Trump’ın tüm çelik ve alüminyum ithalatına %25’lik tarife uygulaması sonrasında, alüminyum vadeli işlemleri ton başına 2.630 doların altına gerileyerek önemli bir düşüş yaşandı. Morgan Stanley’nin değerlendirmelerine göre, alüminyum özellikle ulaşım, inşaat ve ambalaj sektörlerinde yoğun kullanım alanı bulması nedeniyle bu yeni tarifenin en ağır yükünü taşıyor.

ABD ekonomisinin önemli yapı taşlarından biri olan alüminyum, ülkenin tüketiminde büyük oranda ithalata bağlı durumda. ABD, alüminyum tüketiminin neredeyse yarısını ithalatla karşılamakta olup, net ithalatlar ülke talebinin yaklaşık %82’sini oluşturuyor. Bu durum, özellikle tedarik zincirinde yaşanacak kesintiler ve fiyat dalgalanmaları açısından sektörü son derece hassas hale getiriyor. ABD’ye en fazla alüminyum sağlayan ülke Kanada olurken, onu Birleşik Arap Emirlikleri takip ediyor.

Bu son adım, Trump’ın 2018’de ulusal güvenlik gerekçesiyle alüminyum ithalatına uyguladığı %10’luk tarife kararını andırıyor. O dönemden bu yana, piyasalarda yaşanan belirsizlik ve arz kısıtlamaları, alüminyum fiyatlarını sürekli bir yükseliş trendine sokmuştu. Ancak şimdi, küresel ticarette yeniden alevlenen gerilim, fiyatlarda ani ve sert düşüşlere yol açtı.

Özellikle “AluminumPrice” verileri, grafikler, tarihsel veriler, haber özetleri, istatistikler, tahminler, uyarılar ve ihracat bilgileri gibi çok çeşitli kaynaklardan elde edilen analizler, piyasanın mevcut durumunu daha da netleştiriyor. Uzmanlar, bu verilerin ışığında, ticaret savaşlarının ve artan korumacılık politikalarının küresel alüminyum piyasasında yapısal değişikliklere neden olabileceğini öne sürüyor.

Çin’de ise durum farklı bir seyir izliyor. 2024 yılında, Çin alüminyum üretimi rekor seviyeye ulaşarak 44 milyon tona çıktı. Bu rakam, 2017’de hükümetin aşırı arzı önlemek ve karbon emisyonu hedeflerini desteklemek amacıyla belirlediği 45 milyon tonluk üretim sınırına oldukça yakın seyrediyor. Çin’in üretimde bu düzeylere ulaşması, dünya piyasasında arz-talep dengesinde yeni dinamiklerin ortaya çıkmasına neden olabilir.

ekran-resmi-2025-02-12-11-50-40.png

Piyasa analistleri, ABD ve Çin arasındaki ticari gerilimlerin yanı sıra, Avrupa ve diğer küresel oyuncuların da bu gelişmelerden etkilenebileceğini belirtiyor. ABD’nin iç üretim kapasitesindeki sınırlılık, tarifenin sektöre olan etkilerini daha da artırırken, Avrupa Birliği yetkilileri benzer korumacı önlemlere gidilebileceği uyarısında bulunuyor. Yatırımcılar, özellikle inşaat, otomotiv ve ambalaj sektörlerinde maliyet artışları ve tedarik zinciri aksamaları gibi olası risklere karşı temkinli adımlar atmaya başladı.

Ayrıca, küresel ticarette yaşanan bu belirsizlik, yeni tedarik zincirleri oluşturma çabalarını hızlandırdı. Bazı analistler, ülkelerin alternatif pazarları değerlendirmesi ve uzun vadede iç üretimi artırmaya yönelik stratejiler geliştirmesi gerektiğini vurguluyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomiler de, dünya alüminyum piyasasındaki bu dalgalanmalardan etkilenebileceği için yeni düzenlemeler ve stratejiler üzerinde çalışmaya başladı.

Trump’ın uygulamaya koyduğu %25’lik tarife, küresel ticarette yaşanan belirsizlikleri perçinlerken, alüminyum piyasasında ani dalgalanmalara yol açtı. Hem ABD hem de dünya genelinde sektörün geleceği, yeni ticaret politikaları, arz kısıtlamaları ve uluslararası rekabet ortamı çerçevesinde şekillenmeye devam edecek. Yatırımcılar ve sektör temsilcileri, bu süreçte piyasayı yakından izleyerek gerekli önlemleri almaya çalışıyor.

ekran-resmi-2025-02-12-11-50-51.png