Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Evren Devrim ZELYUT

Evren Devrim ZELYUT

Şimşek’le devam, ama…

Şimşek’le devam, ama…

Merkez Bankamız Perşembe günü politika faizini 15’den 17,5’a yükselterek kademeli faiz artışına devam etti. Bu durumu Abdülkadir Selvi de Hürriyet’teki köşesinde 2,5-3 puanlık artış gelecek diye yazmıştı. İktidarın kamuoyu oluşturmak için kullandığı Abdülkadir Bey yazınca da ne olacağı ortaya çıkmıştı…

Merkez haklı…

Zira son 20 yılda düşük faize alıştırılmış, verimlilik ve rekabet sorunu olan, gelirleri giderlerinden düşük firmalara, bir anda yüksek faizleri dayarsanız iflaslar kaçınılmaz olur. Ancak faizi enflasyona yaklaştırırken, fazla ağırdan almanız halinde, bu sefer de eski alışkanlıklara mı dönülüyor diye şüpheler oluşmaya başlıyor. Bu şüpheler artınca da dolara talep çoğalıyor…

Piyasada ticari kredilerin de tabelada 28 civarında olduğunu biliyoruz. Ama bu krediye de ulaşım kolay değil…

İhtiyaç kredisi faizi ise 48 düzeyinde…

Mevduat faizleri bir ara 40 düzeyine ulaştı ama TCMB dolar satın aldıkça ve KKM dönüşleri oluştukça, piyasada Lira bollaştı ve mevduat faizleri düşmeye başladı, 35 rakamını gördük…

Bu rakamları neden verdim?

Faiz piyasada politika oranının üstünde. Krediye erişim kısıtlı. Vatandaş enflasyondan kaçmak isterken vadesize girip tam gelir elde edecek derken, yine bankalar lehine bir tablo oluşmaya başladı. Tabiidir ki mevduat faizi düştükçe dolara olan akış hızlanıyor. Dolayısıyla kurun sıçramasında hem Merkez’in faizi enflasyona yaklaştırmakta ağırdan alması hem de piyasada bollaşan Lira’nın faizleri indirmesi gerekçe oluyor.

Bollaşan Lira zorunlu karşılıklarla geri çekilecek ama Merkez bir taraftan KKM bedelini ödemek için para basınca ne olacak? Yine bol Lira, düşük mevduat faizi, ama yüksek enflasyon…

Bana şu soruyu sorabilirsiniz: Peki neden Şimşek ile devam etmeliyiz?

Cevabım şu: Enflasyon, cari açık ve bütçe açıklarını düşürecek bir alternatif var mı?

Ana muhalefet vekillerinin 69’u zam yağdıran torba yasa görüşmelerine girmemiş!

Seçimi kaybederek hükümsüz hale düşmüş Kılıçdaroğlu, geminin kaptanı hâlâ benim diyor!

“Seçim kaybetmek dünyanın sonu değil, bana karşı toplantı yapmak etik değildir, gereğini yaparım” diyerek resmen tehdit ediyor!

Peki vatandaş ne yapsın?

Muhalefet kendi koltuğuna yapışınca, ekonomiye alternatif oluşturamayınca tamamen sahipsiz kalıyor…

Hükümet bunu bildiği için zamlara devam ediyor…

Bütçe ve cari açığın kapatılması için tüm yükü halka yüklüyor…

Muhalefet ise sadece tweet atıyor… Medya zorlaması ile Meclis’i toplantıya çağırıyor ama sokaklarda vatandaşın yanında olmak yerine yine Meclis’te dostlar alışverişte görsün olacak…

Şimşek kısmına geleyim…

Şimşek bu kara tablo içinde en mantıklı hareketleri yapmaya çalışan bir bakan.

Mükemmel olduğunu iddia etmiyorum. Yapacağı çok iş var. AKP içinden ve iktidar medyasından da artan faize bir direnç var…

Evet, Şimşek zamları yaptı, giderleri kısma konusunda daha somut işler yapmalı, yapısal dönüşüm için adım atmalı, tarım ve sanayinin bağımsızlığı için çalışmalı, adil bölüşüm için gayret göstermeli…

Bunların tamamını yapabilir mi? Çok zor, ama işlerin kontrolden çıkmasını önleyebilir.

Körfezden gelecek 50 milyar doların 10 milyarı sıcak para…

Bu AKP’ye 1 yıl kazandırabilir ama ya sonra?

AKP hep bunu yaptı, bedel ödeyerek süre satın aldı ama sorunları kökten çözecek reformları yapmadı…

Geçmişte ne yapmıştı?

2008 Amerikan Merkez Bankası genişlemesinde Türkiye’ye gelen yüz milyarlarca dolar betona gömüldü. Türkiye’nin dışa bağını koparacak sanayiye yatırım yapılmadı…

230 milyar dolar kuru tutmak için yakıldı, 70 milyar dolarlık özelleştirme sonucu gelen kaynak da yine seçimleri kazanmak için tüketimi artıran krediler olarak harcandı…

Şimdi paralar suyunu çekti ve alınan borçlarla, elde kalan son varlıkların körfez sermayesine devri ile ödenecek bir bedel var. Bu bedel ise yerel seçimlere kadar sadece zaman satın alacak…

Ama bu varlıkların oluşması bir meyvenin oluşması gibi kısa sürede olmuyor. Yıllar süren birikimler bunlar… Buranın kârı artık Arap halkının refahı için dışarıya akacak…

Yazık değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları