol birikimi gibi faktörlerle kalp krizi ve inme riskini artırdı.

Kardiyoloji uzmanı Dr. Elizabeth Ward, “Diyabet, vücutta iltihaplanma ve oksidatif stresi tetikleyerek damar sağlığını bozar. Uzun süre yüksek kan şekeri, damar duvarlarını tahrip ederek ciddi kardiyovasküler sorunlara zemin hazırlar” dedi.

The Lancet’te yayımlanan bir çalışma, diyabet hastalarının kalp krizi geçirme olasılığının, diyabeti olmayanlara kıyasla iki kat daha yüksek olduğunu gösterdi.

BÖBREKLERİN SESSİZ DÜŞMANI

Diyabetin en ciddi komplikasyonlarından biri olan diyabetik nefropati, böbrek yetmezliğine giden yolu açıyor. Memorial Hastanesi’nden uzmanlar, kan şekeri kontrolünün böbrek hasarını önlemede hayati önem taşıdığını vurguladı.

Johns Hopkins Üniversitesi’nden Dr. Casey Rebholz, “Yüksek kan şekeri, böbrek dokularında doğrudan hasara yol açar. Aşırı şeker ve tuz tüketimi, böbreklerin filtreleme kapasitesini azaltarak diyaliz gereksinimini artırabilir” uyarısında bulundu.

Araştırmalar, diyabet hastalarının %30-40’ında böbrek hasarının görülebileceğini ve düzenli takip ile bu riskin azaltılabileceğini gösterdi.

GÖZ SAĞLIĞI VE OMURGA ÜZERİNDEKİ ETKİLER

Diyabet, göz sağlığını da tehdit ediyor. Harvard Tıp Fakültesi’nden Oftalmolog Prof. Dr. Paul Chan, “Diyabetik retinopati, kontrolsüz diyabetin en ciddi sonuçlarından biridir ve görme kaybına yol açabilir” dedi.

Düzenli göz kontrolleri ve kan şekeri yönetimi, bu riski azaltmada kritik rol oynadı.

Araştırma, kontrolsüz diyabetin omurga kemiklerinde yıpranmayı hızlandırarak bel fıtığı riskini artırdığını ispatladı.

KANSER RİSKİ VE DİĞER TEHLİKELER

Hiperglisemi ve insülin direnci, kanser gelişimini tetikleyen biyolojik mekanizmalar arasında yer alıyorr. Ayrıca, diyabetin sinir hasarına yol açarak diyabetik nöropati ve ayak yaraları gibi komplikasyonlara neden olduğu biliniyor.

Uzmanlar, bu tür komplikasyonların erken teşhis ve uygun tedaviyle önlenebileceğini vurguladı.

UZMANLARDAN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Uzmanlar, diyabetin yıkıcı etkilerini azaltmak için yaşam tarzı değişikliklerinin önemine dikkat çekti.

Mayo Clinic’ten Endokrinolog Dr. Michael Jensen, “Kan şekeri kontrolü, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizle sağlanabilir. Düşük glisemik indeksli gıdalar ve lifli beslenme, kan şekerini dengelemek için kritik” dedi.

Kardiyolog Dr. William Matthews ise sigara ve alkolden uzak durmanın, diyabetin hem kalp hem de göz sağlığı üzerindeki etkilerini azalttığını belirtti. Ayrıca, The Lancet’te yayımlanan bir araştırma, %15’lik kilo kaybının tip 2 diyabetin ilerlemesini yavaşlatabileceğini ve hatta tersine çevirebileceğini ortaya koydu.

KÜRESEL BİR TEHDİT

Diyabet, küresel bir sağlık krizi haline geldi. Washington Üniversitesi Sağlık Ölçüm ve Değerlendirme Enstitüsü’nün verilerine göre, 2050 yılına kadar dünya genelinde diyabet hastalarının sayısı 1,3 milyarı aşabilir. Obezite, sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam tarzı, bu artışın başlıca nedenleri arasında.

Uzmanlar, erken teşhis, düzenli takip ve bilinçli yaşam tarzı seçimleriyle bu tehdidin kontrol altına alınabileceğini vurguladı.

Diyabet, sadece bir hastalık değil, aynı zamanda vücudun tüm sistemlerini tehdit eden bir zincir reaksiyon.

Uzmanlar, bireylerin kan şekeri seviyelerini düzenli olarak kontrol etmeleri, sağlıklı beslenmeye özen göstermeleri ve fiziksel aktivitelerini artırmaları gerektiğini bir kez daha hatırlattı.