Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU

Armağan KULOĞLU

Suriye'yle diyalog ve çözüm arayışları

Suriye'yle diyalog ve çözüm arayışları

Türkiye, ilişkilerimizin bozulduğu diğer ülkelerle olduğu gibi, Suriye yönetimiyle de diyalog kurmaya yönelik arayışlar içindedir.

Diyalog için önce medya yoluyla çağrılarda bulunulmuştur. Ancak Suriye''nin, Türkiye''nin yakın bir zamana kadar rejim hakkındaki tutumu, işgal ettiği topraklar ve ÖSO''ya olumsuz tavrından dolayı güven verici olmadığı düşüncesiyle görüşmelere soğuk baktığı görülmüştür.

Bu sefer Türkiye, bir dizi görüşmeler zincirinin başlatılabilmesi için Türkiye, Rusya ve Suriye''nin üçlü bir adım atması konusunda Rusya''ya bir teklifte bulunmuştur.

Buna göre, zaten bir süredir görüşen istihbarat örgütlerinin bir araya gelmesi, takiben savunma ve dışişleri bakanlarının buluşması, daha sonra da liderlerin bir araya gelerek diyaloğun ilerletilmesi önerilmiş, buna Rusya liderinin de olumlu baktığı açıklanmıştır.

Görüşme ve çözüme yönelik gelişmeler

Türkiye''nin Cenevre süreci kapsamında, Suriye için yeni bir anayasa hazırlanması, rejimin tasfiyesi, yeni bir seçim yapılması, iç savaştaki suçluların yargılanması gibi bir seri uygulamaları içeren ve gittikçe uzayan çalışmalardan sonuç alınamayacağını değerlendirdiği anlaşılmaktadır.

Ayrıca bu sürecin, Suriye''nin toprak bütünlüğünü sağlayabilmesi de şüphelidir. Nitekim ABD, PKK/YPG/SDG''yle bölgede bir garnizon devlet kurma peşindedir. Türkiye''nin güvenliğine tehdit olan bu yapının terörist saldırılarına karşı, meşru müdafaa gereği yaptığı ve yapacağı operasyonlardan onları korumaya çalışması da bunun teyididir.

Karmaşık bir hâl alan Suriye''deki durumun sağlıklı bir çözüme kavuşması, çözümün de bölge istikrarı ve güvenliğini sağlaması esastır. Bunun için bütün terör odaklarının etkisizleştirilmesine, Suriye''nin siyasi birlik içinde toprak bütünlüğünün sağlanarak ülkede tam kontrol sağlanmasına ihtiyaç bulunmaktadır.

Öncelikle Rusya ve ABD''nin, Türkiye''nin ve bölgenin güvenliği için verdiği sözleri yerine getirmeleri sürekli hatırlatılmalıdır. Türkiye''nin Rusya''ya yaptığı teklifte Soçi mutabakatına atıfta bulunması da önem arz etmektedir.

Suriye yönetiminin yaklaşımı

Türkiye''nin bir süredir medya aracılığıyla Suriye''ye yaptığı diyalog çağrılarına karşılık vermeme sebeplerinin başında;

-Suriye''deki iç karışıklıkların tırmanması sonucunda Türkiye''nin başlangıçta koalisyonla birlikte, müteakiben münferit olarak rejimin tasfiyesine yönelik girişimlerde bulunması, bu kapsamda muhalif hareketleri desteklemesi ve ÖSO''yu örgütlemesi,

-Rejimin iktidarını korumak için kendi halkına yaptığı zulümlere istinaden liderlerini diktatör ve katil olarak nitelendirmesi,

-Türkiye''nin, Suriye''nin kuzeyinde PKK/PYD/SDG''nin ABD destekli terör devleti kurmasını engelleyen operasyonlarla kontrol altına aldığı sahalardan çıkmayacağı endişesinin yattığı anlaşılmış ve bunu resmi olmasa da, dillendirdiği görülmüştür.

Ancak alınan bilgilere göre Suriye''nin; Türkiye''nin artık rejimi devirme niyetinin olmadığını gördüğü, Suriye''nin toprak bütünlüğünü bozduğunu düşündüğü sahalarda sadece güvenlik amacıyla bulunmaya devam etmek zorunda olduğuna ve ÖSO''ya olan ihtiyacın da sürekli olmadığına kanaat getirdiği ve bunun sonucunda Suriye''nin bu düşüncelerinde esneklik gösterebileceği algılanmıştır.

Ayrıca Türkiye''nin, diyalog, müzakere ve çözüme Rusya''yı da ortak etme teklifi ve bunun da kabul görmesi, Suriye''deki güvensizlik duygusunun yumuşamasını da beraberinde getirdiği değerlendirilmiştir.

Gelinen aşamada;

Önceki yazılarımda da belirttiğim üzere ortak hareketle, terör odaklarının yok edilmesi, Suriye''nin toprak bütünlüğünün sağlanması ve yönetimin, Türkiye''ye yönelik terör, güvenlik ve beka tehdidini ortadan kaldıracak derecede ülkesinde kontrol tesis etmesine paralel olarak Türkiye''nin kademeli olarak kontrol ettiği alanlardan çekilmesi,

ÖSO''nun da bu kapsamda Suriye ordusuna eklemlenerek entegre olması,

İdlip''teki soruna ve sığınmacıların durumuna çözüm getirilmesi dahil, tüm hususlarda ortak davranılması her iki ülkenin de çıkarınadır.

Böyle bir gelişmeye ABD''nin kendi çıkarları gereği olumlu bakmayacağı açıktır. Ancak Rusya''nın da Suriye''ye sağlayacağı teşvik ve telkinlerle, Türkiye''nin de samimi yaklaşımıyla bir güven ortamı içinde ve kararlılıkla müşterek hareket edilmesi, bu kritik ve zor konunun çözümüne imkân sağlayacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları