Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR

Sabahattin ÖNKİBAR

Sınavda hile yapan seçimde yapmaz mı?

Ben ilahi adalete inananlardanım!
Son sınav rezaletinin deşifre olmasını da  ilahi adaletin tezahürü olarak değerlendiriyorum.
Aslına bakarsanız ÖSYM’de bazı şeylerin döndüğü  sınav öncesinden belliydi.
Önce durduk yerde ÖSYM kitapçığının  gazetelerde  yayınlanmasına set olmaya çalıştılar ve 170 bin lira gibi astronomik ücret talep ettiler.
Amaç şimdi ortaya çıkmıştır ki bir şeyleri gizlemek istiyorlardı.
Öyle ya ÖSYM ticari bir kuruluş değilse bu para talebi niçin?
Belli ki  sorular ve cevap  anahtarı gözden kaçırılmaya çalışıldı.
Sadece bu husus bile şüphe uyandırmıyor mu?
Bir başka boyut sınavda yapılan kız-erkek öğrenci ayırımı yani haremlik-selamlık uygulaması ki bu da başlı başına bir skandaldır.
Ve gelelim şifreye?
Dağıtılan kitapçıkta 40 matematik sorusunun 36’sı şifre ile çözülüyor mu çözülmüyor mu?
Çözülüyor ise daha ne konuşuyorlar!
Ama şifreleme sadece basına verilen kitapçıkta imiş!
Peki niye o kitapçıkta böyle bir  şey var.
Hikayeyi bıraksınlar; her şey açık, suçüstü oldular!
Dün iki okuyucum mesaj gönderdi; biri Şanlıurfa diğeri Malatya’dan, malum cemaate ait dersanelerde şifrelerin dağıtıldığını söylediler.
Gerçekten öyle mi değil mi bilmiyorum ama bir şeyin şuyuu vukuundan önemlidir ve artık  vicdanlara kuşku düşmüştür.
Yapılması gereken sınavın derhal iptalidir.
Bu arada Cumhurbaşkanı Gül  ile  Milli Eğitim Bakanı  Çubukçu’nun açıklamaları tek kelime ile sorumsuzluk ve  hatta  yanlışı örtme teşebbüsüdür.
Savcılığın soruşturma yürüttüğü süreçte Gül’ün  “Ben tatmin oldum” beyanı yargıya açık bir  müdahale ve hatta tehdittir.
Öyle ya HSYK atamalarını yapan Cumhurbaşkanının  bu açık tavrına rağmen hangi savcı tersine davranabilir?
Oysa Abdullah Gül’den beklenen, DDK’yı  harekete geçirip iddiaları araştırmasaydı.
Hatırlayın aynı tutumlar iptal edilen KPSS sınavında da sergilenmiş lakin sonrasında iptale mecbur kalmışlardı.
Görüyorsunuz AKP sadece kurumları değil, fertleri de dönüştürmek ve Cumhuriyet’in yarattığı nesilden rövanş alma adına nelere başvuruyor.
Sorarım  size sınav için  bütün bunları yapanlar seçimde boş durur mu?
Muhalefeti bugünden uyarıyorum aman önlem alın. Görüyorunuz bunlar gözünü kararttı, her şeyi yaparlar.

EHVEN-İ ŞER...

Gül,Tayyip ve başkanlık!

Tayyip Bey Abdullah Gül’ü eski ifade ile tekaüde ayırmak yani emekli etmek istiyor, lakin Gül direniyor.
Belli ki iki isim arasına Çankaya Köşkü girdi.
İkili arasında var olan rekabet tahminlerin ötesinde!
Gül her fırsatta “Başkanlık Sistemi diye bir şey gündemde yok” diyerek Erdoğan’ı boşa çıkarmaya çalışırken, Tayyip Bey tam tersine seçimden sonra referandum işaretini veriyor.
Göreceksiniz, Tayyip Bey seçimde beklediği sonucu aldığı an Abdullah Gül’ü boşa çıkartacak ve görev süresi 5 yıl diye kestirip atacaktır.
Böyle bir durumda Gül Erdoğan’a posta atamaz.
Peki ne mi yapar?
TSK’yı yanına almaya çalışır!
Biz Başkanlık Sistemine federasyon kaygısı ile karşıyız ama hep söyledik bir kere daha söyliyelim Tayyip Bey sinsi değil, açıktır. Gül ise ne düşündüğü bilinmeyen ve herkese yapay gülücükler dağıtan bir portredir. Dolayısı ile fert olarak Erdoğan’ı Gül’e kıyasla ehven-i şer görürüz!

AL BİRİNİ!

Nihat Doğan’ın medya versiyonu jöleli!

Televizyon Programcısı Bahar Feyzan, Yiğit Bulut’un AKP’den milletvekili olacağını, son K.Irak seyahatında bu konuyu Başbakan Erdoğan’la konuştuğunu ifade ediyor. Öte yandan MHP adayı işadamı Lütfü Türkan da bir anekdotunu şöyle aktarıyor: “2007 seçimleri öncesinde Ankara’da Trilye lokantasında ben, Yiğit Bulut ve Enis Berberoğlu yemekteydik.Yiğit Bulut milletvekilliğine aday olacağını söyleyince hangi  partiden diye sordum, o da  hem MHP hem de CHP’den cevap bekliyorum, ikisinden de talebim oldu karşılığını verdi...” Evet görüyorsunuz bir önceki seçimde  CHP ile MHP’den adaylık bekleyen Yiğit Bulut şimdi AKP kapılarında...Söyler misiniz bu jölelinin Nihat Doğan isimli o malum çocuktan  bir farkı var mı? Nihat’ın medya versiyonu!

YANAR DÖNER

Ilıcak Ergenekoncu eşle Pensilvanya’da!

Nazlı Ilıcak yoksa oğlu ile eski eşini korumak için mi Şamil Tayyar’ın boşalttığı alanı doldurmaya çalışıyor. Malum Ilıcak’ın  üçüncü eşi Emin Şirin halen Ergenekon şüphelisi ve yargılanıyor ki Nazlı Hanım Emin bey’le Pensilvanya’ya bile gitmişti  ve orada Hocaefendinin misafiri olmuşlardı..Keza aynı şekilde Ilıcak’ın ikinci eşinden olan oğlu Mehmet Ali de önceki MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’un raporuna göre Ergenekon’un üst düzey yöneticisidir... Şuraya bakar mısınız, eş ve oğul Ergenekoncu, Nazlı Hanım tam tersine Ergenekoncu çetenin azılı karşıtı!.. Soruyorum bu işte bir anormallik yok mudur? Keza aynı Nazlı Hanım bir dönem İbrahim Şahin için kahraman diye yazılar yazmamış mıydı?.. Ergenekon’un medyadaki savcısı Ilıcak’ın durumu buysa, varın bu dava ile  ilgili hükmü siz verin!

Yazarın Diğer Yazıları