Şanlıurfa, insanlık tarihinin en önemli dönüm noktalarına ev sahipliği yapan Taş Tepeler Projesi ile dünya arkeoloji sahnesinde bir kez daha adından söz ettiriyor.

Japonya’dan gelecek bilim insanlarının Karahantepe kazılarına katılmasıyla, bu eşsiz proje yeni bir boyut kazanacak.

Taş Tepeler Projesi, Şanlıurfa’da 100 kilometrelik bir alana yayılan 12 arkeolojik alanı içeriyor:

Göbeklitepe, Karahantepe, Gürcütepe, Sayburç, Çakmaktepe, Sefertepe, Yeni Mahalle, Harbetsuvan, Kurttepesi, Taşlıtepe, Ayanlar ve Yoğunburç. Bu alanlar, yaklaşık 12 bin yıl öncesine tarihlenen ve insanlığın yerleşik yaşama geçiş sürecini aydınlatan buluntularıyla, arkeoloji dünyasında devrim niteliğinde keşiflere sahne oldu.

Karahantepe, Göbeklitepe ile çağdaş olan ve T biçimli dikilitaşlarıyla dikkat çeken bir merkez.

2019’dan bu yana sürdürülen kazılarda, ana kayaya oyulmuş yuvarlak yapılar, insan ve hayvan heykelleri ile sembolik betimlemeler gün yüzüne çıkarıldı. Özellikle “falluslu havuz” ve stilize insan başı gibi buluntular, dönemin sosyal ve ritüel pratiklerine dair çarpıcı ipuçları sundu.

JAPON BİLİM İNSANLARININ KATILIMI YENİ BİR DÖNEM BAŞLATIYOR

Tokyo Üniversitesi’nden Prof. Dr. R. Yoshihiro Nishiaki ve Chiba Teknoloji ve Jeo-Kosmoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Takafumi Matsui liderliğindeki Japon arkeologlar, Karahantepe kazılarına katılacak.

Japonya, daha önce Kırşehir-Kaman Kale Höyük ve Hasankeyf Höyük gibi Türkiye’deki önemli arkeolojik projelerde yer almış, uzmanlığıyla tanınıyor.

Prof. Nishiaki, “Karahantepe, insanlığın yerleşik yaşama geçiş sürecindeki kültürel ve teknolojik dönüşümleri anlamak için benzersiz bir fırsat sunuyor. T biçimli dikilitaşlar ve sembolik yapılar, dönemin toplumlarının organizasyon yeteneğini ortaya koyuyor” dedi.

Japon bilim insanlarının katılımı, Taş Tepeler Projesi’nin uluslararası iş birliğini güçlendirdi.

İNSANLIK TARİHİNE YENİ BİR IŞIK

Taş Tepeler Projesi, yalnızca arkeolojik buluntularla sınırlı kalmıyor; aynı zamanda insanlığın tarıma geçişi, sosyal organizasyonları ve inanç sistemlerine dair yerleşik bilgileri yeniden şekillendiriyor.

Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen Karahantepe buluntuları arasında, 2,3 metre yüksekliğindeki gerçekçi insan heykeli ve leopar motifli dikilitaşlar büyük ilgi gördü. Müze, dünyanın en büyük Neolitik araştırma ve sergileme merkezine dönüştürülme yolunda ilerledi.

Londra Üniversitesi’nden arkeolog Prof. Dr. Ian Hodder, Taş Tepeler’in önemine dikkat çekerek, “Bu projenin buluntuları, Neolitik dönemin yalnızca basit bir tarım devrimi olmadığını, aynı zamanda karmaşık bir sosyal ve sembolik dönüşüm süreci olduğunu kanıtlıyor” dedi.

Benzer şekilde, Heidelberg Üniversitesi’nden Prof. Dr. Klaus Schmidt’in daha önce Göbeklitepe için başlattığı çalışmalar, Taş Tepeler’in küresel arkeoloji gündemindeki yerini sağlamlaştırmıştı.

TURİZM VE BİLİM EL ELE

Taş Tepeler Projesi, Şanlıurfa’yı kültür turizminin merkezi haline getirdi. Geçen yıl Göbeklitepe’yi 750 bin kişi ziyaret ederken, Karahantepe’nin de 2025 sonuna kadar ziyaretçilere açılmasıyla bu sayının artması beklendi.

Karahantepe’ye günlük ziyaretçi sayısı 1500’e ulaşıyor. Koruma çatısı ve araştırma merkeziyle, bu alanın hem bilim hem turizm açısından cazibesi artacak.

Taş Tepeler Projesi, Japon bilim insanlarının katılımıyla yeni bir döneme girerken, Şanlıurfa’nın tarihin sıfır noktası olarak anılmasına olanak sağlayan bu çalışmalar, insanlık tarihinin bilinmeyen sayfalarını aydınlatmaya devam ediyor.