Şimşek olmazsa moratoryum olur!
Yaşadığımız bütün sorunların temelinde siyasetçilerin hataları var. Enflasyon, gelir dağılımı bozukluğu, aile içi şiddet, göçmenler…
İktidarın görevi yukarıda saydığımız sorunların çözümüne yönelik önlemler almasıydı. Ancak bu görevi yerine getiremedi.
Ekonomide an itibarıyla akış bizi nereye getirdi? Kurulan sistem bilmeden de olsa toplumun bir kesiminden diğer kesimlerine kaynak aktarıyor. Evet, ortada yasa dışı bir eylem yok ama aktarım buz gibi gerçek…
Ana muhalefetin görevi nedir?
Sorunları çözemeyen iktidarın yerine gelmek. Ama, o da görevini yapamadı. Seçim kaybetmekte usta olan Kılıçdaroğlu koltuğuna yapışmış ve partide tam bir oligarşik yapı kurmuş…
Bu arada Yunanistan’da bile solcu ana muhalefet seçimlerde kaybedince lideri istifa ediyor, ama Kılıçdaroğlu yerinde kalmaya devam ediyor. Pes vallahi!
Hep söyledim, söyleyeceğim: Evet sorunların ana nedeni iktidar. Ama bu tabloyu değiştirmekten aciz durumdaki ana muhalefette kurulan bu düzenin gizli ortağı değil midir?
Bütün bu karmaşada Şimşek yoğun bir gayret sarf ediyor.
Muhalif kardeşlerimiz Şimşek güzellemesi yaptığımı sanmasınlar. Aklımız var, eğitimimiz var, görüyoruz, izliyoruz, rakamları analiz ediyoruz.
Sırf ülke çöksün de biz de iktidar olalım deme yanlışına düşmemek gerek. Bu gök kubbeyi ayakta tutmak esastır. Din de, milliyet de bunu gerektirir.
Şimşek ne yazık ki 20 yılda bozulan gelir dağılımını düzeltemez. Enflasyonu da kolay kolay 2026’dan önce indiremez. E ne anladım bu işten diyorsunuz değil mi? Neden Şimşek bize gerekli?
Söyleyeyim:
Ülke o kadar ağır tahribata uğradı ki,
1-Açıkları kapatmak için basılan para yılbaşına göre %50, geçen yılın Eylül ayına göre %70 artarak 12,6 trilyon TL olmuş. (M3 para arzı tanımı, kaynak TCMB EVDS)
Bunun anlamı enflasyon fırtınası dinmeyecek, artacak demek.
2-Bütçe açığı 1 trilyonu geçerek yeni zam ve vergilerin alınmasını doğuruyor. Mevcut vergi tahsilat oranlarına bakarsak 800 milyarlık gedik var… Alın size enflasyonun ikinci nedeni…
Bu arada tarımda azalan desteklerle üretimdeki zafiyetin gıda fiyatlarını yukarı çekeceğini de unutmayalım.
3-Rezervler eksi 60 milyar dolar civarında ve bu açığı dış ticaretle kapamak da olası değil. Ocak-Ağustos döneminde dış ticaret açığı %11,9 artarak 73 milyar 535 milyon dolardan, 82 milyar 304 milyon dolara yükseldi.
4-Açıklara yama yapmak için beklenen dış sermaye girişimleri henüz sonuç vermiş değil. Şimşek’in 3-4 Ekim’de tekrar Londra’ya gideceğini biliyoruz…
Ancak güzel haberler de var…
Perşembe günü Türkiye ile ilgili rapor yayımlayan Goldman Sachs bakın neler söyledi:
“Türkiye yeniden oyuna dâhil oluyor" başlıklı raporda,
Risklerin devam etmesine rağmen ülkede "önceki yılların aksine pozitif reel faiz stratejisine yönelik söylem ve destek" olduğu,
"Vadeli (forward) fiyatlamalarda beklenen TL değer kaybının üzerinde getiri sağlamanın mümkün olabileceğini ve dolayısıyla TL'de carry trade'in yeniden gündeme geleceği”
Yüzde 40 ya da üzerinde bir politika faizi yıl sonu itibarıyla beklenen enflasyona göre pozitif reel faiz verilmeye başlanacağı anlamına geleceği yorumları yapıldı.
Ayrıca yeniden değerlemeler (makro) hisse senetleri için yükseliş potansiyeli sağlayabilir
MSCI Türkiye'nin düşük nominal değerlemeleri göz önüne alındığında (5,8x F/K), makro açıdan yeniden değerlemeler hisse senetleri için ileriye yönelik potansiyel bir yükseliş sinyali sağlayabilir; ancak, ihracatçıların (endekste %30,6'lık büyük bir ağırlığa sahip) para biriminin buradan istikrara kavuşması durumunda muhtemelen düşük performans göstermesi muhtemel. Bu durumda ihracat yapan şirketler yerine bankalar daha iyi performans gösterebilir.
Yatırımcıların, TL'ye olan güvenin geri kazanılması ve TL'nin istikrar kazanması halinde (ihracatçı rakiplerinin yıllarca gerisinde kaldıktan sonra) daha iyi performans gösterebilecek olan bankaları dikkate alması gerektiğini düşünüyoruz.
Şeklinde ifadeleri oldu…
Bu raporun söylediği şu: Dolarla borçlanıp TL faizi için Türkiye’ye gelebiliriz. Ayrıca BIST de cazip…
Elbette faiz için paranın gelmesi iyi değil, keşke fabrika kurmak için gelseler. Ama durum o kadar kötü ki, yukarıda rakamları gördünüz, bu tablonun devam etmesi zor. Dolar açığı çok büyük. Eğer Şimşek gerekeni yapmasaydı moratoryum yani dış borçları ödeyememe olasılığı oldukça kuvvetlenirdi.
Allah korusun, moratoryum istasyona gidince benzin, eczaneye gidince ilaç bulamamak demek…
Şimşek dış sermaye arıyor, bütçeyi denkleştirmek için zamlar yapıyor, ama tasarruf konusunda somut adımlar atmıyor. Enflasyonu düşürmek için sadece finansal önlemler alıyor ama tarım desteklerini artırmıyor. Yukarıda yazdım, önceden de söyledim bu da üretim yoluyla gıda fiyatlarını yukarı çekecek.
Bunlar eleştirilerimiz, ama unutmayalım, sırat köprüsünde yürürken mükemmel dengeyi kurmak zor.
Şimşek rezerv ve bütçeyi başa baş noktasına getirerek ülkeyi kriz tehlikesinden uzaklaştırmalıdır.
Yolumuz uzun, işimiz zor, ama ülke ve insanlar çok büyük…