Sosyal medya kıskançlığını tetikliyor mu? Uzmanlardan çarpıcı uyarılar

Sosyal medya kıskançlığını tetikliyor mu? Uzmanlardan çarpıcı uyarılar

Sosyal medya, modern yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Instagram, Facebook, Twitter ve TikTok gibi platformlar, kullanıcıların anlık paylaşımlar yapmasına, arkadaşlarıyla ve takipçileriyle etkileşimde bulunmasına olanak tanıyor. Ancak, bu sürekli bağlantı ve paylaşım kültürü, aynı zamanda kıskanma, kaygı ve düşük benlik saygısı gibi duygusal sorunları da tetikleyebiliyor.

Uzmanlara göre, sosyal medya yalnızca insanlar arasındaki ilişkileri değil, aynı zamanda bireylerin psikolojik sağlıklarını da etkiliyor. Özellikle gençler ve genç yetişkinler arasında daha yaygın olan bu durum, sosyal medyada sürekli olarak başkalarının yaşamlarını gözlemlemek ve kendi yaşamını karşılaştırmakla ilişkilendiriliyor.

SOSYAL MEDYA VE KISKANMANIN PSİKOLOJİK BAĞLANTISI

Sosyal medya, kullanıcıların bir başkasının yaşamına dair anlık paylaşımlara kolayca erişebilmesini sağlar. Ancak bu durum, bireylerin yaşamlarını başkalarının başarılarıyla karşılaştırmasına ve kıskanmasına yol açabilir.

Psikoloji profesörü ve “Generation Me” adlı kitabın yazarı Dr. Jean Twenge, "Sosyal medya, insanların başkalarının daha iyi bir yaşam sürdüğünü görmelerine neden olur. Bu da kıskançlık duygularını tetikleyebilir" diyor.

Dr. Twenge, özellikle Instagram gibi görselliği ön plana çıkaran platformların, kullanıcıların kendilerini başkalarıyla kıyaslamasına yol açtığını belirtiyor. Görsel içeriklerin sürekli olarak paylaşıldığı bu platformlarda, kullanıcılar genellikle sadece en iyi anlarını paylaşırlar, bu da izleyicilerin yalnızca "mükemmel" yaşamları görmelerine neden olur. Bu tür paylaşımlar, kendi yaşamını yeterince "iyi" hissetmeyen bireylerde kıskanma duygularını artırabilir.

KISKANMAYI TETİKLEYEN SOSYAL MEDYA DAVRANIŞLARI

Sosyal medya, bireylerin başkalarının yaşamlarına dair seçici bir şekilde bilgi edinmelerine olanak tanır. Genellikle insanlar sadece "iyi" anlarını paylaşırken, günlük yaşamlarının zorlukları ya da olumsuz yanlarını gizlerler. Bu durum, başkalarının hayatlarının daha mükemmel olduğunu düşündürür.

Sosyoloji profesörü Dr. Sherry Turkle, "Sosyal medya, insanlar arasındaki duygusal bağları zayıflatıyor ve kıskanma gibi olumsuz duyguları körüklüyor. İnsanlar, yalnızca başkalarının 'başarılarını' görerek kendilerini eksik hissediyorlar" şeklinde açıkladı.

Birçok kullanıcı, başkalarının tatillerini, yeni aldıkları eşyaları veya başarılarını görüp kendilerini karşılaştırarak kıskanabilirler. Bu tür paylaşımlar, bireylerin kendi yaşamlarını daha az değerli veya yetersiz hissetmelerine neden olabilir. Kısacası, sosyal medya, bireylerin kendilerini başkalarının yaşamlarıyla kıyaslamasına ve daha fazla kıskanmasına yol açabiliyor.

SOSYAL MEDYANIN KISKANMAYI ARTIRAN DİĞER FAKTÖRLERİ

Sosyal medyada kıskanmayı tetikleyen bir diğer önemli faktör ise, "like" ve "yorum" sayılarının toplumsal bir onay ölçütü gibi algılanması.

Psikoloji profesörü ve dijital medya uzmanı Dr. Pamela Rutledge, "Sosyal medya, bireylerin onay arayışını pekiştiriyor. Kişi paylaştığı bir fotoğrafa çok sayıda beğeni aldığında, bu ona değerli olduğu hissini verir. Diğerleri ise bu tür onayları alamadığında kıskanma duygularına kapılabilirler" dedi.

Daha fazla beğeni ve yorum almak, sosyal medyada prestij ve popülerlik göstergesi olarak kabul edilir. Bu da bireyleri sosyal medya üzerinden kıskanma duyguları beslemeye itebilir. Kullanıcılar, başkalarının paylaşımlarını "idealize ederek" kendi yaşamlarını olumsuz bir şekilde değerlendirebilirler.

SOSYAL MEDYA KISKANMASINI AZALTMA YÖNTEMLERİ

Sosyal medyanın kıskançlık üzerindeki etkilerini azaltmak için bazı stratejiler uygulanabilir.

Uzmanlar, sosyal medya kullanımını daha bilinçli hale getirmeyi öneriyor.

Dr. Turkle, "Sosyal medyayı daha az kullanarak, kişisel ilişkilerimize daha fazla odaklanmalıyız. Aksi takdirde, başkalarının yaşamlarıyla sürekli olarak karşılaştırılmak, ruh halimizi olumsuz etkileyebilir" dedi.