Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hulki CEVİZOĞLU

Hulki CEVİZOĞLU

Sosyal hayaletler

Geçen hafta Yeni Zelanda'da iki camide 50 Müslüman katledildi.

Katil, daha önce de Müslümanlara karşı şiddeti övücü davranışlarda bulunan birisi.

Yani tam bir patolojik kriminal.

Ve, olay da aslında bir toplumsal şiddet.

***

Toplum içindeki şiddetin faillerinin ortak özelliği, üstbenlik patolojisi ve yıkıcı narsisizmde birleşmektedir.

Yani bu katiller, kendilerini hedef aldıkları kişi ya da kitleden üstün gören narsistik, hastalıklı ve patolojik yapıya sahiptirler.

Yeni Zelanda'daki katil de bu profili çizmektedir.

Bu yapıdaki yıkıcı kişiler, sorumluluklarını kabul etmezler çünkü bu onlarda suçluluk duygusu doğurur.

Acı çekerler.

İnsan yapısı acıya değil, rahatlamaya eğilimlidir.

Bu yüzden bu kişiler yaptıklarının sorumluluğuyla "yüzleşmemek" için inkâr ve yansıtma yoluna başvururlar.

Yeni Zelandalı katil de -arkasında uluslararası güçler yok ve katliamı bireysel yaptı ise- cinayetini İslamiyet'e yansıtmaktadır. 

Bu nedenle bu katiller üzüntü duymazlar ve "vicdansız katil" olarak tanımlanırlar. 

***

Bu konuda pek çok araştırma yapılmıştır.

Bunlardan biri "Kendimizi (ve Ötekini) Konumlandırma ve Kimlik Kazanma" teorisidir.

Örneğin, Sarbin 1986'da yaptığı çalışma sonucunda, psikolojimizin düzenleyici bir kuralı olarak insanın kendisine, başkalarına ve yaşamın tamamına hikâyesel bir yapı yüklediğini, hikâyesel bir benlik algısı yarattığımızı söyler.

Benzer biçimde Mary Gergen de, "sosyal hayaletler" kavramından söz eder.

***

Sosyal hayaletler üreterek bir yapı inşa ederiz.

Hatta davranışlarımızı haklı çıkarmak için bu yapının harcına öfke koyar, topluma ve bireye öfke sunarız.

Kendi kendimize inşa ettiğimiz bu sosyal yapı ile hem kendimizi, hem de diğerlerini (ötekini) "konumlandırırız".

Bu "konumlandırma" kültürün ve doğal olarak da dinsel düşüncelerin etkisindedir.

Yeni Zelandalı katil de kendisini böyle konumlandırmış, ölüm kusmuş ve yarattığı sosyal hayaletler (gerçek olmayan düşünceler) ile katliamı gerçekleştirmiştir.

Bu kişiler aynı zamanda, etkin söylemlerle sosyal ortamlarda da kendilerine alan açarlar, orada "var" olmaya çalışırlar.

Yeni Zelandalı katilin katliamını Youtube üzerinden canlı olarak yayınlaması, bunu önceden planlayarak yapması da bunun somut örneğidir.

***

Bu tür "kendini konumlandırma" ve "psikolojik gizlenmenin" ilk örneklerine M.Ö. Roma döneminde rastlanılmaktadır.

Sicari tarikatı mensubu Yahudiler ile Yahudi Zeolotları (fanatikleri), düşman olarak gördükleri kişileri öldürerek tarihteki yerlerini almıştı.

 

Yazarın Diğer Yazıları