Televizyon tartışmaları ve tartışma usulüne dair notlar

Meseleleri çözebilmenin, doğruyu bulabilmenin yollarından biri de "tartışma"dır. Tartışma, adı üstünde görüşlerin tartılması demektir. Çarşıda pazarda nasıl alıp sattıklarımızın ederini tartarak tespit ediyorsak düşüncelerimizin doğru mu yanlış mı olduğunu da tartışarak belirleyebiliriz.

Namık Kemâl'in "Hakikat şimşeği fikirlerin çarpışmasından doğar" (Bârika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar.) sözü doğrulara fikir tartışmalarıyla ulaşılabileceğini ifade etmesi bakımından önemlidir. Hatta Hazret-i Peygamberimizin "Ümmetimin ihtilafı rahmettir" (İhtilâfü ümmetî rahmetün.) hadisini bile tartışma bağlamında değerlendirebiliriz. İyi niyetle tartışılırsa ihtilaflar niye hayırlı sonuçlara vesile olmasın ki?..

Tartışmanın kavga etme, atışma yahut inatlaşma olarak algılandığı bir toplumda tartışarak müspet neticeler elde etmek mümkün müdür, diyeceksiniz. Haklısınız, tartışmaya bu gözle bakılırsa elbette olumlu sonuçlar elde edilemez. Nitekim her akşam televizyon kanallarında tartışma programları izliyoruz, tartışarak ortak bir noktada birleşildiğine hiç şahit olmadık. Herkes dediğim dedik çaldığım düdük havasında. Çünkü bizde maalesef standartlara uygun bir tartışma usulü oluşmamış. Hemen her alanda olduğu gibi tartışmalarımız da anam-babam usulü devam ediyor.

Hayatta her şey belli kurallar çerçevesinde döner. Devlet, kanunlar olmadan yürür mü? Kuralsız trafik düşünebiliyor musunuz? Tartışmanın da usulü var elbet. Bu usullere uyarak tartışırsak ancak o zaman doğruları bulabiliriz. Aksi halde havanda su dövmekten öteye geçemeyiz.

Tartışmada farklı görüşlere saygı duymak esastır. Kendi düşüncelerimizin mahzı hakikat olduğuna inanıyorsak zaten tartışmaya gerek kalmaz. Kendi doğrularımız bizim için ne kadar önemli ise başkalarının duygu ve düşüncelerinin de onlar için o kadar değerli olduğunu bilerek tartışmalıyız. Zeytinyağı gibi üste çıkmak için tartışmaya girmişsek bunun adı tartışma değil inatlaşma olur.

Muhataplarımızın savundukları düşünceler bize göre yüzde yüz yanlış olsa bile "yanlış düşünüyorsunuz" demek yerine onları anlamaya çalışmak, meseleye bir de o pencereden bakmak tartışmanın temel prensiplerindendir.

Tartışmada peşin hükümlü olmamalıyız. Fikirlerimizin doğruluğunu ispat etmek için orada bulunuyorsak tartışmayı daha baştan baltalamış oluruz. Tartışmacı, kendi fikirlerinin doğruluğunu kabul ettirmek için değil, farklı düşüncelerden hangisinin daha doğru olduğunu birlikte tartmak için vardır.

Unutmadan şunu da belirtelim ki tartışmacı kendini övmeye, "ben" demeye başladı mı ondan tartışmaya katkı sağlaması beklenmemelidir. O, malumat-fürûşluk için oradadır.

Son bir not... Cahillerle zinhar tartışmayın derim. Tartışmanın itibarını zedelemiş olursunuz. Ayrıca elde edeceğiniz bir şey de yoktur.

ACZİMİN GİRYESİ:

TARTIŞMA VE İNATLAŞMA

İnsan bu; kimi tartışır, kimi dertleşir,

Kimi de edep erkân bilmez inatlaşır.

                                (Li-müellifihî)

Yazarın Diğer Yazıları